Kürtler can alıcı sorulara ne cevap veriyor?

Sevgili okurlar; geçen haftaki sohbetimizde Erdoğan’ın Kürt sorunu konusunda vites değiştirdiğini; açılımın bittiğini, yerini şahin bir politikanın aldığını yazmıştım. Bunun sonunda PKK’nın çok etkisiz hale gelebileceğini ve iktidarın Kürtler üzerinde büyük bir hâkimiyet kurabileceğini tahmin ettiğimi söylemiştim.

Daha da sertleşiyor

Geçen bir hafta içinde bu görüşlerimi doğrulayan gelişmelere tanık olduk. Bir yandan Silahlı Kuvvetler uçaklarla operasyonlar yaparken, diğer yandan Kürt hareketini yöneten KCK’ya karşı hukuk savaşı daha da şiddetlendi. Hukuk operasyonu bu kez başta Apo olmak üzere Kürt kesimin avukatlarına yöneldi.

Kürtler ne diyor

Geçen hafta “kamuoyunda oluşan bazı sorular var, bunlar hakkında Kürt önderler ne diyor, size bunlarla ilgili araştırmamın sonuçlarını yazacağım” demiştim. İşte bu hafta yaptığım çalışmanın sonuçlarını sunmak istiyorum. Kürtlerin görüşlerini öğrendikten sonra değerlendirmelerinizi daha sağlıklı yapabilirsiniz.

Daha ne istiyorsunuz

Kamuoyunda en çok sorulan soru şu: “Kürtler eşitlikten söz ediyor. Oysa Kürtler hiçbir ayırıma uğramıyor; doktor, mühendis, öğretmen olabiliyor, istedikleri yerde iş kurabiliyor milletvekili de bakan da hatta cumhurbaşkanı da olabiliyor. Peki eşitsizlik nerede, engelleyen kim, hangi kürt bunun aksini söyleyebilir?”

‘Onlar asimile olmuş’

Kürt önderler bu soruya çok ilginç bir yanıt veriyor. Diyorlar ki “Kürtler saydığınız yerlere Kürtler kimliklerini inkâr ettikleri, işbirlikçi oldukları için gelebiliyor. Aksine sistem izin vermez zaten. Ayrıca bu makamlara gelenlerin hiçbiri bugüne kadar Kürtlerin sorunlarını ile getirip çözümü için de çaba harcamadılar.

Herkes paylaşmıyor

Bir soru şu; Kürtlerin hepsi örgütü savunmuyor. Hatta çoğu PKK’nın görüşlerine karşı çıkıyor. Destek veriyormuş gibi yapanlar da korkudan böyle davranıyor. Ama örneğin Kürt kökenli korucular var bunlar devletin yanında yer alıyor. PKK’ya karşı çok ciddi bir mücadele veriyor. Siz bu durumu nasıl karşılıyorsunuz?

Hamidiye alayları

Kürtler diyor ki; “Koruculuk sistemi Osmanlı döneminde uygulanan Hamidiye alaylarını andırıyor. Bu, devletin Kürtleri bölmek, parçalamak ve birbiriyle çatıştırmak için bulduğu bir yöntemdir. Korucu adı altında sözde mücadele edenler kendi kişiliklerini unutmuş, hatta inkâr etmiş kişilerdir. Bunlarla işimiz olamaz.

Silah bırakma konusu

Bir başka soru; PKK bir terör örgütü. Türkiye Devleti’nin bir terör örgütüyle ilişkisi olamaz. Devlet elinde silah olanla hiçbir şey konuşamaz. Devlet PKK’nın silah bırakması halinde sorunun çözüleceğini defalarca söyledi, bu yolda adımlar attı, ama PKK silah bırakmıyor, bunun yanlış olduğunu görmüyor musunuz?

‘O bir sigorta’

Kürtlere göre PKK’nın elindeki silah Kürt varlığının da bir sigortası. Eğer o sigorta bizzat Kürtlerin eliyle yok edilirse, taleplerin karşılanması konusunda hiçbir güvence kalmayacak. Kürtler, ellerinde silah olmazsa devletin verdiği hiçbir sözü tutmayacağına inanıyor. Hele 30 yıl aradan sonra silah bırakmaya yanaşmıyor.

Kürt açılımı

Çok merak edilen bir konu da şu; iktidar çok tartışılsa da bir Kürt açılımına karar verdi. Tepkileri de göze alıp samimi olarak nitelenebilecek çabalar gösterdi. Sizler neden bu açılıma sıcak bakmadınız da tam tersine tavır aldınız, ardından da yine teröre dayalı eylemlere giriştiniz. Açılıma destek verseydiniz daha iyi olmaz mıydı?

‘Samimi bulmuyoruz’

Bu soruya Kürt önderlerin hızlı ve net cevaplar veremediklerini gözledim. Genel tavır şöyle: Evet, bir açılıma karar verildi. Ama biz bunu samimi bulmuyoruz. Güvenemiyoruz. Sonuçta görüyoruz ki, açılım adı altında tabanımızı kaydırmak istiyorlar. AKP, açılımı bölgedeki Kürt oylarını kendisinde toplamak için başlattı.

Milletvekilleriniz var

Kamuoyunun aklının almadığı konulardan biri de Meclis’teki BDP’li milletvekilleri. Soru şu: Seçimlere katılabiliyorsunuz, seçiliyorsunuz da. Meclis’te temsil ediliyorsunuz. Siyasi eşitlik olmadığını söylüyorsunuz ama siyasi eşitliği daha güzel gösterecek bir şey var mı? Milletvekillerinize mi güvenmiyorsunuz?

Ya yüzde 10 barajı?

Kürtlerin bu soruya cevapları çok net; Doğru söylüyorsunuz. Ama unutuyorsunuz ki yüzde 10 barajı var. Biz buna rağmen Meclis’e girebiliyoruz. Yani sisteme rağmen biz seçiliyoruz. Yerel yönetimlerde çok daha başarılıyız ama bu sefer de onlara baskı yapılıyor, devletten pay alamıyoruz. Halkımız cezalandırılıyor.

En can alıcı soru

Gelelim en çok merak edilen sorulardan birine; PKK pek çok eylem yapıyor. Bunlar asker ve polise yönelik eylemler. Ama örgütün birçok eylemi de sivillere karşı üstelik önemli bir bölümü de kendi halkına karşı. Özgürlük savaşı verdiğini söyleyen bir örgüt sivilleri ve kendi halkını öldürür mü, burada bir çelişki yok mu?

Bireysel inisiyatif

İşte bu can alıcı soruya Kürt önderler tatmin edici bir yanıt veremiyor. Söyledikleri şu; sivillere yönelik eylemler bireysel inisiyatiflerdir. Örgütten izinli ya da örgütün bilgisi dâhilinde değil. Ama en önemlisi bazı eylemlerin adımız kullanılarak yapıldığı bilinmektedir. (Peki hangileri?) Bunun net bir cevabı yok; “bazıları” diyorlar.

Ve son soru

Kürt önderlere sorulan son soru da şu; Kürtçe yasaktı ama şimdi serbest. Konuşmak, kitap yazmak, gazete ve dergi yayınlamak artık mümkün. Kürtçe televizyon da var. Buna rağmen dil konusunda tatmin olamamak, Kürtçeyi ikinci resmi dil ve temel eğitim dili olarak kullanmaktaki ısrar neden? Başka bir ülkede örneği var mı?

Evet değişti ama

Kürtlerin cevabı şöyle; Bir anda 1000 yıllık köylerimizin adı değişti, çocuklarımıza istediğimiz isimleri koyamadık, sokakta konuşamadık, bunlar artık kalmadı ama PKK sayesinde oldu. Kültür dille yaşatılır. Türkiye Balkanlar’da Türkçe eğitim için çaba harcarken bu hakkı bize çok görüyor. Bu mücadeleyi asla bırakmayız.

Bu yazının sonu

Sevgili okurlar, üzerinde fazla yorum yapmadan Kürtlere en çok sorulan soruları ve cevaplarını sizlerle paylaşmaya çalıştım. Söz edilen sorunların çok önemli bir bölümünün tartışmaya ve kavgaya neden olmadan hele silahlara başvurmadan çözülmesi hiç de zor değil. Kalan tek sorun terörün hâlâ sürdürülmesi.

İkna olmalılar

Bu nedenle Kürtlerin güvensizliklerini üzerlerinden atmaları gerek. Silah olmadan bir “hiç” olacaklarını düşünmeleri çok yanlış. Bunu sürdürdükleri takdirde, iktidarın devletin tüm gücünü kullanacağı da artık net biçimde görülüyor. Kürtlerin, Türkiye halkında oluşan samimi duyguları artık görmeleri gerek.

Hepinize iyi haftalar dilerim...


Can Ataklı
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)