“Fethullah ve Susurluk”



NAZLI ILICAK BU KİTABA SİNİR OLACAK

Faili Meçhul cinayetlerle ve yasadışı örtgütlerle verdiği mücadeleyle tanınan, son olarak Ergenekon Davası'nda 3 yıl tutuklu kaldıktan sonra tahliye olan Nusret Senem'in “Fethullah ve Susurluk” kitabı çıktı. Maraş ve Sivas katliamlarında, Eşref Bitlis suikastinde, Kasaplar Deresi'nde işlenen faili meçhul cinayetlerde müdahil avukatlık yapan Senem, Silivri Cezaevinde 28 klasöre varan Susurluk raporlarını inceledi. Gülen Cemaati'nin yapılanmadaki yerini sorguladı.

Senem, kitabında Hüseyin Gülerce, Nazlı Ilıcak gibi bugün Ergenekon Davası'nı destekleyen isimlerin Susurluk sanıklarını nasıl övdüğüne yer verdi. Örneğin 22 Şubat 1997'de Ilıcak Akşam Gazetesi'nde İbrahim Şahin için şunları yazıyordu: “Kahraman polis müdürü İbrahim Şahin'e vuran vurana, hay başınıza İbrahim Şahin kadar taş düşsün. Belki o zaman kendinize gelirsiniz.” 12 Aralık 1996'da ise “Eski Özel Hareket Daire Başkanı İbrahim Şahin'i Susurluk olayı patlak verdikten sonra tanıdım; anlattıklarını dinledim ve söylediklerinden ikna oldum, bu vatan için tek parmağını dahi taşın altına sokmamış insanlar tarafından, pervasızca karalanmasını içime sindiremedim.” Ilıcak'ın Şahin'e övgüsüne, Abdullah Çatlı ile yan yana fotoğraflarını yayınlayan Kanal D'yi eleştirmesine dair birçok yazısı kitapta yer alıyor.


Ilıcak'ın bugün itiraflarıyla gündeme gelen Ayhan Çarkın ve suçladığı özel harekatçılarla ilgili yazıları da kitapta var. örneğin özel harekatçı Ayhan Çarkın'ın kendisini ziyaretini Ilıcak, 8 Ocak 1997'de Alşam'da şöyle anlatıyor: “Günlerdir karalanan ve ucu eroine ulaşan, kara parayı akladığı iddia edilen Ayhan Akça ziyaretime geldi. İri yarı, esmer, yağız bir genç adam... Senenin yarısını Güneydoğu'nun dağlarında PKK eşkiyasıyla savaşarak geçiriyor... Bize göre bir kahraman. Aldatılan, beyni yıkanan kimi basın mensuplarına göre 'kara para aklayıcısı, karanlık ilişkileri olan hain'.” Ilıcak, 3 Aralık 1996 tarihinde bugün Çarkın'ın ifadesiyle gündeme gelen Özel Harekatçılar için şunları yazdı: “Topal cinayetine karıştıkları öne sürülen özel TİM görevlisi polisler Ayhan Çarkın, Oğuz Yorulmaz, Ercan Ersoy'un olayla bir ilgilerinin bulunmadığı teslim tutanaklarından anlaşıldı.”

HÜSEYİN GÜLERCE'NİN YAZDIKLARI

Hüseyin Gülerce'nin Abdullah Çatlı'nın cenazesi için 7 Kasım 1996'da Zaman'da yazdığı şu satırlar dikkat çekiyor: “Abdullah Çatlı'nın cenazesi Uğur Mumcu'nunki gibi devlet töreni ile kaldırılmadı ama eski arkadaşları, onun vatanseverliğine hayranlık duyan binlerce eski dostu öldüğü günde yanındaydı.” Gülerce Aynı yazıda Susurluk kazası için ise şunları yazdı: “Aşiret reisi Sedat Edip Bucak PKK ile mücadelede binlerce adamı ile devletin yanında yer alıyor. Mücadelesi PKK ile. Abdullah Çatlı'da PKK'nın maddi manevi kaynaklarından Ermeni Örgütü ASALA'nın tüketilmesinde 'devletin izni ile' önemli başarılar sağlamış birisi. Arabadaki 3 kişi ile Türkiye Cumhuriyeti'nin Emniyet işlerinde başarılı görevlerde bulunmuş, aynı zamanda bir alevi dedesi olan Hüseyin Karadağ. Kimse onun hakkında olumsuz bir şey söylemiyo. O halde arabada bulunan kişilerin hüviyetleri dikkate alındığında vatan ve millet aleyhine ittifaktan söz etmek pek mümkün değil.”

Kitap, cemaatin Susurluk ilişkilerini devlet raporları ile gösteriyor. Senem, bu raporlara da ilginç bir şekilde ulaşmış. Sanık olduğu Ergenekon Davası'na tüm Susurluk raporlarının mahkemeye getirilmesini isteyen Senem, bu raporları inceleyerek kitabını yazmış. Yani kitap Cemaatin sıkça söylediği gibi karanlık güçlerin verdiği belgelerle yazılmamış. Bundan sonra altı kitaplık Fethullah Gülen dizisinin geleceğini yine kitaptan öğreniyoruz. Üç yıl hapis yatan Senem'in yazdığı kitapla ilgili en çok yapılan espri ise “yanan dokunur” şeklinde.

Odatv
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)