Cevat Kulaksız yazdı:"Adaletin Ölümü"

Çok eski yıllarda krallıkla idare edilen bir ülke varmış. Ama bu ülkede, hukuk ve hâkimler de varmış. Törelere göre, bir vatandaş öldüğünde, şehir merkezindeki dev çan bir defa çalınır, uzun uzun da yankılanırmış. Eşraftan birisi ölürse çan iki defa, büyük bir devlet adamı ölürse üç defa çalınırmış. Ya kral? O öldüğünde, çan dört defa çalınırmış!
Gel zaman git zaman, şehirde bir olay olur, iş mahkemeye intikal eder. Davanın sanığı olarak mahkeme huzuruna çıkarılan kişinin masumiyetini ise bütün vatandaşlar bilmektedir. Bir formalite olarak görülmesi ve beraat beklenen davadan sürpriz bir karar çıkar: Sanık para cezasına mahkûm olmuştur.
Hâkim sorar;
–"Bir diyeceğin var mı?"
Sanık;
–"Hayır." der, mahkeme biter.
Dinleyiciler dağılır. Kafalarda bir kaygı... Kısa bir süre sonra dev çanın sesi duyulur. Herkes merak içindedir;
–"Acaba kim öldü?"
Çan bir defa daha çalar;
–"Acaba eşraftan kim öldü?"
Şehir çan sesi ile bir defa daha inler;
–"Hımm... Bir devlet adamı, ama acaba kim?"
Soruya cevap alınmadan çan bir defa daha çalar. Herkes büyük bir telaş içindedir;
–"Eyvah! Kralımız öldü!"
Ancak, törede görülüp işitilmemiş bir şekilde çan beşinci defa da çalınır, yer gök inler ve sesler kesilir. Herkes bunun ne anlama geldiğini öğrenmek için çan görevlisine koşar. Bir de bakarlar ki çanı, o haksız yere mahkûm edilen adam çalmaktadır! Sorarlar;
–"Ne demek beş defa çan çalmak? Kraldan daha büyük birisi mi öldü?"
Cevap şaşırtıcı olduğu kadar anlamlıdır da;
–"Evet! Adalet öldü!"

Adaletsizliği önleyecek gücümüzün olmadığı zamanlar olabilir, ama adaletsizliğe itiraz etmeyi beceremeyeceğimiz bir zaman asla olmamalıdır! (Tıpkı günümüzdeki gibi)
Eliezer Wiesel Nobel Barış Ödülü Sahibi

ELİEZER WİESEL (d. 30 Eylül 1928),

Nobel Barış Ödülü sahibi edebiyatçı.
Romanya'da dört çocuklu bir Yahudi ailenin üçüncü çocuğu olarak doğdu. 19 Nisan 1944'te Naziler tarafından ailesiyle beraber Auschwitz-Birkenau toplama kampına gönderildi. Sol koluna dövmeyle A-7713 numarası işlendi. Annesi ve en küçük kardeşinin burada öldürüldüğü sanılıyor. 1944 yılının sonunda babası ile beraber Buchenwald Toplama Kampına nakledildi. Babası 28 Ocak 1945'te açlık ve hastalıktan öldü. O tarihe kadar babası ile beraber kalmayı başardı. Kamplarda çalıştırılarak geçirdiği bir yılın ardından, 11 Nisan 1945'te Buchenwald kampının Amerikan ordusu tarafından ele geçirilmesiyle, özgürlüğüne kavuştu.


Buchenwald toplama kampı, 1945. Wiesel alttan ikinci sırada soldan yedinci
Savaştan sonra bir Fransız yetimhanesine yerleştirildi ve hayatta kalmayı başaran iki kızkardeşiyle bir araya geldi. 1948'de Sorbonne Üniversitesinde felsefe öğrenimine başladı. Hayatını gazetecilik yaparak kazandı.
1952 yılında François Mauriac'la tanışana kadar, savaş sırasında yaşadıklarıyla ilgili yazmayı reddetti. Daha sonra yakın arkadaşı olan Mauriac onu yazmaya ikna etti. Bunun üzerine ilk kitabı Gece'yi yazdı ve 1958 yılında yayımlattı.
Yahudi Soykırımı'ndan kurtulmuş olan Avusturya doğumlu yazar Marion Esther Rose ile evlendi. 1972'de oğulları Shlomo Elisha doğdu.
ABD'de yaşadığı yıllarda 40'tan fazla kitap yazdı ve birçok edebi ödül aldı. 1986 yılında şiddete ve ırkçılığa karşı duruşuyla Nobel Barış Ödülü aldı.
Türkçe'de yayımlanan kitapları [değiştir]
• Gece, Gözlem Gazetecilik Basın Yayın
• Gündüz, Gözlem Gazetecilik Basın Yayın
• Sürgünler Çağı, Doğan Kitapçılık
• Şafak Vakti, E Yayınları
• Bugünün Yahudisi, Cep Kitapları
• İki Sesten Anılar, Can Yayınları
http://tr.wikipedia.org/wiki/Elie_Wiesel

Cevat Kulaksız
Hakimiyeti Milliye
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)