Altemur Kılıç yazdı: "Bayram pazarı…"

Sevgili okuyucularım, bugün mübarek kurban bayramının ilk günü. Her ne kadar bayram süresince sizlerden izin istedimse de bu mübarek günde mutat Pazar-lık yazısının dışına çıkarak bayram fıkralarıyla gününüzü biraz neşelendireyim dedim. Bu arada bir de önerim olacak; kurbanınızı iyi seçin, postu yanlış yerlere kaptırmayın!
***

Osmanlı imparatorluğunda yetişmiş bir iki kadın şairden biri olan Fitnat Hanım ile çağdaşları olan Koca Ragıp Paşa ve Şair Haşmet arasında geçtiği rivayet edilen bir çok olay anlatılmaktadır. Bu üç kişi ellerine fırsat düştüğünde birbirini kıyasıya iğnelemekten de geri durmazlarmış. Ragıp Paşa’nın da, Haşmet’in de Fitnat Hanım’a aşk duyguları besledikleri de bilinmektedir.
Bir kurban bayramı arifesinde, Fitnat Hanım kurbanlık almak için Beyazıt çevresinde dolaşıyormuş. Şair Haşmet de oradaymış. Haşmet gökte ararken yerde bulduğu Fitnat Hanımı görünce hemen önünde bir reverans yapıp bir emri olup olmadığını sormuş. Fitnat Hanım bir emri bulunmadığını, bayram için kurbanlık bir koç alacağını söylemiş. Bunun üzerine Haşmet takılmadan edememiş:
- Bu bayram kulunuzu kurban etseniz olmaz mı? Eee, Fitnat Hanım bunun altında kalır mı? Cevabı yapıştırmış…
- Maalesef olmaz, çünkü bu bayram boynuzsuz bir koç kurban edeceğim.

***

Bu fıkra da değerli dostum Hasan Pulur’dan:
Arife günü kahvede, laf kurbandan, kurbanın tarihçesinden açılmış…
Çok bilenlerden biri anlatmaya başlamış…
“Efendim, çocuğu olmayan Hazreti Davut, Allah’a yakarmış:
- Yarabbi bana bir kız çocuğu ver, onu sana kurban edeceğim.”
Davut’un duası kabul edilmiş, Allah ona bir kız çocuk göndermiş, adını Ayşe koymuş…
Zaman geçmiş, çocuk büyümüş, Allah’a kurban edilecek yaşa gelmiş, Davut kızını yatırmış, tam kesecek, meleklerden Azrail, gökten bir keçiyle inmiş:
- Ey Davut, kızının yerine bu keçiyi kurban et!
Çok bilen, her şeyi bilen adam etrafına bakmış:
“Şimdi anladınız mı?”
Dinleyenlerden biri ayağa kalkmış:
“Ulan neresini düzelteyim? Hazreti Davut değil, Hazreti İbrahim, kurban edilecek çocuk kız değil erkek: Hazreti İsmail, gelen melek Azrail değil Cebrail, kurban edilen de keçi değil o koç!
Ulan hangisini düzelteyim!”

***

Bir Kurban bayramı arifesinde herkes kurbanlık alıp evine götürürken ünlü Bektaşi Babalarından Nefi Baba kocaman bir torik almış evine götürüyormuş. Yolda rastladığı ahbapları takılmışlar ona:
- “Ne o erenler,” demişler, “kurbanlık koç yerine torik mi aldınız?” Nefi Baba:
- “Evet canlar” demiş, “bu sene ‘Sırat’ı denizden geçmek niyetindeyim. Onun için bu ‘Derya Kuzusu’nu kurban edeceğim!..”

Altemur Kılıç
Yeniçağ
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)