‘Beyaz Türkler’ varken, zam kimin nesine?

Mehmet Y. Yılmaz, cuma günü yazının başlığını “Eskiden bu haber manşet olurdu!” diye atmış.
Neymiş bugün manşet olamayan haber?
“Görevini kötüye kullananların cezasını azaltmak, adeta affetmek!”
Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek’in bu kanunla başının dertte olduğu söyleniyor.
Meclis Anayasa Komisyonu Başkanı Prof. Burhan Kuzu da görevini kötüye kullanmayı cezalandıran bu maddeyi savunurken ne diyor:
“Maydanoz maddesi!”
Hani “her çorbaya maydanoz olmak” diye bir deyim vardır.
Rahmetli Anayasa profesörleri Hüseyin Nail Kubalı, Ali Fuat Başgil, Tarık Zafer Tunaya, Orhan Aldıkaçtı ve diğer Anayasa hocalarımız, herhalde o gün Burhan Kuzu’yu ibretle seyredip, dinlemektedirler, bu kanuna “maydanoz” demenin, bilimsel ağırlığını öğrencilerinden öğrenmişlerdir.
Mehmet Y. Yılmaz “Medyanın bir bölümü iktidarın hık deyicisi olmuş, öbür bölümünün üzerinde de ağır bir baskı var” diyor…
Yazılı medyanın köşe yazarları da oturdukları yerden yeni icatlar çıkarıp, ahkâm kesiyorlar.
“Beyaz Türkler” gibi…
Ortaya bir laf at, tartışılıp gitsin, suya da sabuna da dokunmasın.
Hem köşe dolar, hem kimsenin başı ağrımaz, vakit geçer…
“Kim bu beyaz Türkler?”
Herhalde bizler değiliz.
Ya kimler?
* * *
Aklımıza rahmetli Cem Karaca’nın bir şarkısı geldi, olsa olsa bunlar da “Beyaz Türkler” aşiretindendir ya da kabilesinden…
Cem Karaca der ki:
“Her zamanki köşenizde
Her zamanki barınızın
Önünde viski ve havuç
Ve bir eliniz çenenizde
Kaşınız hafifçe yukarıda
Bakışlarınız ne kadar bilgiç
Hiçbir şey üretemeden
Sadece eleştirirsiniz

Sinemadan siz anlarsınız
Tiyatrodan, müzikten
Heykel, resim, edebiyat
Sorulmalı sizden
Ekmeğin fiyatını bilmezsiniz
Ama ekonomi, politika
Karılarınızı döverken siz
Ne kadar bilimselsiniz

Bu yaz yine güneydeydiniz
Bol rakı, güneş ve deniz
Her şey bir harikaydı
Ancak yerli halkı beğenmediniz
Burda da, orda da o aynı barlar
Hep o aynı yarım porsiyon aydınlık
Aynı çehreler, aynı laflar

Vallahi hiç değişmemişsiniz”
* * *
Herhalde bunlar da “Beyaz Türkler” aşiretinin bir kolu.
Tabii Cem Karaca erken gittiği için taşlama geride kalmış, mesela “Beyaz Türkler” artık viski, rakı içmiyor, alametleri şarap, şarap içmeden “Beyaz Türk” olmak yok.
* * *
Mehmet Y. Yılmaz medyayı ikiye ayırmış, hık diyenlerle ağır baskı altında kalanlar.
Örnek mi?
Bu memlekette, zam geldi mi yer yerinden oynardı, belediye taşıt araçlarına yüzde 10 zam yapmış, bakın kaç gazetede, kaçı birinci sayfada…
İçkiye yüzde 32 zam, kimi haberi görmemiş, görenler de “zıkkım içsinler!” havasında…
Bu gazetelerde çalışan meslektaşlarımız, zam haberlerini değerlendiremeyecek kadar bilgisiz mi, yeteneksiz mi?
Asla!
O halde?
Hâlâ mı soruyorsunuz!
Zamlardan kime ne?
CHP’liler Cumhurbaşkanı’nın eşi türbanlı diye Çankaya’ya gidecek mi, gitmeyecek mi?
Derdimiz bu, üstüne de “Beyaz Türkler salçası” afiyetle yiyin!
Zam kimin nesine?


Hasan Pulur
Milliyet

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)