Güngör Mengi yazdı:"Özür"

Başbakan bir gün önce anons ettiği Dersim bombalarını patlattı!

Tüm TV kanallarının canlı yayınladıkları konuşmasında, devlet arşivinden çıkardığı belgelere dayanarak 1937 ve 1938 yıllarında yaşanan olaylar için “tüyler ürpertici şeyler” söyledi.

Sonra “Kılıçdaroğlu nereye kaçıyorsun; ben mi özür dileyeceğim, sen mi?” diye sordu. Ve şöyle bağladı:

“Eğer devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ben bu özrü dilerim!”

Bir saat bile geçmedi ki bombanın sesi Diyarbakır’dan geldi.

CHP Diyarbakır İl Başkanı Muzaffer Değer “CHP İl Başkanı olarak Dersim’de yaşanan olaylardan dolayı Dersim ve Tunceli halkından özür diliyorum” dedi.

Yüzleşme ve hesaplaşma böyle olmaz. Kavga ederken söylenen sözler adil bir çözümün, uzlaşının zeminini yaratamaz.

Dersim yarasını kaşımanın devletin çimentosu olan ulus devleti tahrip edeceğini PKK’ya karşı yürütülen mücadeleye bile zarar vereceğini unutmamak lâzım.

Dersim Cumhuriyet’e ve Atatürk’e saldırmanın bahanesi yapılmamalı.

Ama CHP’ye düşen özür borcundan kendi hissesine düşeni ödedi diye Diyarbakır İl Başkanı da linç edilmemeli.

Bu hareket ilham uyandırsa fena mı?

Başbakan’ın özrünü CHP eksik bulabilir. Buna hakkı vardır. Ama doğru yolu da hemen göstermelidir.

Siyasetin şu anda tuttuğu yol ülkenin birlik ve bütünlüğüne zarardır. Doğru yol TBMM’de konuyu bütün boyutları ile araştıracak bir komisyonun kurulmasıdır.

Arşivden cımbızla çekilmiş bir iki belgeye değil, gerçeği oluşturan tüm raporları değerlendiren bir araştırmaya dayanarak karar vermelidir.

İnsanları korumak için bu kavgayı sokaktan Meclis’e taşımak lâzım.

Kimse korkmasın; Cumhuriyet bu zor işi başaracak kadar güçlüdür.

Yeter ki devletin hangi ihlâller nedeniyle özür dilediği dürüstçe ortaya konsun.

O aşamaya sağlam adımlar atılarak gelinebilirse o borç da vakarla ödenir.

Dünkü gazetelerde resmini gördük: Başbakan Merkel’in de hazır bulunduğu birleşiminde Alman Federal Meclisi üyeleri, bütün partiler, Neo Naziler tarafından öldürülen Türkleri anmak ve ailelerinden özür dilemek için saygı duruşunda bulundu.

Halkından özür dilemek devleti küçültmez, yüceltir!

*****


Avukat tuzağı

Kötü bir idarenin, basiretsiz yöneticilerin sebep olacağı zararı hayal edebilmek için son KCK operasyonuna bakmak yeter..

Gözaltına alınanların arasında 47 avukat bulunuyor.

Bu kişiler İmralı’da Öcalan’ın yanına avukat sıfatıyla gitmişler ama terör örgütünün kuryesi gibi iş görmüşler.

Öcalan’ın talimatlarını bunlar taşımış. Bu faaliyet 2010 Martından beri izlenmiş..

Birinci veya ikinci, bilemediniz üçüncü tespitte neden müdahale edilmemiş?

PKK’nın başı devlet koruması altında insanlık suçu işlemeye devam etmiştir. Saldırı emrini alan cinayet örgütü o tarihten bu yana 132 hayatı söndürmüştür.

İşin başında bu uğursuz çark durdurulmuş olsaydı belki bu insanların çoğu ölmeyecekti.

Avukatlar da işin başında “suç işlediniz” diye durdurulsa, geri kalanlar aynı rezil işe belki hiç bulaşmayacaklardı.

Avukatlar tuzağa düşürülmüştür adeta.

Devlet vatandaşına tuzak kurar mı?


Güngör Mengi
Vatan
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)