Güngör Mengi yazdı:"Dersimiz Dersim"

Dersim tartışması konusunda TBMM Başkanı Cemil Çiçek gerçekçi bir değerlendirme ve doğru bir yönlendirme yaptı.

Bir TV söyleşisi sırasında, Dersim’e dair polemiğin bilgi zemininde gelişmediğini buradan doğru bir sonuca ulaşmanın mümkün olamayacağını savundu.

Yerden göğe hakkı var.

Dersim sahnesinde şu an Başbakan ile CHP lideri oynuyor.

Meclis Başkanı Çiçek’e göre siyasi liderler vaktinden önce sahne almışlardır.

Bu meseleyi tüm boyutları ile aydınlatma ihtiyacı samimiyetle kabul edilmiş olsaydı iki liderin de konuşmak için Dersim-Tunceli tarihinin tarihçiler tarafından topluma öğretilmesini beklemeleri gerekirdi.

Tarih her şeyden önce bilimsel araştırmalarla ortaya çıkarılmalıydı.

Bugünkü manzara bizi gerçeklere götüremez.

Başka sıkıntılara götürür!

Cemil Çiçek, dün önerdiğimiz Meclis araştırması yolunun da bizi sağlıklı bilgiyle buluşturabileceğini belirtti.

Ama sormak lâzım; amaç sağlıklı bilgi mi, sömürüden rant sağlamak mı?

Fesada gün doğdu

Dersim ve özür temcit pilâvına döndü.

Bu ihtiyaç nereden doğdu?

Bölgemiz ayaklanmalarla alev alev yanarken, bu ateşin içine çekilme riskimiz her gün biraz daha büyürken birliğimize zarar verecek, dikkatimizi dağıtacak bir meseleye gömülmek gaflet ve dalâlet değilse nedir?

Bir VATAN okuru dün “meseleyi sürekli gündemde tutanların niyeti fitnedir” diyordu.

Fitnenin Cumhuriyet’i ve nihayet Atatürk’ü hedef aldığından şüpheye düşenler haksız olabilir mi?

Atatürk’ü hedef alacak cinnet hali bilsinler ki sadece fitne fesat sahiplerine zarar verebilir. Çünkü Atatürk’ün hiçbir gücün zarar verme iktidarına sahip olamayacağı bir değer olduğuna Birleşmiş Milletler’in eğitim, bilim ve kültür kurumu olan UNESCO tarih önünde tanıklık ediyor.

UNESCO’nun 27 Kasım 1978 tarihli kararı, Atatürk inkârcılarını kendilerini rezil edecek bir maceraya karşı koruyacak bir metindir.

Özetle de olsa hatırlatmak iyilik olur:

Oku ve kendine gel

“UNESCO Genel Konferansı uluslararası anlayış, işbirliği ve barış yolunda çalışmış üstün kişilerin gelecek kuşaklar için örnek olacakları inancıyla;

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün (...) olağanüstü bir reformcu olduğunu göz önünde tutarak;

Özellikle sömürgecilik ve emperyalizme karşı açılan savaşların ilk liderlerinden biri olduğunu kabul ederek;

Dünya ulusları arasında karşılıklı anlayışın, sürekli barışın kurulması için çalışmalarının olağanüstü bir örnek olduğunu ve tüm yaşamı boyunca insanlar arasında hiçbir renk, din ve ırk ayrımı gözetmeden (...) eylemlerini her zaman barış, uluslararası anlayış ve insan haklarına saygı yönünde yapmış olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Atatürk’ün kişiliğini ve eserinin çeşitli yönlerini ortaya çıkarmak üzere...”

Bir Fransız düşünürün teşhis ettiği gibi bizim sorunumuz Atatürk’e sahip olmak.

Maddi ve manevi mirasının içinde yaşamak ve ondan yararlanmak...

Malûm, dağın eteğinden zirvesine bakanlar, onun heybetini fark edemez, takdir edemez!


Güngör Mengi
Vatan
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)