Tayyip Erdoğan, Ulusa Sesleniş, "Deprem İtirafı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ulusa Sesleniş" konuşmasında Van'daki deprem sonrası yapılan müdahaleleri hatırlatarak "Kusurlarımız oldu elbet" dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Ulusa Sesleniş" konuşmasında Van'daki deprem sonrası yapılan müdahaleleri hatırlatarak "Kusurlarımız oldu elbet" dedi. Erdoğan, terörle mücadele için ise, "terör örgütünü oksijensiz bırakmak için her türlü tedbiri alıyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan Ulusa Sesleniş konuşmasında vatandaşlara seslendi.

Konuşmasının başında, 23 Ekim Pazar günü Van'da meydana gelen depremde hayatını kaybeden vatandaşlara Allah'tan rahmet, yakınlarına, tüm millete sabır ve başsağlığı, yaralılara da acil şifalar dileyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Yine bu vesileyle başta Çukurca'ya yapılan hain saldırı nedeniyle olmak üzere, terörle mücadelede vatan ve millet uğruna canlarını feda eden, şahadete erişen kahramanlarımıza da Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. Yaralanan tüm güvenlik güçlerimizin bir an önce sıhhatlerine kavuşmaları arzu ve temennimi burada bir kez daha tekrarlamak istiyorum.

Bilindiği üzere, 23 Ekim günü, merkez üssü Van'ın Tabanlı köyü olan 7.2 şiddetinde bir deprem meydana geldi. Erciş başta olmak üzere çevre iller ve köylerde de yıkım ve hasara yol açan bu deprem, hepimizi derinden sarstı. Deprem, Van çevresindeki şehirleri ve kırsallarını da etkiledi, yüreğimizi yakan can kayıplarına neden oldu.

Bu zor günümüzde yurt dışından taziye mesajlarını, geçmiş olsun dileklerini ileten, yardımımıza koşan tüm ülke liderlerine, dost ve kardeş ülke halklarına ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bu felaket günlerinde, tüm dünyaya örnek teşkil edecek bir dayanışma sergileyen, kardeşliğimizi tüm dünyaya bir kez daha en müşahhas şekilde ispat eden 74 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının da her birine kalpten teşekkür ediyorum."

"Tecrübelerden ders çıkarmak"

Türkiye'nin bir deprem ülkesi olduğuna vurgu yapan Başbakan Erdoğan, depremlerle yaşamayı öğrenmek, bu duruma uyum göstermek mecburiyetinde olduğumuzu dile getirdi.

Zira, depremleri önlemenin, yerkürenin hareketlerini engellemenin, fizik kanunlarını değiştirmenin, böylesi tabii afetlerin önüne geçmenin imkanı bulunmadığına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Maalesef, her toplum, her ülke bu acı tecrübeleri yaşıyor, yaşamak zorunda kalıyor. Ancak, bu tecrübelerden dersler çıkarmak, depremin yaralarının sarılmasında en doğru yöntemleri bulmak mecburiyetindeyiz. Nitekim bu son hadisede, geçmişte yaşadığımız acı tecrübelerden büyük oranda dersler çıkarıldığına, geçmişteki hataların tekrar edilmediğine, çaresizlik ve aşırı panik yaşanmadığına şahit olduk.

Kamu kurum ve kuruluşlarımızın, sivil toplum örgütlerimizin, sağlık kuruluşlarımızın, yerel yönetimlerimizin, arama kurtarma ekiplerimizin, yardım kuruluşlarımızın, güvenlik güçlerimizin ivedilikle bölgeye intikal ettiklerini, edebildiklerini hep birlikte gördük. Her ne kadar aksaklıklar, eksiklikler olsa da gerekli teçhizatlar, yardım malzemeleri süratle afetzedelerle buluşturuldu, bölgedeki yaralar bir an evvel sarılmaya başlandı.

Deprem anından itibaren, ilgili bakanlarımız, Van milletvekillerimiz, ilgili kurumlarımız derhal deprem mahalline doğru harekete geçtiler. Ben de aynı saatlerde beraberimdeki bakan arkadaşlarımla, İstanbul'dan Van'a doğru yola çıktım ve burada ilk değerlendirmeleri yaptıktan hemen sonra felaketin en ciddi biçimde yaşandığı Erciş ilçemize gittim. Gerek Erciş ilçemizde gerek Van'da incelemelerde bulundum: Hem yetkilileri, hem vatandaşlarımızı dinledim, yaşanan sıkıntıları yakinen tespit ettim.

Aksaklıkların giderilmesi, ihtiyaçların karşılanması, çalışmaların koordineli bir şekilde yürütülmesi için bölgede hazır bulunan yetkililere gerekli talimatları verdim ve bakan arkadaşlarımın riyasetinde orada koordinasyon merkezlerini süratle oluşturduk, olgunlaştırdık."

"Kusurlarımız oldu elbet"

Bütün bakanlıkların, Türk Kızılay'ı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Türk Hava Yollarının, tek tek ismini sayamayamadığı her kurumun, depremle ilgili olarak tedbirlerini aldıklarını, harekete geçtiklerini ve çalışmaların içinde bulunduklarını dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çadır ve battaniye dağıtımından günlük gıda teminine, sağlık hizmetlerinden psikolojik desteğe, ısınmadan eğitime, tarımdan maliyeye kadar her alanda ama her alanda geniş spektrumlu bir yaklaşımla bölge insanının elinden tuttuk, tutacağız.

Kusurlarımız elbette oldu. Elbette anında bütün ihtiyaç sahiplerine ulaşmak mümkün olmadı. Ancak, böyle büyük ve geniş çaplı bir afette, bu tür aksaklıkların yaşanması takdir edersiniz ki gayet tabiidir. Nitekim, zaman ilerledikçe bu aksaklıklar da giderilmiş, en ücra köşeye kadar ihtiyaç sahiplerine ulaşılmıştır.

"Çürük binalar..."

Vatandaşlardan biraz daha sabır isteyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: "Zira kalıcı konutları 24 saatte kurmak mümkün değil. Onun için burada Elazığ'da olduğu gibi Erzurum'da olduğu gibi, Bursada olduğu gibi 6-8 ay gibi bir zamana ihtiyacımız var. Yine şunu unutmayalım; özellikle belirtmek istiyorum: Biz deprem kuşağı üzerinde, fay hatlarının bulunduğu bir bölgede yer alıyoruz, farklı iklim özelliklerinin olduğu, dört mevsimin yaşandığı bir coğrafyada yaşıyoruz.

Haliyle, bugüne kadar yaşadığımız afetler, sel felaketleri, depremler bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da kaçınılmaz olarak yaşanabilir. Burada önemli olan, bu afetler karşısında her an tedbirli olmak, hazırlıklı olmak ve anında müdahale edebilmektir, Bizi asıl yıkan, bize asıl zarar veren, depremin kendisinden çok, depreme karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır, felaketlere karşı gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olmasıdır. Van depreminde bunu bir kez daha tecrübe ettik.

Yapılan onca uyarıya, yaşanan onca acı tecrübeye, ödenen onca ağır bedele rağmen, tedbirin elden bırakıldığına, çürük binaların inşa edildiğine, nerede yapılacak nerede yapılmayacak buna dikkat edilmeden binaların inşa edildiğine, çürük binalarda yaşandığına şahit olduk, hala da oluyoruz.

Yıkılan binalar, enkazlar her şeyi ayan beyan ortaya koyuyor. Beton bina adı altında adeta kumdan kaleler, kumdan binalar, kumdan meskenler inşa ediliyor. Binaların kalitesiz malzemeyle yapılması yetmezmiş gibi, 'daireyi, dükkanı, mağazayı genişleteceğim' düşüncesiyle binalardaki taşıyıcı sütunlar kaldırılıyor, kolonlar kesiliyor.

Belediyeler de müteahhitler de denetim elemanları da bu ihmallerin cinayetle, intiharla eş anlamlı olduğunu artık kabul etmek durumundadır. Bunun yanında, deprem sonrasında özellikle sosyal paylaşım sitelerinde, bazı televizyon ekranlarında, bazı gazete köşelerinde ortaya konan ayrımcı tutum ve tavır da yaramıza tuz basıyor.

Terör

Erdoğan, televizyonlarda yayımlanan "Ulusa Sesleniş" konuşmasında, Cumhuriyetin 88'inci kuruluş yıldönümünün idrak edildiği, ileri demokrasi adına çok önemli adımlar atmaya hazırlanılan bir dönemde maalesef kirli eller tarafından yine sevince gölge düşürülmeye çalışıldığını söyledi.

Başbakan Erdoğan, önce Bitlis Güroymak'tan 5 polisin bombalı bir saldırı sonucunda şehit edildiği haberi geldiğini anımsatarak, şunları kaydetti: "Aynı olayda biri çocuk 5 sivil vatandaşımız da hayatını kaybetti, birçok sivil yaralandı. Ardından, TBMM'de ülkemize daha demokratik, daha adil ve daha özgürlükçü bir anayasa hazırlama çalışmalarının başlayacağı bir günde Çukurca'da, haince bir terör saldır ısında 25 askerimizi şehit verdik. Ancak, yılmadan, yorulmadan, terörle mücadelemizi de sürdürdük ve sürdürüyoruz. Güvenlik güçlerimizin bir süredir koordineli bir şekilde yürütmekte olduğu operasyonlar, son olayların ardından daha da yoğunlaşmış bir şekilde devam ediyor."

"Terör örgütü önemli kayıplara uğratılıyor"

Türk silahlı kuvvetlerinin ve polisin, emniyet güçlerinin el ele, omuz omuza dayanışma içerisinde bu mücadeleyi sürdürdüklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Çukurca ve çevresi başta olmak üzere yurt içinde ve sınır ötesinde

sürdürülen hava destekli kara operasyonu an be an hedefine ulaşıyor. Terör örgütü önemli kayıplara uğratılıyor. Hükümet olarak, bir yandan terörle mücadelede kararlı adımları atarken, diğer yandan uluslararası temaslarımızı yoğunlaştırıyoruz. Bu kapsamda, Irak Bölgesel Yönetimi eski Başbakanı ve KDP Başkan Yardımcısı Sayın Neçirvan Barzani ile bir görüşme yaptık. Mesut Barzani ile de telefon görüşmesi gerçekleştirdik ve bir araya gelme kararı için kendilerini Türkiye'ye davet ettik ve gelecekler. Yine, İran Dışişleri Bakanı Salihi'yi kabul ederek, bölgedeki son gelişmelere ilişkin değerlendirmelerimizi paylaştık."

"Terör örgütünü oksijensiz bırakmak..."

Erdoğan, medya sahipleri, genel yayın yönetmenleri ve temsilcileriyle bir araya geldiklerini de hatırlatarak, şunları kaydetti: "Yaklaşık 3 saatlik bir toplantıda, hem kendilerini bilgilendirdik, hem medya terör ilişkisine dair bazı hissiyatımızı kendileriyle paylaştık, hem de kendilerini dinleme imkanı bulduk. Terörün propagandasını engellemek, terör örgütünü oksijensiz bırakmak için her türlü tedbiri alıyoruz. Bunu yaparken hiçbir kesimi ötekileştirmiyoruz, hiçbir kesime önyargıyla yaklaşmıyoruz. Bu ülkenin insanlarının bütün hayal kırıklıkları, bütün gönül kırgınlıkları, bütün vicdan yaraları sevgiyle, kardeşlikle, şefkatle iyileştirilecek. Daha fazla adaletle, daha fazla demokrasiyle, daha fazla özgürlükle bu ülke bir uçtan bir uca bir daha kararmamak üzere aydınlanacak. Zira terörün panzehiri daha fazla demokrasidir. Terörün çaresi insan haklarında, hukukta, adalette, özgürlükte, demokraside sebat etmek, ilerlemek, daha müreffeh bir toplum olabilmektedir."

"Bu kirli hesap tutmayacak"

Başbakan Erdoğan şöyle devam etti: "Onun için, terör örgütü mevcudiyetini korumak adına, gerçekte milletimizin kardeşliğini, Türkiye'nin değişim umutlarını, demokrasimizi, hukukumuzu hedef almaktadır. Bu kirli odaklar Türkiye'nin gelişmesini, özgürleşmesini, demokratikleşmesini, huzur ve istikrar içinde kardeşçe müşterek bir geleceğe yürümesini istemiyorlar. Bu ülkenin büyümesini, güçlenmesini, bölgesinde ve dünyada söz sahibi olmasını, haklının yanında yer alıp haksıza karşı çıkmasını istemiyorlar. Ancak bu kirli hesap tutmayacak, terörden medet umanlar maksatlarına asla ulaşamayacaklar. Kimsenin ama kimsenin bu ülkenin bahtını karartmasına izin vermeyeceğiz. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi onların kirli hesaplarına kurban etmeyeceğiz. Bu ülkenin huzur ve istikrarını bozdurmayacak, milletimizin değişim iradesini sekteye uğratmayacağız."

Mynet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)