Yakın dostumuz ABD!

Başımızdaki belalar azmış gibi şimdi bir de “yeni” füze krizi çıktı... ABD Savunma Bakanlığı’nın ve NATO politikasından sorumlu bir üst düzey yetkilisi “balistik füze tehditlerinin nereden gelebileceğine baktığımızda, bize göre Türkiye çok fazla ön cephelerde yer alıyor” demiş!
Lafın kısası; ABD şimdi NATO üyeliğimizi kullanarak ülkemizde, gelebilecek füze tehditlerine karşı bir füze savunma sistemini “füze kalkanı bataryalarını” konuşlandırmak istiyor! Açıklamayı yapan yetkili de Türkiye’nin, coğrafi konumundan dolayı bu programda önemli bir rol oynadığını ve “balistik füze tehditlerinin nereden gelebileceğine bakıldığınagöre Türkiye çok fazla ön cephede yer alıyor. Dolayısıyla coğrafi açıdan Türkiye, sistemin bazı bölümlerine ev sahipliği yapmada iyi bir yer olabilir” demiş.



ABD’nin bana hatırlattıkları
AKP Hükümeti bu teklif karşısında, iki arada bir derede... ABD’yi de İran’ı da şu bağlamda kırmamak gerek!.. Hazreti Süleyman basireti gerekiyor! Bu durum bana “Patriot” ve “Jüpiter” füzeleri olayını ve ABD’nin ne menem “sadık” bir “stratejik mütteffik” olduğunu hatırlattı... Kıbrıs olayındaki Johnson mektubu ve “ambargo” gibi!
Türk Ordusu, Kore savaşında ABD kuvvetlerini kurtarmıştı.. Oradaki silah arkadaşlığı ve McArthur’un Türklere “Kahramanların Kahramanı” demiş olması, Amerikan askerlerinin Irak’ta subaylarımızın başına çuval geçirmelerini önlemedi.

Ekim Füzeleri bunalımı
Bütün bunlar ABD gibi büyük devletlerin, “milli siyaset belgelerinin” ve çıkarlarının -kırmızı çizgilerinin- değişmediğini bir defa daha gösterdi.
ABD’nin ne gibi güvenilir bir dost olduğunu 1960’lardaki, Ekim füzeleri Küba krizinde anlamış olmamız gerekirdi ve şimdi, ABD’nin bu yeni füze talebi konusunda bunu hatırlamamız
gerekiyor!
Türkiye bu Ekim 1960 bunalımının tam ortasında ve Sovyet füzelerinin hedefiydi...
Ekim Füzeleri Bunalımı, 1960’dan sonra ABD’nin Türkiye’ye, SSCB’nin de
Küba’ya nükleer başlıklı füze yerleştirmesi ile başladı ve 1962 Ekim’inde doruğuna vardı. Ekim 1962’de dönemin iki süper gücü fiilen karşı karşıya geldi ve kim önce gözünü kırpacak raddesine vardı ve dünyayı nükleer savaş tehdidi altında bıraktı. Türkiye bu savaşın başlıca hedefi olacaktı! Çünkü ABD, 1961’de zamanın hükümetiyle anlaşarak Jüpiter füze bataryalarını İzmir Çiğli’de konuşlandırmıştı. Türk halkının bundan haberi yoktu!
1962 sonbaharında ise Küba’ya
Sovyet füzelerinin konuşlandırılmasına başlandı.

Türk halkının haberi bile olmadı
Bir görüşe göre, Küba bunalımının ortaya çıkardığı tehlike gerçek olmaktan çok görünüşteydi. Bu görüşe göre, füzelerin yerleştirilmesi, dönemin SSCB lideri Nikita Kruşçev açısından becerikli bir soğuk savaş oyunuydu ve füzeler dönemin ABD Başkanı J. F. Kennedy zorladığı takdirde sökülmek üzere yerleştirilmişti. Ancak, sökme bedeli olarak Kruşçev bazı ödünler beklemekteydi... Küba’nın işgal edilmeyeceğine dair güvence, SSCB toprakları yakınına yerleştirilmiş füzelerin sökülmesi. Sonra, nükleer savaşa ramak kala Küba’daki füzelerle, Türkiye’deki Jüpiterler söküldü. Türk halkının bundan da haberi olmadı. Füzelerin hedefi olduğunun farkında olmadığı gibi...
Şimdi farkındayız!

Altemur KILIÇ
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)