Az gittik, uz gittik... Arpa boyu yol gittik!

Çok partili sisteme geçeli 61 yıldan fazla bir süre oldu; başta Başbakan olmak üzere bugünkü iktidar, ikide bir geriye dönüp “tek partili dönemi” eleştiriyor.

Bugünkü CHP’yi, o günkü bazı uygulamalarla köşeye sıkıştırmaya çalışıyor.

Daha açık söyleyelim; bugün kendilerine gerçek anlamda bir rakip bulamadıkları için, o rakibi tarihin tozlu sayfalarında bulup, onun üzerinden siyaset yapmaya kalkışıyorlar...

Vicdan sahibi herkes hak verir:

Büyük bir savaştan çıkılmış ve yeni bir ülke kurulmuş...

Üstelik ayrılıkçı ya da dinci çeteler, ülkenin dört bir yanında hâlâ terör estiriyor...

Yoksulluk derseniz, dorukta...

İşte böyle bir dönemde bu ülkeyi kuranlar ve kurtaranlar, birkaç kez denemelerine karşın, çok partili sistemin ülkedeki karışıklıkları artırmaktan başka bir sonuca hizmet etmeyeceğini görmüşler.

Ama yine de ekonomiyi yoluna koyar koymaz ve İkinci Dünya Savaşı belasını hasarsız atlatır atlatmaz; çok partili sistemi, kendi elleriyle ve oylarıyla hayata geçirmişler.

Üstelik o günkü CHP için, “sol” ya da “sosyal demokrat parti” demek bile olanaksızken...

Unutmayın ki; Demokrat Parti’nin tüm kurmayları, o partinin içinden çıkmış...

İşte; bugün hâlâ yerden yere vurulan ve bir anlamda kaçınılmaz olan bu tek partili sistemin bile sadece 27 yıl sürdüğünü hesaplarsanız; AKP’nin iktidardaki 10 yılının önemini çok daha iyi anlarsınız!

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Orhan Bursalı, bu son kitabının alt başlığında da belirttiği gibi, “Uluslararası Göstergelerle Türkiye Röntgeni” çekmiş...

Bunu yaparken uluslararası düzeyde kabul edilmiş araştırma ve raporlardan yola çıkmış...

Türkiye’nin son on yılını; siyasal, sosyal, ekonomik, insani gelişmişlik, saydamlık, yolsuzluk, barış ve savaş, demokrasi, özgürlük, basın özgürlüğü, uzun yaşama, emeklilikte yaşam, cinsiyet eşitsizliği, gelir dağılımı, yoksulluk, eğitim, bebek ölümleri, hayattan beklenti, akıl sağlığı, sağlık harcamaları, hoşgörü, sosyal kurumlara güven ve küresel rekabet gibi kriterlerle değerlendirmiş...

“Dünya nerede, Türkiye nerede” diye bir bakışta merakımızı giderebileceğimiz bir kitapçık oluşturmakmış amacı...

Bana göre, bunu da fazlasıyla başarmış.

Sonucu söyleyeyim:

Kitapta ele alınan on yedi göstergenin tam on dördüne göre; Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’ne (OECD) üye 34 ülke arasında en sonda ya da sonlardayız...

Satın alma gücünde, çocuk işçiliğinde, işsizlikte, gelir eşitsizliğinde, yoksullukta, zor geçinenler sıralamasında, yaşam süresinde, çocuk ölümlerinde, su ve hava kalitelerinde, güven duygusunda, hoşgörüde, toplumsal ilgide; perişanız!

İyi olduğumuz ender kategorilerden biri; oy kullanma oranındaki yükseklik!

Ama Orhan Bursalı’nın da dediği gibi sandık, demokrasi getirmeye yetmiyor...

Sözü çok uzattım: Eğer, “Ne olacak bu Türkiye’nin hali, nereye gidiyoruz” diyenlerdenseniz...

Bu kitabı okuyun, nereye gittiğimizi de artık başkalarına sormaktan vazgeçin...

Bursalı, sade bir dille, derli toplu, kolay anlaşılır bir “başvuru” kitabı çıkarmış ortaya...

Ellerine sağlık!

***


10 YILDIR AKP*****

Türü:

İnceleme

Yazarı:

Orhan Bursalı

Yayımcı: Cumhuriyet Kitapları

Baskı tarihi: Kasım 2011

Sayfa sayısı: 219

Kitapçı fiyatı:

14 lira

İnternet fiyatı: 10 lira

Kişisel not: Yazarla

tanışmıyorum

*****


Bir hukuk adamının şaşırtan yaratıcılığı!

Yalçın Tosun henüz 34 yaşında, genç bir hukukçu... Doktorasını Galatasaray Hukuk’ta yapmış, Bilgi Üniversitesi’nde Öğretim Üyeliği görevini sürdürüyor.

Hem hukuk alanında uzmanlaşıp, hem de edebiyatın içinde kalmak zordur.

Çünkü birisi “nesnellik” ister, diğeri “romantik”tir...

Birinde duygusal davranmak yanlıştır; diğerinde duygu “olmazsa olmaz”dır.

Birinde asık suratlı olmak kaderdir; diğerinde insana ait her şey vardır...

Biri kesindir, diğeri hoşgörülü...

Ve en önemlisi...

Hukuk dili eski, soğuk ve zordur; edebiyat ise anlaşılır, sıcak ve kolay dili sever...

İşte bu yüzden Yalçın Tosun’un öykü kitabına başlarken, neyle karşılaşacağımı bilmiyordum.

Hemen belirtmeliyim ki ben, “öykücü” yanını çok sevdim.

Daha doğrusu, Yalçın Tosun’un kısa öykülerinde “hüznün sevimli yanı”nı, basitliğin yüceliğini, sadeliğin şıklığını yeniden keşfettim.

O öyküleri okurken kendimi aşırı sıcak bir yaz gününde tozlu bir köy yolunda yürürmüş gibi yalnız...

Ve bir stadyum dolusu insanla birlikteymiş gibi kalabalık hissettim.

Güçlü hissettim, güçsüz hissettim; öykülerle birlikte kendimi, duygularımı sorguladım.

Yalçın Tosun “yazarak geçinenlere” nispet yaparcasına, sıfır hatalı bir kitap çıkarmış...

Öyküler ilginç, kalem akıcı; yazarın hayatı ve insanları sorgulama biçimi değişik...

Özetle söylemek gerekirse, bu hafta okuduğum iki kitaptan da memnunum!

***


PERUK GİBİ

HÜZÜNLÜ *****

Türü: Öykü

Yazarı: Yalçın Tosun

Yayımcı: Yapı Kredi Yayınları

Baskı tarihi: Ekim 2011

Sayfa sayısı: 115

Kitapçı fiyatı: 8 lira

İnternet fiyatı: 5.5 lira

Kişisel not: Yazarla

tanışmıyorum

Mustafa Mutlu
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)