Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayamadık… Gerekçe hazırdı; 24 askerimiz şehit olmuş, Van’daki depremde yüzlerce vatandaşımızı kaybetmiştik.
Ama aradan yirmi gün bile geçmeden… Atatürk’ün kurduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi, 150’nci ölüm yıldönümünde Sultan Abdülmecid’i anmak için “üç gün, üç gece”lik törenler düzenliyor!
Ali Ekber Ertürk kardeşimin dün Akşam’da “Meclis’ten bu kez padişah açılımı” başlığıyla yayınlanan haberi özetle şöyle:
“TBMM, tarihinde ilk kez bir padişah için anma töreni düzenliyor.
17 Kasım’da başlayacak Sultan Abdülmecid’i Anma Sempozyumu, uluslararası boyutta olacak ve üç gün sürecek. Sempozyum kapsamında, ünlü sanatçı Ahmet Özhan da bir konser verecek.
Sultan Abdülmecid’in anısına düzenlenecek sempozyum için TBMM Başkanı Cemil Çiçek tarafından milletvekillerine de davetiye gönderildi.
Ön kapağında Sultan 1. Abdülmecid’in tuğrası bulunan davetiyede, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Cemil Çiçek, Sultan Abdülmecid ve Dönemi Sempozyumu Kapsamında Ahmet Özhan konserini onurlandırmanızı diler’ ifadeleri yer aldı.”
***
Sanki; Kurtuluş Savaşı sadece işgalcilere değil, aynı zamanda onlara kucak açan Osmanlı‘ya karşı verilmemiş!
Sanki; Türkiye Büyük Millet Meclisi, Osmanlı’nın yabancılara karşı teslimiyetçi, kendi halkına karşı zalim diktatörlüğüne ve pısırık Meclis-i Mebusan’ına karşı kurulmamış…
Sanki; Atatürk diktatörmüş de o padişahlar demokratmış…
Sanki; Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması nedeniyle pişmanmışız…
Cumhuriyet‘in 88’inci yılında…
İlk kez…
Bu ülkenin Meclisi, bir padişahın ölüm yıldönümü için “sempozyum”, “tören” ve “konser” düzenliyor…
Davetiyeye de; Meclis’in şanlı logosu yetmezmiş gibi…
Padişah tuğrası konduruluyor…
Ve tüm bunlar…
İlan etmediğimiz
“matem” nedeniyle iptal ettiğimiz Cumhuriyet Bayramı
kutlamalarından sadece
20 gün sonra yapılıyor…
***
Yetmez Sayın Meclis Başkanı:
Büyük haksızlık yapmışsınız ecdadımıza!
Sadece Birinci Sultan Abdülmecid‘i anmakla kalmayın sakın…
Bugünden tezi yok; Osmanlı‘nın otuz altı padişahının doğdukları ve tahta çıktıkları her günü de ayrı ayrı bayram…
Öldükleri günleri de matem günü ilan edin!
Bu sayede; Cumhuriyet dönemindeki bir takım “uydurma” bayramları “iptal etmek” için de koz geçmiş olur elinize…
Nasıl mı? Söyleyeyim:
Osmanlı‘nın “Sofu” lakaplı 25‘inci padişahı Sultan Üçüncü Osman, ne zaman öldü?
29 Ekim 1757’de…
Bu da demektir ki; artık 29 Ekim’lerde Cumhuriyet’in ilan edilişini kutlamayacağız, Sultan Üçüncü Osman için anma etkinlikleri düzenleyeceğiz…
Alın size bir taşla iki kuş!
Hem Cumhuriyet’in bayramından kurtulun, hem de hayranı olduğunuz Osmanlı’nın Sofu Osman’ının ruhunu okşayın, “Yeni Osmanlıcık” akımını körükleyin…
***
Sayın Meclis Başkanı…
Yukarıdaki önerilerimi ciddiye almayacağınızı umuyorum; tamamen şaka yaptım!
Umarım; Başkanı bulunduğunuz Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kurucularına ve onların en büyük eseri olan Türkiye Cumhuriyeti‘nin yetiştirdiği ölümsüz isimlere de; en az Sultan Abdülmecid’e sahip çıktığınız kadar sahip çıkar ve onları yüceltirsiniz…
Çünkü siz, Meclis-i Mebusan’ın değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanı’sınız…
*****
KİM ÇIKARDI?
Yeni Şafak yazarı Salih Tuna, “Atatürk diktatördü” tartışmasında Nagehan Alçı’ya destek çıkmış ve sözü “Atatürk’ü Koruma Kanunu”na getirmiş:
“Bu Kanun olduğu müddetçe Atatürk neydi, ne değildi tartışmasının kıymeti harbiyesi yoktur. Her şeyden evvel Atatürkçüler karşı çıkmalı buna. Bazılarının Atatürkçülüğü ‘kanunsevicilikten’ kaynaklanıyor belki, nerden bilelim?”
Hemen belirtelim ki; 5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun; 1951’de, milletvekillerine, “Siz isterseniz, Hilafet’i bile geri getirirsiniz” diyen Adnan Menderes’in kurduğu Demokrat Parti Hükümeti tarafından çıkarıldı.
Çünkü o dönemde irticacılar Atatürk büstlerini kırmak için bir kampanya başlatmış ve bir gecede 17 büst kırma olayı olmuş; buna Menderes’in bile yüreği dayanamamıştı…
Bilgiyi tam verelim de…
Bir yandan Demokrat Parti‘ye methiye düzenler ama diğer yandan da o partinin çıkardığı Kanun’dan rahatsız olanlar; düştükleri çelişkiyi görmediğimizi sanmasınlar!
*****
GÜNÜN SORUSU
Son yılların yıldızı hızla parlayan müteahhidi Ali Ağaoğlu, önceki yıllarda yaptığı bazı konutların depreme dayanıklı olmadığını söylemişti.
Sorum kendisine:
Bu açıklamanızın üzerinden yaklaşık yirmi gün geçti, o konutlarda yaşayanların can güvenliği için ne yaptınız?
Mustafa Mutlu
Vatan
