PKK’ya verilen nedir, bilelim

Yeni Anayasayı yapacak olan komisyon, ilk bakışta ideal demokratik normlara sahip olacak görünüyor.

Başbakan’ın garantisi var. Her siyasi parti, meclisteki sandalye sayısı kaç olursa olsun eşit sayıda üye verecekler komisyona.

“Bizim için farketmez“ diyor Başbakan. Neden farketmez; bir sonraki cümlesi açıklıyor:

“Sonunda tabii ki kararı parlamento verecektir!”

Yani uzlaşma ikliminde aylar süren çabalarla oluşturulacak mutabakat metinleri, Meclis’e geldiğinde buldozer etkisindeki sayısal çoğunluğun altında ezilip değişme tehlikesine açık olacak.

Anayasa toplumsal sözleşme niteliğine ve gücüne sahip olmalı.

Bu kaliteyi tutturmanın ilk şartı, yeni Anayasa’nın uzlaşı komisyonunda oluşmuş metinlerin ağırlık taşımasıdır.

Mecliste iktidar çoğunluğunun sayı gücüne dayanarak yapacağı eklere ve değişikliklere şans verilmemesidir.

Meclisteki oylamaların gizliliği bir tedbirdir ama garantisi yoktur. Toplum yeni Anayasayı komisyon aşamasında irdeleme şansını mutlaka kullanabilmelidir.

Hatta Oslo zabıtları ile kamuoyunun haberdar olduğu MİT-PKK görüşmelerinde verildiği öne sürülen tavizleri tartışarak işe başlamak belki en iyisi.

O müzakereler sonunda bölgesel özerklik, anadilde eğitim, vatandaşlık tanımı ve Öcalan’a ev hapsi gibi taleplerin Başbakan tarafından onaylanmamakla beraber “özel temsilcisi” tarafından kabul edildiği söylentileri sürüyor çünkü.

Bu iddialar aydınlanmadan sağlıklı bir başlangıç yapılamaz.

Anayasa ile verilecek yeni haklar, eşitlikçi ve demokratik bir toplumun inşasına hizmet etmeli, hiç bir kazanım ortak kabul iradesi dışında bir zorlamanın veya hilenin ürünü olmamalıdır.

Eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ ilginç bir tesbit yaptı geçen gün. PKK’nın, konjonktürel şartlardan hep istifade eden bir terör örgütü olduğunu söyledi. Doğrudur..

Eğer iktidar Başbakan’ın dediği gibi siyasetle müzakere, terörle mücadele ilkesine bağlanabilirse bu tehlikeli gidiş tersine çevrilebilir.

Ve yeni Anayasa sağlıklı bir ortamda dünyaya gelir!

Allah’a emanet!

TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in dileği gerçekleşmedi.

Meclis yeni yasama yılının ilk birleşiminde eksiksiz toplanamadı. Sekiz milletvekilini hapisten kurtaramadı. Çiçek üç hafta önce gerekeni fazlasıyla söylemişti:

“Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler var. Anayasa gereğince de bu sözleşmeler iç hukukumuzun üstündedir. Tutukluluk bir tedbirdir, mahkûmiyet değil. Yalnız Türk ceza hukukunu değil, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri de göz önüne alın!”

Mesaj adresine gidememiş veya gitse de dikkate alınmamış.

Çünkü tutuklu milletvekilleri arasında üç yıldır hapiste olanlar bile mevcut.

İstanbul Barosu eski Başkanı Turgut Kazan önceki gün bir yazılı açıklama yaptı.

Maltepe Belediye Başkanı’nı, ifadesini almak için davetiye ile çağıracağı savcılığa zorla getirten savcının suç işlediğini öne sürdü. Kazan’a göre savcı, “apaçık bir yasa hükmünü ihlâl etmişti.

Yargılama kuralları toplumun güvencesidir. Bu güvence bir belediye başkanını bile koru-muyorsa sıradan insanları ve hele de muhalif olanları hangi güç koruyacak bu ülkede?

Seçilmişlerin dahi güven içinde olmadıkları rejimlerde dua etmeyi hiç ihmal etmemek lâzım.

Allah hepimizi korusun!


Güngör Mengi
Vatan
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)