Hayrünnisa Gül’e 'Bak, benim önüme geçmişsin artık...'

First leydi ile topuk polemiği

Hayrünnisa Gül’e gazeteleri gösterip takıldı 'Bak, benim önüme geçmişsin artık...'
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Londra dönüşü, uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. İngiltere temaslarının perde arkasını anlatan Gül, Kıbrıs konusunda net mesajlar verdi:

- AB ile ilgili konuştuk. Burada benim çok öne çıkarttığım konu Kıbrıs'tı. Epeyce konuştum. 'Başkasıyla konuşmam bunu, 'Siz de garantörsünüz' dedim. Miliband'a da uzun uzun anlattım. Rumların dönem başkanlığı meselesini de söyledim. Ada'da barış görüşmeleri devam ediyor. Bu, göstergelik değil ki. BM Genel Sekreteri Ada'ya geldi. Şimdi ocak ayında tekrar toplayacak. Ümit ediyoruz ki mesafe alınır Ada'nın birleşmesiyle ilgili.

NETİCELERİNE HERKES KATLANIR

- Şunu söylüyorum; eğer bu konuda samimiyseniz tam zamanı. 2012'nin altıncı ayına kadar ne yaparsanız yapabilirsiniz. Kıbrıslıları ikna edebilirseniz, 'Yeter artık arkadaş' derseniz şimdi diyeceksiniz. Şimdi yapmazsanız, onlar bu haliyle bir de başkanlık yaparsa açıkça söyledim, ben adamın yerine koyayım kendimi niye uzlaşayım? Sonra bize bir şey demeyin. Ondan sonra iki ayrı devlete gider, bizim tanıdığımızı siz de tanımak zorunda kalırsınız.

- Genel Sekreter'in başkanlığında liderler görüşüyor. Arzumuz şu; bu senenin sonunda anlaşsınlar, yeni plan çıksın ve referanduma tabi olsun. Hatta boşluk kalırsa aynı Kofi Annan'a yaptığımız gibi Genel Sekreter'e yetki verelim, o referanduma konsun. Bir şey söylersek argümanınız sağlam olacak. Bundan daha sağlam bir şey var mı?

- Biz, bazen olmayacak işlere 'şöyle olsun' diye direttik. Birçok fırsatı en değerli zamanda böyle kaybettik. Çıkıp da Rumlar AB'ye başkanlık yapmasın diye uğraşmamızın anlamı yok. Onun yerine bunu söylediğimde söyleyecek bir şey bulamıyorlar. Biz bir kez ispatladık... Yapabileceğin bir şey varsa bugün yap. Yapılmazsa böyle gidecek hali yok. Straw'un dediği gibi herkes bunu kabul edecek, (iki devletli) neticelerine herkes katlanacak diye açıkça söyledim.

GÖREV SÜRESİ BENİM DIŞIMDA

- 28 Şubat soruşturması için ne dersiniz?
Savcıların işine karışacak halim yok ki. Yeter ki herkes hukuk sistemine uygun olsun.

- Bedelli konusunda 'Kamu vicdanı yaralanmamalı' dediniz. Vicdanınız rahat mı?
Bunu bana sormayın. Bütçe, genel bütçeye değil şehit yakınlarına, onların ihtiyaçlarına ayrılıyor. Bu zor bir iş. Diyelim ki bir ailenin bir oğlu var. Askere gitmeden önce 'çıksın' der, gittikten sonra 'çıkmasın' der. Hassas bir konu.

- Görev sürenizle ilgili bir düzenleme olacak mı?
O konu benim alanım dışında bir şey.

TABULARA GEREK YOK ARTIK

- Cumhuriyetle monarşiyi mukayese ettiğinizde teamüller açısından ne dersiniz?
Şunda tereddüt yok. Kimsenin de o yöne çekeceğini tahmin etmem. Cumhuriyetle yeni düzen oturmuştur. Türkiye'de, geriye dönüş talebi söz konusu değil. Hatta hanedan mensuplarının böyle bir şeyi söz konusu değil. Yeri geldiğinde devletlerin semboller üzerinden büyüklüğü ortaya çıkar. Lüzumsuz harcamaları kastetmiyorum. Devletler büyüklüklerini gösterirken geçmişlerinin itibarını da yansıtacak şeyler olmalı. Protokol de olsun, şekilde olsun, bir odanın düzeninde olsun. Bu, başbakanın, cumhurbaşkanının odası olabilir. Bunlar ülkenin büyüklüğü ve asaletiyle ilgili şeyler. Doğrusu bunları kaybetmiş vaziyetteyiz. Bazen hiç geçmişi olmayan, sanki tarihe damgasını vurmamış bir devlet gibi davranışımız oluyor. Doğrusu Türkiye'ye karşı haksızlık...

ARŞİVLERİ AÇMAK GEREK

Bugün Cumhuriyetten farklı düzen şeklini kimse düşünmez. Ama biz bazen bugüne vurgu yaparken büyük geçmişimizi ihmal ediyoruz. Noksanlık. Bu bir kısırlaşmaya neden oluyor. Sanatta, kültürde ortaya büyük insanlar çıkartamıyorsak bunda büyük etkisi var. Bunları keşfetmemiz, yeri geldiğinde stilize edip modern dünyaya iyi şekilde sunabilmemiz lazım.

Bazen insan hayret ediyor doğrusu. Her şeyi vasatta ayarlıyoruz. Bu kadar olmaz. Bu işimize de binamıza da şehirlerimize de yansıyor. Ümit ederim bundan kurtuluruz.

- Türkiye'nin bahsettiğiniz vasatı aşması için geçmişle yüzleşmesi gibi bir durum var. Siz de arşivler açılmalı dediniz. Erdoğan'ın Dersim özürü... Bu yaklaşımı, geçmişimizdeki diğer zorlu konulara nasıl taşıyabiliriz?

Tabulara gerek yok artık. O dönemler geçti. O olgunluğa da erişti Türkiye. Yeter ki bunlar üzerinden başka şeyler amaçlanmadan yaklaşılsın. Alev alacak şeylerde dikkatli şekilde gitmek gerekir. Tabii ki arşivleri açmak gerekir. Biz tüm dünyaya Ermeni meselesiyle ilgili çağrı yaptık, bir sayfa ilan verdik. Dışişleri olarak, 'Ortak komisyon kuralım, eğer üçüncü bir ülke varsa o da gelsin. Biz bütün arşivlerimizi açıyoruz' dedik. Bu konuda cesaretle arşivlerimizi açtıktan sonra diğer konularda niye açmayalım?

TÜRKİYE'NİN FARKINDALAR

- Yoğun ama verimli bir gezi oldu. Sizin izlenimleriniz nasıl?

Çağın iki büyük imparatorluk geçmişi olan, köklü devlet geleneği olan iki devletiz. Bugün için de Türkiye'nin profili çok yüksek. Bu şartlar altında olağanüstü ilgi gösterdiler. Kraliçe hiç bu kadar kalmazmış yemeklerde. 'Tanıtmak istediğin kimse var mı?' dedi Kraliçe. Kendi ekibi de şaşırmış.

- Saray'da da kaldınız. Sizi en çok etkileyen ne oldu?
Samimi ve açık bir şekilde Türkiye'ye gösterdikleri saygı. Doğrusu duygulandıran bir tarafı var... Sarayın önündeki bayrakların bir hafta boyunca dalgalanması... Dolu dolu Türk haftası oldu Londra'da.

HAYRÜNNİSA HANIM BENİM ÖNÜME GEÇTİ

- İngiliz medyasının haberlerine nasıl baktınız? Eşinizin kıyafeti çok konuşuldu...
Hayrünnisa Hanım'a 'Benim önüme geçmişsin' dedim.

- Yüksek topuk sürpriz oldu mu?
Niye olsun? Hanımlarla ilgili bir konu, ben girmeyeyim.

- Sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanıyorsunuz. Youtube'daki söyleşiniz nasıl olacak?
Herkes müracaat edecek. Oylamaya tabi tutuluyor, en çok sorulan sorular öne çıkacak ve onlar cevaplandırılacak.

Vatan
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)