Ruhat Mengi yazdı:"Üniversite dayak ve hapisle açılırsa.."

Dün birçok gazetenin manşetinde “şiddet” konusu vardı; kimi AB Raporu’ndaki “kadına karşı şiddet”le ilgili sert eleştirlerden, kimi PKK ile görüşmelerle “şiddet” ilişkisinden, kimi de “üniversitelerin açılışında öğrencilere uygulanan şiddet” en söz etmekteydi.

İstanbul’da olsaydım ve eski İngiltere Başbakanı Tony Blair in Bilgi Üniversitesi ndeki konuşmasını dinleyebilseydim ben de aynı soruyu; “İRA ile anlaşmalarının püf noktalarını” soracaktım, Hürriyet gazetesi sormuş. Cevabı beni bir nedenle daha ilgilendiriyor, ben de “açılım” adı altındaki görüşme ve pazarlık süreci başladığı günden bu yana “terör örgütü eylemlerine son vermeden, silah bırakmadan” yapılacak her görüşmenin, kabul edilecek her talebin “yanlış sonuç” getireceğini söyleyenlerdenim.

TERÖR SÜRERKEN ZOR!

Yanlış sonuç çünkü bir yandan kanlı eylemleri devam eder, insanlar 5’er, 10’ar katledilirken görüşme yapıldığında, en basit mantıkla bile örgütün “terörü arttırırsak süreç hızlanır” düşüncesinde hareket edeceği ortadadır. Ve uzun yıllar İngiltere’ye karşı terör eylemleri yürüten İRA ile kendi döneminde müzakereleri başlatan (gerçi İRA’nın durumu PKK’dan çok farklıydı, daha haklı nedenleri vardı) Blair de “Biz İngiltere’de İRA şiddete son vermeyi kabul edince müzakereye başladık. Masada söylediklerini kabul etmememiz durumunda gidip insanları öldürmeyeceklerinden emin olmamız lazım.. Çünkü eğer insanlar teröre devam ediyorsa bu iş çok güçtür” diyor. Türkiye’de bu yapılmadı onun için de görüşmeler, arttırılarak süren terör eşliğinde yapıldı ve yapılacak.

Öte yanda son günlerde “kadına karşı şiddet”in önlenmesi konusunda çözüm arama hızlanırken gelen AB raporu “polislerin yardım isteyen kadınları eve dönmeye ikna ettiğini, savcı ve hakimlerin yavaş hareket ettiklerini, aile mahkemelerinin ise sorun çözmekte yetersiz kaldığını” bildiriyor. Aslına bakarsanız bu AB raporunun hiçbir şeyden haberi yok. Savcılar ve hakimlerin sorunu “yavaş hareket etmek” değil, “yanlış hareket etmek”..

SUÇU TEŞVİK EDEN HAKİM VE SAVCILAR

Savcılar kendilerinden koruma isteyen kadınlar “yokmuş gibi” davranıyor. Derhal koruma sağlanması, kadın ve çocukların sığınma evine alınması ve tedbir olarak “tehdit eden kocanın, akrabanın gözaltına alınması” gerekirken kadınları dehşet karşısında korunmasız bırakıyor. Hakimler ise neredeyse “öldürülen kadınları, tecavüze uğrayan çocukları bile suçlu çıkararak” suçlulara en ağır cezaları vermedikleri, verilen cezalara da bin çeşit hafifletici neden buldukları için benzer suçların işlenmesi artarak sürüyor. Yani hakim ve savcılar adeta “işlenen suçlardaki sorumluluğa ortak” durumdalar. Kısacası AB Raporu çok hafif kalıyor.

Bu raporda “çocuk tecavüzcülerinin salıverilmesi, hatta toplu tecavüzlerde bile suçluların derhal hapse tıkılmaması” nasıl yer almamış, inanın bir AB yetkilisi bulsam yakasına yapışır “kendi ülkende olsa unutur muydun” diye sorardım.

ŞİDDET ‘ŞİDDETLE” ÇÖZÜLEMEZ!

Ama.. Birçok üniversitede olduğu gibi İstanbul Üniversitesi’nde de hükümet üyelerinin bulunduğu akademik yıl açılış töreninde “parasız eğitim” isteyen protestocu öğrencilerin polis dayağı ile, ayaklar altına alınarak tutuklandığı, şiddetin alası ile daha öğrenci iken tanıştığı ve tabii gelecekte de “kendisinin başvurma olasılığı yaratılan” bir ülkede kadına karşı şiddete, işlenen cinayetlere nasıl çözüm aranabilir onu düşünmek lazım.

Acaba her seferinde aynı şiddet yerine Başbakan ve bakanlar bu gösterileri görmemiş gibi davransalar ama “nedenini dikkate alacaklarını” açıklasalar çok mu zor.. Dün yine işe giderken “dayak yediği için ayrılmak istediği kocası tarafından sokak ortasında altı yerinden bıçaklanarak öldürülen” gencecik kadının haberi vardı. Dayaktan kaçıp annesinin yanına yerleşmiş, işe bile onunla gidiyormuş. O ananın halini bir düşünün şimdi, onun hayatı da bitmedi mi sizce?

Şiddet “şiddetle” çözülemez, lütfen ülkeyi yönetenler bunu görsünler artık!

*****


Araba motorunuzdaki kedi yavruları!

Birkaç kez şahit oldum, bazılarını kurtarmayı başardık, bazıları ise kaybedildi. Kedi yavruları soğuk havalarda ısınmak veya tehlikelerden korunmak için araba motorlarına saklanıyor. Sabahları arabanızı çalıştırmadan önce sadece iki dakika durur ve kapağı açarak motora göz atarsanız onların hayatını kurtarabilirsiniz. Düşünün anne ve kardeşlerinin kucağından bir anda ölüme gidiyorlar.

Ben bunu şimdi belediyelere ve HAYTAP gibi kuruluşlara da söylüyorum, sokaklara asılacak “Çalıştırmadan önce araba motorunuza bakın, bebek kedileri kurtarın” afişleri çok yararlı olur. Lütfen siz de unutmayın, hayvan dostu olun! Düşmanı o kadar çok ki bu kadarı bile farklılık yaratır!


Ruhat Mengi
Vatan
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)