Hakan Sönmez yazdı:"Atatürk Bizi Mandalardan Kurtardı Ama, Asıl İçimizdeki Mandaları Unutmuş"


Bazı işine gelmezler Atatürk’ ün kurduğu devleti jakoben, sert, özgürlükleri kısıtlayıcı olduğunu savunur, Oysa ki onlara özgürlüklerin nasıl kısıtlandığını, jakobenliğin ne demek olduğunu “Gözleri bile görünmeyen, İranlı, Libyalı ve Mısırlı Kadınları, Suçluya cezasını kanun gereği değil de toprağa gömülerek insanları taşlayarak öldüren İran’ı ve Saddam Hüseyin” i örnekler vererek anlatsak ta, anlamazlar. Çünkü onların anladığı tek şey sahte Cemaat liderleri ve Sahte Mesihlerin elini ve ayağını öpmekten başka bir şey değildi.
İşte o bir türlü beğendiremediğimiz Atatürk “Ya İstiklal, ya Ölüm” diye savaşırken, Osmanlı devleti paşalarının neredeyse tamamı hangi devletin mandasına girsek ve kime nasıl teslim olsak diye düşünüyorlardı. Mustafa Kemal Atatürk’ün “İstiklal” dediği günlerde, Devlet’i Aliye’nin ileri gelenlerinin kararına uysaydık, bugün bizi aynı teşkilatın torunlarına teslim etmek isteyen bugünkülerin amaçlarını ta o günlerde gerçekleştirmiş ve hizmet etmiş olacaktık. O zaman ne Kıbrıs sorunumuz olacaktı, ne Fener Patriğinin Ekümeniklik iddiaları, ne de Ruhban Okulu sorunumuz.
Şuan aleni bir şekilde görünen bir mandamız yok desek te, Çok iyi biliyoruz ki, Gizli olan AB ve ABD Mandalarımızın da boş durmadığı açıkça ortadadır, AB sevdasıyla verilen bütün uyum paketlerinde elimiz kolumuz bağlı bir şekilde, ne derlerse onu yapacak durumdayız ve yapıyoruz da, Yeraltı ve yer üstü kaynaklarımızı özelleştirdik, Bankaların tek, tek yabancılara sattık, Topraklarımız Cumhuriyetçilerin ve Atatürkçülerin engellemelerine ve protestolarına karşın, utanmadan kanunlar çıkarılıp babalarının malı gibi satılmasına izin verdik. Kaldı ki “Küreselleştik, AB’ne gireceğiz” deyip zaten sattılar. Hâlbuki en başından beri, bunların atalarının, fikirdaşları ve siyasal ortaklarının yaptığı gibi davranmış olsaydık. Türkiye’mizi, Mandacılık yoluyla Amerika’ya, olmazsa İngiltere’ye, onu da beğenmiyorsak İsrail’e, ya da Fransızlara verebilseydik mesele kalmayacaktı. Aksine Amerikan taraftarı olan hükümetlerimizle övünecektik. Keşke Atatürk Ya İstiklal ya ölüm demeseydi de, Osmanlının inisiyatifine bırakıp düşman Ülkelerin Mandasına girmemizi sağlasaydı. Böylelikle boşu, boşuna binlerce şehit vermemize de gerek kalmayacaktı. Atatürk bilseydi bunların aradan yıllar sonra gelip ülkenin tüm kazanımlarını silahsız ve barutsuz, tıpkı Osmanlı ataları, Reşit Paşa, Nedim Paşa, Ferit Paşa gibi yapacaklarını. Önce Mandalara kendini teslim olurdu.
O zaman geriye tek bir şey kalıyor. Kaldıralım Atatürk’ün kurduğu devleti tapulardan, Özelleştirme manasıyla Mandalaşmaya devam edelim, Hatta “Beraber yürüdüğünüz bu yollarda, geri kalmak yerine “Sata, sata” AB’ne ABD’ye vere, vere, yolunuza devam edin…
“Bir de tarih tekerrür etmez diyorlar”dı, alın size Tekerrür’ ün taaa kendisi ve kanıtı. Çünkü son dönemin teslimiyetçi Osmanlı aydınları aramızda.
Saygılarımla

Hakan SÖNMEZ
İlk Kurşun Gazetesi

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)