Cazim Gürbüz yazdı:"Etnik Bölücülüğün Siyasi ve İdeolojik Yanı (4)"

Cazim Gürbüz yazdı:"Etnik Bölücülüğün Siyasi ve İdeolojik Yanı (1)"

Cazim Gürbüz yazdı:"Etnik Bölücülüğün Siyasi ve İdeolojik Yanı (2)"

Cazim Gürbüz yazdı:"Etnik Bölücülüğün Siyasi ve İdeolojik Yanı (3)"

Etnik Bölücülüğün Siyasi ve İdeolojik Yanı

Barzani çayın taşıyla çayın kuşunu vurmayı iyi bilir.

Bölgesindeki petrol çıkarma yetkilerinin de yüzde 70’ini ABD şirketlerine verdiği için, sırtını dayayarak sizi oynatır. ABD insansız hava aracını Türkiye’ye niye veriyor? “Ben gidiyorum, kolonimle iyi geçin” diye. Bekleyin görün bölgede neler olacak!

Soru: Tarih merakınızı biliyorum. Tarihin önemine dair de değerli sözleriniz var kitaplarınızda, mesela “Tarihten ve Tanrı’dan saklanacak bir şey yoktur” diyorsunuz. Batılı ülkeler bu bölücülük işinde tarihi de bir unsur olarak değerlendiriyorlar. Ülkemizdeki bölücülere AB fonlarından “yerel tarih araştırmaları” adı altında yardımlar yapılıyor, bunlar yalanları araştırma adı altında yazıp yayımlıyorlar, bir süre sonra da bu yalanları tek ve tartışılmaz doğru olarak savunuyorlar. Peki, bizim onca üniversitemiz var Paşam, buralarda tarih bölümleri var, bunlar ne yapıyorlar? Siz -çok az istisnalar dışında- bunların bu bağlamda ciddi bir araştırmasına tanık oldunuz mu? Mesela bir Kürtleşen Türkler gerçeği var, birçok insan kendini Kürt sanıyor Kürt olmadığı halde (Kürt yoktur demek istemiyorum, Kürt var elbette). Bunu onlar araştırmayınca, yazmayınca, iş bir gazeteciye benim kardeşim Macit Gürbüz’e düştü, o yazdı. Kürdoloji adı altında birçok yalan ve abartılar ortaya atıldı, bunları da yazmak, yayımlamak lazımdı, buna da girmediler, yayıncı-yazar Ahsen Batur üstlendi bu işi. Paşam öte yandan, Mardin Artuklu Üniversitesinde Kürdoloji Bölümü açılıyor, açılsın elbette, biz bundan korkmayız, açılsın da işin doğrusunu yazan ve savunanların elinden kim tutacak? Paşam, iyi okuyan bir insansınız, kaleminiz de silahınız kadar güçlü. HEPAR, bu konulara bundan böyle ciddi olarak eğilecek mi? Mesela eğitim çalışmalarınızda bunları gençlere anlatacak mısınız?

Cevap: Cazim Bey, bütün bunlar doğru da benim inancım şudur: Bir devlette her birey, devletin başına gelen her şeyden sorumludur. Bu ülkede yurttaş bilinci olması gereken yerde değil. Hakkını arayıp, hesap sormayı beceremeyen bireylerden meydana gelen bir toplumdan bir şeyler beklemek ve ummak boşuna. Bizim partiye gelince, mensupları ve sempatizanlarının yüzde 70’i 30 yaşın altında gençler. Şu son iki ayda partiye katılan gençlerin yaşları 17-18’e kadar indi. Kesinlikle her şey iyiye gidecek. Düzenin işleyişini ve ülkenin halini gördükçe, daha hırslı ve azimkâr olduklarını görüyorum.
Şu anayasa çalışmaları, sonuçları, ABD’nin Irak’tan ayrılışıyla gelişecek siyasi olaylar, Suriye gerginliği ve meydana gelecek durumlar, İran’ın PJAK’la anlaşması, PKK’ya af çıkarma dayatma ve talepleri, iç ve dış baskılar mevcut hükümeti akıl bile edemedikleri hallere sokacak. Barzani, Türkiye’ye geldi birkaç gün önce. Bu hükümetin ondan taleplerini görüyorum. Yazık, 15 yıl önceki işbirliği konuları... Hepsi fiyaskoyla sonuçlanmıştı. Barzani, çayın taşıyla çayın kuşunu vurmayı iyi bilir. Bölgesindeki petrol çıkarma yetkilerinin de yüzde 70’ini ABD şirketlerine verdiği için, sırtını dayayarak sizi oynatır. ABD insansız hava aracı ve üç silahlı helikopteri size niye veriyor? “Ben gidiyorum, kolonimle iyi geçin” diye. Bekleyin görün bölgede neler olacak!


Soru: Sözü AKP Hükümeti’ne getireyim. PKK’nın ne menem bir örgüt olduğunu, devletin belgesi ve bilgisi 10 yıldır önlerinde olduğu halde yeni öğrenmeye başladılar, tam öğrenebilmeleri için belki bir 10 yıl daha gerekecek. Bu bir yana, işin siyasal ve ideolojik boyutudur asıl vahim olan. Bunlar Ümmetçi geleneğin içinde yetiştiler, bunlara şunlar öğretildi yıllarca: “Bu Türkiye Cumhuriyeti iki esasa göre kuruldu, biri ırkçılık (yani milliyetçilik), öbürü dinsizlik (laikliği kastediyorlar). Kürtlerin hem ırkı ile uğraştı bu TC, hem de dinleriyle, onlar da haklı olarak isyan ettiler. Bu iki yaklaşımdan vazgeçersek, sorun kendiliğinden çözülecektir”. AKP geldi geleli bunu yapmaya çalışıyor, milliyetçilik ve laikliğe vuruyorlar, devleti temelinden yıkıp yeniden inşa etmek istiyorlar. Fakat bunlar böyle yaptıkça, Kürtçülük azalmıyor, azıyor gittikçe. Geçen gün Saadet Partisi de “terörü İslam kardeşliği önler” diyordu. Araplar, 500 yıl bizimle aynı devletin içinde yaşadılar, biz bizliğimiz kaybettik, onlar Araplıktan Arapçılıktan zerre taviz vermediler, Kürtlerle 1000 yıldır birlikte yaşıyoruz, hadi Atatürk Cumhuriyeti’nde ırkçılık yapıldı, e peki Selçuklu ve Osmanlı döneminde bu İslam kardeşliği neredeydi? İmparatorluk zayıflar zayıflamaz bu kardeşlik neden rafa kalktı? Sizin bu bağlamda görüşünüz, karşı savlarınız nelerdir? Şu meşhur “vatandaşlık bağı” nı da anlatınız bu arada, o bağ bizi bağlayabilir mi birbirimize?

Cevap: Bugün ne dünya devleti hâkimiyeti, ne hükümeti, ne de Avrupa devletleri ve hükümetleri kurulsa bile, AB gibi geleceği ve devamlılığı olamaz. AB fikrini ısrarla ortaya atan ve kurulmasına çalışan Napolyon Bonapart’tı. Bunun en ateşli ve iddialı sahibi kendisi olmasına ve gücü de bulunmasına rağmen ilerleyen zaman içinde ulusların karakterlerine nüfuz ettikçe bundan vazgeçti. İşte Fransa ve Almanya’nın birbirlerine karşı tutumu, işte Yunanistan’ın hali... Arkası da gelecek. Dünya politikalarının temel birimi millettir. Ve millet egemenliğini herhangi bir biçimde kısıtlayabilecek bir kararı uluslararası alanda uygulama imkânı yoktur. Dünkü sömürge politikalarının adı bugün, “yeni dünya düzeni” olarak hükmünü yürütmeye çalışıyor. Kuzey Afrika’da olanlar da yerel işbirlikçilerle o topraklarda kendi ulusal çıkarlarının peşinde koşan emperyalist, bilinen devletlerdir. Demokrasi naslarıyla avutun ahaliyi, gidenlerin yerlerine gelenlerin nasıl bir rejim kurmaya başladıkları işte ortada...
Bağımsız devletler korkusu vardır bunlarda. Olup biten her şeyin sebebi budur. Eğer özgürlüğü arayan, özgürlüğe koşan, ulus ve yurt sevgisi yüksek bir halk olmazsa; gel git tepedekiler aynı, getir götür diptekiler aynı olmaya devam edecektir.

Cazim Gürbüz
Yeniçağ

YARIN: Bütün suç dağda kandırılmış Kürt çocuklarının mı?
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)