Yılbaşına kadar kimler tahliye olacak?

Büyük destanın adı verilmişti nereden çıktığı belli olmayan bu davaya...

Dava belli değildi ama Türk’lerin çıkmak için mücadele verdiği yer belliydi: Ergenekon...
İşte şimdi de içerden çıkmak için destansı bir mücadele veriliyordu: 2'ye bir 1 mücadelesi...

Belli ki dava uzun sürecekti...

Salonlar yapıldı...

Yollar asfaltlandı...

Dayanamadı Trakya'nın kışına, bozuldu…

Tekrar yapıldı...

Birincisi, ikincisi, üçüncüsü…

Arkası yarın gibi pembe diziler oluşurken, senaryolara yeni aktörler eklenirken, ülkem aydınları teker teker kampüste esaret altına alınırken, bizler de; Malta sürgünleri, Dreyfus davası, Guatemala benzetmeleri yapıp tarihsel benzeşmelerle birbirini kovalayan yorumları izledik-okuduk...

TV’ler bir buçuğa bölündü. Bir buçuk diyorum çünkü bir kısım medya her olayı Ergenekon’a odaklarken “buçukumsu” medya, sabuna dokunmadan, sudan da tasarruf ederek sıvıştı gitti... Ama ayakta kalanlar korkusuzca gerçekleri yazmaya devam etti.
Korku imparatorluğu yıldırmadı bizleri dedik ama mahkeme salonuna girişte kimlik numarası alındığını duyup kapıdan dönenleri de gördük...

Silivri’ye gideceğini duyan arkadaşın, her zaman ödünç verdiği arabasını plakası alınır diye vermemesini de...

Yani davadan dönenleri de...


Her duruşmada, 'acaba ne olacak? Yeni delil mi sunulacak? Ne değişecek de tahliye çıkacak?' diye beklerken gördük ki tahliye ihtimali, şu ağızlara pelesenk olan havuz problemlerini aşmış, 108 sanığın bilemediğimiz değişkenlerle kombinasyonu ile değerlendirilebilecek matematik sorusuna dönmüştü. Mesela savunmasına 1–2 ay kalan Mustafa Özbek, 2 yıl savunması alınsın diye bekletilmedi mi? Bunun için beklemediyse 3 haftada delil durumu veya duruşma seyri ile ilgili ne değişti de "oybirliği ile’’ salıverildi? Kendisi ve avukatları "değişen bir şey yok’’ derken, daha önce tutukluluk halinin devamı yönünde oy kullanan iki üyenin, aynı haftada ‘’hadi salalım’’ demesinin nasıl açıklanabileceğine mevcut bilimsel yaklaşımlardan hangisi açıklama getirebilir? Hakim üyelerin ‘halet-i ruhiyesi’ ile açıklanabilecek bu durum, ‘’özgürlük’’ gibi net evrensel tanımları olan bir kavram için fazla kalitatif değil mi? Bunun kantitatif, yani ‘ölçülebilir’ bir değerlendirmesi de olabilir mi?

Düşünün ki 25 ay önce tutuklanıyorsunuz...

Bekliyorsunuz ki dava başlasın. 1 hafta–2 ay–3 ay değil, 10 ay... Ama gidip gelinen yer hep aynı, '16 adıma 6 adım avlu'...

Plastik masa-sandalye, soğuk duvarlar...

Savunmanızı yapıyorsunuz sıra geldiğinde...

Durmadan soruyorsunuz,

-'suçum ne?'.

-'taze fasulye seviyorsun', '20 yıl aynı kıyafeti giriyorsun'.

-'Suçum ne?' ...

-'Cumhuriyet mitinglerini düzenlemişsiniz!'... 'Demokratik bir ülkede izinli miting düzenlemenin yasak olduğunu bilmiyor musun!'.

-'Suçum ne?'

-'Meclisi ortadan kaldırmaya teşebbüs!'.

-'Nasıl olacakmış o?'.

-'Parti kurup teşkilatlanarak'.

-'Ülkenin geleceği için çocuklarımız için, ecdadımıza layık olmak için çalışmak, proje üretmenin ülkenin menfaatine olacağını mı düşünüyorsun?'...

Halbuki tüm kitleri satıp eşe dosta ‘kit’lemek, devlet kurumlarına ait taşınmazları, arazileri, ihaleleri, nehirleri, havayı suyu satıp yan gelip yatmak dururken...!


Düşünüyorum kimi zaman şu eski Türk filmlerindeki gibi "acaba suyumuza içeceğimize bir şey mi katıldı?’’…

Maç kaç-kaç: 2- 1.

Tuncay Özkan’ın avukatlarından Seçil Özdikmenli’den aldığım bilgiye göre;

Tuncay Özkan'ın sorgusunun tamamlandığı 25.12.2009 tarihinden bu yana 63 duruşma yapıldı.

Bunlardan 15 tanesinde tutukluluk halleri ile ilgili karar verildi. Mahkeme Başkanı Köksal ŞENGÜN, bu 15 duruşmanın 13'ünde heyette idi ve 13 kez Tuncay Bey'in tahliyesi yönünde oy kullandı.

İzinli olduğu 2 celsede, heyet başka bir hakimle tamamlandı ve kararlar oy birliği ile çıktı.

Peki, ilk karar duruşmasında Mahkeme Başkanı Köksal Şengün kimlere tahliye yönünde oy kullanmıştı?

1)Ahmet Tuncay Özkan, 2)Mustafa Balbay, 3)Mehmet Dalagan, 4)Kenan Temur, 5)Mustafa Koç, 6)Emre Baltacı, 7)Ali Oktay Şahbaz, 8)Mustafa Özbek… (Tarih:25.12.2009)

Şimdi de şu ana kadar bu ilk listeden kimlerin tahliye olduğuna bakalım;

19.02.2010 – (4)Kenan TEMUR

19.03.2010 – (5)Mustafa KOÇ

14.05.2010 – (6)Emre BALTACI

04.06.2010 – (7)Ali Oktay ŞAHBAZ

Duruşmalara 2,5 ay ara verildi;

07.10.2010- (8)Mustafa Özbek

Bu durumda diğer iki üyenin, başkanın ilk tahliye listesindekileri ardı ardına tahliye ettiği ve listeden Ahmet Tuncay Özkan ve Mustafa Balbay, Mehmet Dalagan'ın tutukluluk hallerinin devam ettiği görülmektedir.

Demek ki bundan sonraki karar duruşmasında bu 3 isimden biri tahliye olabilir.

Her türlü korelasyon ve kombinasyon ile kantitatif değerlendirme böyle çıkıyor!?!

Matematik bilimi, Başkan’ın listesinde ki herkesin yılbaşına kadar çıkacağını işaret ediyor.

Biz de sonucu belirsiz bu denklemlerle teselli olmaya çalışırken geleceğimizi yitiriyoruz.

Ey yarabbim! Sen aklımızı koru...



Ezgi Deniz Urunga
Odatv

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)