Cüneyt Ülsever yazdı:"Ahmet Davutoğlu'na Soruyorum: Son Altı Ayda Ne Oldu Da Bu Kadar Değiştiniz"

Dış İşleri Bakanı Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu;

Henüz 6 ay evvel:

1)Libya’ya NATO müdahalesine tamamen karşı idiniz.Başbakan’ın Kaddafi’den aldığı “insan hakları ödülü”nün iade edilmesi talebini şiddetle red ediyordunuz.

2)İran’a karşı her türlü ambargoya karşı idiniz. Hatta ambargoların bir işe yaramadığını söylüyordunuz.

3)O zaman da halkına zulmeden (zaten şimdi muhalefet yıllar süren zulme baş kaldırıyor) Başer Esad’ın Suriye’si ile kan kardeş olmuştunuz.Sınırlar açılıyor, adeta “tek millet, çift devlet” sloganı ile 2 ülkenin Bakanlar Kurulu ortak toplantılar yapıyordu.

Siz ısrarla:

i)Komşular ile sıfır sorun politikasından bahsediyordunuz.

ii)ABD’ye karşı, alay ettiğiniz monşerlerin yürüttüğü “eski” tek-kutuplu politikayı şiddetle kınıyor, çok-kutuplu dünyada bağımsız dış politikadan bahsediyordunuz.

***

Daha yeni Dışişleri Bakanı olduğunuzda Cengiz Çandar sizi Türkiye’nin gelmiş-geçmiş en büyük dış işleri bakanı ilan ederken ben sizi hayalperest bir akademisyen/politikacı olarak gördüğümü, komşularla sıfır-sorun hedefinin mantık ve hatta basit matematik bilgisinden bile ekik olduğunu söylüyordum.

İran’a genişletilmiş ambargo uygulanmasına karşı BMGK’de Brezilya ile birlikte direndiğinizde ve bu uğurda ABD’ye kafa tuttuğunuzda dünyada güçlü devletlerin bazen haddini aşanları “merdiven altına çektiklerini” de yazmıştım.

***

Ahmet Davutoğlu sadece 6 ay sonra:

1)Libya’ya NATO müdahalesine alkış tuttunuz. Kaddafi’nin bir komplo sonucu öldürülmesini görmezden geldiniz.

Batı’nın Libya’nın petrolünü yeniden paylaşmasına gıkınız çıkmadı. Bu durum yüzünüze vurulduğunda da “bizim başkalarını malında gözümüz yok!” mealli cevaplar veriyorsunuz.

İyi de, Kaddafi döneminde 125 bin Türk vatandaşı Libya’da ne yapıyordu? Batı petrolden pay verdi de siz, “bizim başkalarını malında gözümüz yok”,diye cevap mı verdiniz? Biz çıkarlarımızı düşünmeden sadece “insanlık” için mi dış politika yapıyoruz?

Maksat “insanlık” ise şu söyleşiyi nasıl yorumlayalım:

“Tıpkı Britanya’nın eski kolonileri ile yaptığı gibi Türkiye de bir milletler birliğine dönüşebilir... Bana hatırlattı ki Britanya eski kolonileri ile bir ortak refah bölgesine sahip. Neden Türkiye liderliğini Balkanlardaki eski Osmanlı topraklarında, Ortadoğu’da ve Orta Asya’da yeniden inşa etmesin?” (Jackson Diehl’in Ahmet Davutoğlu ileyaptığı söyleşi,Washington Post, 5 Aralık 2010)

***

2)İran’a karşı NATO şemsiyesi adı altında ama ABD yetkililerinin açık ifadesi ile tamamen ABD denetiminde füze kalkanı yerleştirmenizi nasıl yorumlayalım?

Lütfen, Malatya’ya yerleştirilen füze kalkanlarının İran’dan İsrail’e karşı gelebilecek bir nükleer saldırıya karşı konuşlanmadığını ikide bir söyleyerek bizim zekamız ile alay etmeyin!

Kusura bakmayın ama kimse yemiyor!

Merak ediyorum, Bakanlığınız öncesi İsrail’e bu kadar açık sahip çıkan, komşusunu (İran) da bu kadar açık karşısına alan başka bir monşer Hükümeti oldu mu?

İran neden sizden bu kadar rahatsız? Neden habire sizin ne yapmaya çalıştığınızı anlamadığını söylüyorlar?

***

3)6 ay önce can kardeşiniz olan Esad neden sizden ve Erdoğan’dan “ikide bir telefon açıp Obama şöyle istiyor, Obama böyle istiyor diyorlar”, sözleri ile şikayette bulunuyor.

6 ay önce “ambargolar bir işe yaramıyor”,diyen siz şimdi neden “Suriye’ye karşı ambargo uygulanmasını” istiyorsunuz?

Esad Sunnilere zulm etmeye yeni mi başladı? Daha önceleri nerelerdeydiniz? Üstelik, ne kadar haklı olursa olsunlar fiziki şiddet kullanarak baş kaldıran muhaliflere tepki vermeyen bir Hükümet olabilir mi?

Size PKK’yı hatırlatsalar ne diyeceksiniz?

Yabancılar en ufak bir şekilde Türkiye’deki insan hakları ihlallerinden dem vursa “iç işlerimize karışamazsınız” diye kıyamet koparmıyor musunuz!

Bizim başkalarının iç işlerine bu kadar açık burnumuzu sokmamızın nedeni nedir?

Suriye PKK’yı barındırıken haklı olarak kıyamet koparıyorduk.

Şimdi Suriye muhalefetini barındrımak, silahlandırmak bize yakışıyor mu?

***

Arap Birliği Suriye’nin üyeliğini askıya aldı, Suriye’yi demokrasiye davet etti. Siz de kararı alkışladınız. Komik değil mi?

Bana Arap Birliği’nin demokrasi ile yönetilen üye ülkelerini sayarmısınız?

Madem “insan hakları” ile bu kadar ilgilisiniz; Suudi Arabistan’a, Bahreyn’e v.b. Arap Birliği üyesi ülkelere insan hakları konusunda neden aba altından da olsa sopa göstermiyorsunz?

***

Dış İşleri Bakanı Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu;

i)Daha en başından beri karşı çıktığım “komşularla sıfır sorun” tam bir safsataya dönüşmüştür.Maaşallah sorunlu olmadığımız komşu kalmadı. ABD’de konuştuğum Arap aydınları sizin ve Erdoğan’ın “güvenilmez” ve “ne yapacağı tahmin edilemez” insanlar haline geldiğinizi söylüyorlar. Tüm komşularla kavga ederek, Washington Post’tan yukarıda alıntıladığım gibi, Türkiye Balkanlara ve Ortadoğu’ya “liderliğini” nasıl kabul ettirecek?

Davutoğlu, monşerler döneminde Ortadoğu’da bu kadar aktif değildik ama bu kadar da kavgalı değildik!

***

ii)ABD’de “Türkiye neden parlayan yıldız olarak pofpoflanıyor?” diye sorguladığınızda “Clinton Davutoğlu’nu tamamen himayesi altına aldı da ondan!” mealli bir cevap alıyorsunuz.

Yazılarını dikkatle takip ettiğim Arslan Bulut (Yeni Çağ Gazetesi) çok haklı olarak Cengiz Çandar’ın bile bu durumdan rahatsız olduğunu ve ABD’den Türkiye’ye bakınca Türkiye’nin bir alt-yüklenici (sub-contaractor) olarak görüldüğünü yazdığına dikkat çekti.

Son yıllarda kalemini adeta AKP Hükümeti’nin her yaptığını doğrulamaya adayan, sizi överken yere göğe koyamayan Çandar’ı bile rahatsız ediyorsunuz!

***

Ben son 6 aydır Türkiye’nin tehlikeli bir şekilde:

i)Ortadoğu’da hasımlar kazandığını ve

ii)tamamen ABD’nin yörüngesine girdiğini görüyorum.

Ayrıca gözlemliyorum ki; Türkiye’de bazı Davutoğlu yanlısı gazeteciler bile ve dahi ABD ve Arap dünyasında bazı aydınlar artık Türkiye’yi Ortadoğu’da ABD’nin taşeronu/bayisi olarak görüyorlar.

Ne oldu size Prof.Dr.Ahmet Davutoğlu?

Yoksa, sizi gerçekten merdiven altına mı çektiler?

Dr. Cüneyt Ülsever
Odatv
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)