Toplumsal fay hatlarındaki kırıklar

Son deprem gösterdi ki Türkiye coğrafyası üzerinde sadece fay hatları kırılmamış, sosyolojik anlamda, Türk Milleti’ni birbirine bağlayan değerlerin üzerinde de fay kırıkları oluşmuş.. Evet, yurdun dört bir tarafından, Van depremzedeleri için yardımlar var. Fakat, İsrail’den de yardım teklifi var, Türkiye üzerinde her türlü operasyon uygulayan ülkelerden de.. Yani yardım yapmış olmak fay kırıklarını ortadan kaldırmıyor.
Aslında, bu fay kırıkları yeni değil.. Cumhuriyet değerlerine karşı kinle büyümüş nesillerimiz var. Şimdi devran döndü, her alanda güç sahibi, iktidar sahibi oldular. İslam dinini siyasetlerinin temeli olarak gösterseler de davranışları ne İslamiyet’e yakışıyor ne de insanlığa...
Tabii ki onların Cumhuriyet tarihi içinde benzer davranışlara muhatap oldukları, zulüm gördükleri ileri sürülebilir. Fakat hiçbir mazeret, İslam adına, başkalarına kötülük yapmayı mazur göstermez..
Sadece “sosyal medya”yı takip etseniz, yüz binlerce örnek bulursunuz.. Sokakta sıradan insanlarla konuşsanız yine aynı örneklerle karşılaşırsınız..
Oysa Cumhuriyetin temelleri Ziya Gökalp’in söylediği “hepimiz birimiz için, birimiz hepimiz için” sözü üzerinde atılmıştır.. Birilerimizi hepimiz için feda ettik de hepimiz birimiz için hiçbir şey yapmadık. “Birey”i geliştiremediğimiz için de fertler geri kaldıkça cehalet yüzünden fay kırıkları oluşmaya başladı. Ferdi geliştiremeyen bir sistem, toplumu nasıl yükseltsin? Süreci yönlendirenler, örgütlü oldukları için, ekonomik ve siyasi güce ulaştılar ama yeni nesli kin tohumları ile yetiştirdikleri için ülke birbirinin kuyusunu kazmayı düşünen gruplarla doldu..
Yeni yetişen nesilleri milli bir şuura sahip kılamadıktan sonra hangi ideolojiyi yerleştireceksin beyinlerine... Başka bir dünyanın insanları haline geliyorlar ve küreselleşme ideolojisinin savunucusu haline geliyorlar. Bunun savunucusu olan insanlara siz önce milli değerleri anlatacaksınız, kabul ettireceksiniz. Bunu kabul ettirmeniz için önce onun beynindeki kötü inşaatı yıkmanız gerekiyor. Yıkmanız için de onların beynine bu küreselleşme ideolojisini zerk eden güce, medyanın gücüne ulaşmanız gerekiyor, Çünkü yeni nesilleri istedikleri gibi yönlendirebilmek için yeni bir bilinç inşa ediyorlar beyinlerinde..
Bir milletin geleceği, o milletin çocuklarının tarih bilincine bakılarak tahmin edilebilir!
Cumhuriyet döneminde milli eğitim politikaları, Atatürk’ün “Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir” sözü esas alınarak tespit edilmiştir. Son yıllarda ise sinema, müzik ve toplam olarak medya yoluyla nesiller üzerinde “yeni bir bilinç inşası” uygulanmaktadır.
Türkiye’nin istiklaline, kendi benliğine, milli geleneklerine düşman nesiller yetiştirilmektedir.

***

Mustafa Necati Sepetçioğlu, Mehmet Nuri Yardım’a demişti ki; “Kökten koptukça filiz çürür, köke aykırı süren sürgün ne çiçek açar ne de meyveye durur.”
İşte bugün öyle bir dönemdeyiz.. Filizlerimizi kökten koparıyorlar.. Dolayısıyla merhametsiz, cahil bir kitle meydana çıkıyor.. Asıl deprem bu ama onu da görmüyoruz..

Arslan Bulut
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)