Bavulcu yazardan tehlikeli kışkırtma!

İnternetteki Ekşi Sözlüğü duymuşsunuzdur... Bu sözlüğün yazarları tamamen amatör kişilerdir ve olaylarla, kişilerle ilgili espriler yaparlar.

Bu espriler kimi zaman ağır eleştiriye ve hatta hakarete, küfre bile dönüşür. Ki bu, bütün çağdaş demokrasilerde “hoşgörüyle” karşılanır.

***


Bu sözlükte bugüne kadar benim aleyhimde de saçma sapan onlarca yorum yapıldı; hatta bana küfür bile edildi... Hepsi de o sitenin sayfalarında hâlâ duruyor!

Ama aklıma bir kez bile “sözlüğü kapattırmak için halkı kıştırtmak ya da dava açmak” gelmedi...

***


Geçenlerde sözlüğün yazarlardan Ahmet M. S. hakkında “dini değerleri alenen aşağılama” suçundan bir buçuk yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı...

Yetmedi, önceki gün Twitter’da “Ekşi Sözlük kapatılsın” diye bir de kampanya başlatıldı...

Başlatan ise Taraf Gazetesi’nin bavulcu yazarı Mehmet Baransu...

Çünkü bu site, “din karşıtı”ymış!

Baransu, insanların dini inançlarını istismar ederek, aynen şu sözleri yazmış:

“Bu millet, Ekşi Sözlük’ün pisliği karşısında ayağa kalkmayacaksa yazıklar olsun. Kimse de ben Müslüman’ım demesin.”

Vay, vay, vay...

Oku bu yazıyı, al eline benzin bidonunu, git yak Ekşi Sözlük’ün binasını!

Arkadaş sözüm ona liberal, sözüm ona demokrat! Ama gördüğünüz gibi, karşıt düşüncelere karşı acımasız ve hatta kışkırtıcı bile olabiliyor!

***


Ortada bir hata olabilir; zaten konu yargıya yansımış...

İyi de Mehmet Baransu bir yazı yazdı diye; “Taraf Gazetesi toptan kapatılsın” demek ne kadar demokrasiye aykırıysa; Baransu’nun koparttığı yaygara da o kadar aykırı değil mi?

Aslında ben insanları galeyana getirmek istemesinin asıl nedeninin, o yazı olduğunu da sanmıyorum.

Ekşi Sözlük kapatılırsa, hakkındaki yüzlerce olumsuz yorumdan da kurtulacak!

Bütün mesele bu...

***


En çok neye üzülüyorum biliyor musunuz?

Bugün Hasdal’daki, Silivri’deki yüzlerce kişi bu arkadaşın taşıdığı bavullara güvenilerek içeri alındı!

Demokrasi standardı böyle “çifte” olan bir insanın taşıdığı belgelerle “ileri demokrasi”yi yeşerteceksek, vay bizim hâlimize!

*****


KAMPANYA!

Hükümet bedelli askerlik için düğmeye bastı ya; bu işin “ekonomisi” de anında oluştu! Büyük bir müteahhitlik firması, kendi projelerinden ev satın alan kişilerin bedelli askerlik bedellerini ödeyeceğini açıkladı.

Bu ülke, Osmanlı’dan bu yana yüz binlerce evladını şehit verdi!

Analar, biricik evlatlarını ellerine kına yakarak askere gönderdi...

Hâlâ on binlerce gencimiz, kendi gövdelerini siper ederek, bizi korumaya ve savunmaya çalışıyor...

Çünkü bize, “Vatan hizmeti kutsaldır” denildi...

Ama şimdi görüyoruz ki; vatan hizmeti de ticari kampanyalara alet ediliyor... Çünkü o kutsala “değer” biçildi, parasal karşılığı belirlendi!

İyi de biz, çocuklarımızı bundan sonra askere nasıl göndereceğiz?

Acaba bunun için de kampanya yapmayı düşünen bir firma çıkacak mı?

*****


FENER!

Eski Cumhuriyet Savcısı ve CHP Muğla Milletvekili Ömer Süha Aldan, Deniz Feneri davasından el çektirilen üç savcıya çağrıda bulunarak, “Gerçekleri açıklayın, yoksa ben açıklayacağım” demiş...

Ömer Bey, bu üç savcıyla dört yıl yan yana odalarda çalışmış...

Dolayısıyla Deniz Feneri’yle ilgili birçok bilgiye sahipmiş...

Tutuklamalardan sonra, cezaevindeki bir tutuklunun itirafçı olacağı söylenmeye başlanınca, üç savcı anında görevden alınmış...

İddianın ciddiyetini görüyor musunuz?

Haklarında resmi evrakta sahtekârlık yapmak suçundan soruşturma başlatılan savcıların tek suçu, itirafçı olmaya soyunan bu sanığı ciddiye almakmış!

Oysa aynı suçları, Ergenekon savcıları binlerce kez işlemiş!

İddia vahim: Ömer Bey, kimseyi beklemeden tüm bildiklerini hemen anlatmalı!

*****


GÜNÜN SORUSU

AKP Çankırı Milletvekili Hüseyin Filiz’in, Başbakan’ın vatandaşlara “Binmeyin” diye çağrıda bulunduğu Porsche marka bir otomobili olduğu ortaya çıkmış...

Yani bu, “lüks araca binmek vatandaşa yasak, vekile serbest! anlamına mı geliyor?

*****


Türkiye’nin reyting şampiyonu, TRT!

AGB’nin yaptığı izlenme ölçümlerinin hileli olduğunu belirten TRT, bir süre önce kendi reyting ölçüm şirketini kurdurmuş...

SBT isimli bu şirket, TRT’nin, 13 kanalının ölçümlerini yapmaya başlamış...

Bu şirketin hazırladığı “En çok seyredilen 100 program” listesinde ilk 30 sıranın 27’sini TRT Haber kanalının programları paylaşmış...

Bu tabloya göre; çok kanallı döneme geçtiğimiz yalan!

TRT hâlâ tek tabanca!

Çünkü Türkiye’de her evde TRT Haber açık! Yani biz başka kanalda başka program seyrettiğimizi sanıyoruz, hatta TRT’nin kanallarını kumanda aletinden çıkaralı yıllar olmuş ama... SBT’den daha mı iyi bileceğiz neyi seyrettiğimizi? Onlar ne diyorsa, doğrusu odur!

***


Şaka bir yana; iktidar yayıncılığını, kamu yayıncılığına tercih eden TRT, bizim elektrik faturalarımızdan kesilen paraları dinci ve liboş gazetecilere aktarmakla kalmayıp, şimdi o paranın bir bölümüyle de reyting devşirmeye kalkışıyor!

Bizi kandıramayacağı kesin de...

Acaba iktidarın tepesindekiler bu oyunları yer mi; işte onu bilmiyorum!

Mustafa Mutlu
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)