Cüneyt Arcayürek yazdı: "Örnek Açıklamalar!"

Gün aşırı güncel konularda açıklamalar yapan, artık yabancısı olmadığınız kimilerinin inci niteliğindeki açıklamaları dikkatinizi çekiyor mu?
İlk örnek: Başbakan’ın yeni anayasayı
kotarsın diye görevlendirdiği Meclis Başkanı Cemil Çiçek!
Milletin seçtiği dokuz milletvekili, milletin meclisinde görevlerine başlayamıyor. Mahkemeler tahliye etmiyor.
CHP, malum ant içme bunalımına son vermek için AKP ile masaya oturdu. Bir metinde uzlaştılar. CHP dışında hiçbir çevre AKP’nin bu metinle tahliyeleri yasal yoldan çözümlemeyi kabul ettiğine inanmadı.
CHP de “mutabakat metnini” unuttu, sözünü bile etmiyor.
Başkan Çiçek’in Bütçe Komisyonu’ndaki sorunla ilgili açıklamaları, sanki tutuklu milletvekillerinin de başkanı değilmiş gibi bir üslup taşıyor.
Bir milletvekili tutuklu ise bir an evvel özgürlüğüne kavuşmasını istermiş; “ama cezaevi anahtarı Meclis Başkanı’nın elinde değilmiş, Meclis Başkanı olarak hükümete talimat veremezmiş!”.
Meclis Başkanı’nın elinde başka olanaklar yok mu?

Anayasa hazırlık komisyonu tahliyeleri sağlayacak yasal olanakları araştırmakla görevli değil, pekâlâ. Meclis Başkanı, CHP, MHP ve BDP’nin katılacağı bir komisyon kurulmasına önayak olamaz mı? Bu komisyon tahliyeleri sağlayacak yasal olanakları aradığı rivayet olunan, aylardır sürdürdüğü araştırmaları neden sonuçlandıramadığını Adalet Bakanı’na soramaz mı?
Hayır! Yargılamaların bir an önce sonuçlanmasını temenni eden girişimde bulunmuş. Vicdanı rahat Başkan’ın!
Partiler mi? Örneğin tahliyeler gerçekleşmese ilelebet ant içmeyeceğini ilan eden CHP; Adalet Bakanlığı araştırmasının sonuçlanmasını bekliyor!
***
İkinci örnek: İnci gibi gaflarıyla ünlenen İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin!
Ciddi konuları sulandıran açıklamalarıyla güldürü alanında Nasrettin Hoca’yı aratmayan açıklamalar yapıyor.
13 şehit ocakları yaktı diyorlar. “Yangın ya ateşle ya bombayla.. netice itibarıyla yanmıştır, yakılmıştır” diye yorumluyor. Ankara’da sokakta bomba patladı, Bakan sepetteki armudu sayar gibi, “…‘3 adet vatandaşımız’ can kaybına maruz kaldı” diyor. Van depreminde çadıra giriyor. Soğukta titreyen, tuvalet sorunu çözümlenmeyen insanları, “Koskocaman sarayda oturuyorsunuz” diye teselli ediyor.
Son incisi katır üzerine. PKK’nin bomba yükleyip karakola gönderdiği katır patlayınca, Bakan Şahin; “O katırın hesabını nasıl verecekler. Katırın hakkını korumak bize ait. Katırın suçu ne?” diye bir açıklama yapıyor.
***
Üçüncü örnek; yemesi içmesi, gezileri devletten, kısacası bedava yaşayan Çankaya’daki AKP’li! Maaşı bu yıl brüt 33 bin 500, net 22 milyar lira! Elini cebine atmadan yıllık tasarrufu 402 bin lira.

Ne ki, yıllardır Köşk’te tamir ve tadilatın neden bir türlü sonuçlanmadığını Bütçe Komisyonu’na -bir zahmet- açıklamadı. Nedenini bilen muhalefet de sormadı.
Lise eğitimini Çankaya’daki ile evlenmek için yarıda kesen eşi Hayrünnisa Hanım, Köşk’e çıkar çıkmaz.. aaa bir de ne görsün, Allah’ın ihsanı, mimar, mühendis özelliklerine sahip! Kolları sıvadı. Köşk’ü onarmaya girişti ve.. sonra inci gibi bir açıklama Hayrünnisa’dan!
Medyadaki şu kendini bilmezler var ya; “yıkılmak üzere olan Köşk’ü restorasyona kalktığında.. neler yazmış, söylemişler, neler?”…Bayan Hayrünnisa da “Köşk yıkılmak üzere, içi de gidiyormuş ama yemin etmiş, dokunmuyor!”…
Ekmek elden, su gölden. Karı-koca rahat! Neden olmasınlar ki? Köşk’e dokunan yok!

Cüneyt Arcayürek
Cumhuriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)