Özgürlüğün ve Özerkliğin Tercümesi

AKP iktidarının sözcüleri,* “Dini özgürlükleri genişletmeyecekse,özerklik olmayacaksa,* ne yapayım o Anayasayı” diyorlar.

Bu sözlerin aslında tercüme edilmesine gerek yok. Ancak, tercüme
edelim de açılmayan zihinler, kapanan kulakların açılmasını umut etme
hakkımız olsun.
Dini özgürlükleri genişletmek demek, *laikliği yeniden tanımlayalım,
hatta laikliği Anayasadan çıkaralım, milletimiz İslam’dır*, diyelim
demektir.
Yani yüz elli sene mücadele edilerek devrimle elde edilen, laiklik
hakkını halkın elinden alalım. Diyorlar.
Laikliği daraltıp, dini yaşamı genişletince özgürlükleri genişletmiş
olacaklar. Dünyanın gittiği yönü, akılı ve bilimi bir yere koyalım.
Dinimizin önündeki tüm engelleri kaldıralım.(Sanki dinin önünde bir
engel varmış gibi)
Tamda kendilerinin söyledikleri, şöyle yaparsak üçüncü dünya ülkesi
oluruz, böyle yaparsak çağdaş dünyadan koparız söylemlerine uygun bir
gidişat.
* İktidar sözcülerinin söyledikleri şu;* İsterse anayasanın bin maddesi
olsun. Bizi ilgilendiren iki vazgeçilmez madde var. *Laiklik kalkmalı,
etnik özerklik gelmeli.*
Anayasayı değiştirirken, özgürlükleri genişletelim lafının altındaki
ikinci ve asıl amaç, etnik guruplara üniter devletten ayrılma yetkisi
tanımak. Yani özerklik. Yani bölünme.
Özetin özeti, Anayasa’da iki değişiklik yapmak istiyorlar. Gerisi faso-
fiso.
Aksi takdirde Anayasayı değiştirmek gibi, gerçek bir amaçları yok.
Varsa, yoksa dini özgürlükler ve bölünme.
Dindar/laik bölünmesi ve Kürt/Türk bölünmesi, yani bölünmenin
Anayasasını getirmek istiyorlar.
Bu Türkiye’yi bölme Anayasasına, CHP ve MHP’yi de katarak, yaptıkları
işi meşrulaştırmaya çalışıyorlar.
CHP ve MHP’yi de kendi suçlarına ortak etmeye çalışıyorlar.
Anayasanın bu söylediğim yönde değiştirilmesini AKP, MHP ve CHP’den
Amerika istiyor. Halkımızın anayasa değişsin diye bir talebi yok.
Halkın iktidardan istediği tek şey, iş ve huzurdur.
Anlaştığın yere kadar MHP ve CHP ile git. Geri kalanını BDP ile
yaparsın stratejisi televizyonlarda dillendirilmeye başladı bile.
BDP’nin meclise gelmesi ısrarları da bundandır.
Erdoğan’ın ne Meclise, ne hükümete, ne de Anayasaya ihtiyacı var.
Bunlar olmadan da işlerini yürütebiliyor.
Ama sıra bölme ve bölünme işine gelince meşrulaştırmaya mecbur. Onun
için suçlarına CHP’yi ortak etmek istiyor.
Milletvekili sayısı bakımından değil, meşruiyet açısından CHP’ye
ihtiyacı var.
İnşallah Cumhuriyeti kuran parti Cumhuriyetin sonlandırılmasına onay
veren olmaz.

Bülent Esinoğlu
İlk Kurşun
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)