Mehmetçik Vakfı algılama kurbanı

Mehmetçik Vakfı’nın Kurban Bayramı’nda “kontenjan doldu” diyerek vakıf aracılığı ile kurban bağışı yapmak isteyenleri geri çevirmesine büyük tepki olduğunu yazmıştım dün.

Vakıf Genel Müdürü Salih Güloğlu yazıyı okur okumaz aradı. “Başka çaremiz yoktu. Çünkü anlaşma yaptığımız sayıdaki kurbana ulaştıktan sonra istesek de bağış kabul edemezdik” dedi.

Güloğlu Kurban Bayramı’nda vakıf aracılığı ile kurban kesmek isteyenlerin taleplerini karşılayabilmek için aylar öncesinden çalışmalara başladıklarını belirterek “Biz kurban adı altında bağış almıyoruz, aldığımız her paranın karşılığında bir kurban kesiliyor” dedi. Güloğlu 28 ilde kurban kesimi için ihale açtıklarını söyledi ve ekledi “Ancak ne yazık ki sadece 8 ihale yapılabildi, yeterli hayvan olmaması nedeniyle ihalelere giren az oldu.”

Bu 8 ihale sonunda 46 bin kurbana uygun canlı hayvan temin edildiğini açıklayan Güloğlu “Çok kısa bir süre içinde 46 bin kurbanlık hayvan satışı bitti. Daha fazlası için para almamız yasal olarak da ahlaki olarak da ayrıca dini olarak da doğru değildi” dedi.

Güloğlu “Kurbanla bağış farklı” diyerek bu konuya şöyle açılık getirdi: “Vakfımız normalde bağış alıyor elbette. Ancak kurbanda durum farklı. Kurban parası adı altında alınan her 460 lira ile bir canlı hayvan kesiliyor. Olmayan kurban için para almamız mümkün değildi.”

Bu durumda anladığım kadarıyla ortaya şu gerçek çıkıyor. Kurban kesimini Mehmetçik Vakfı aracılığı ile yapmak isteyen vatandaşlar, bunu aynı zamanda bir bağış olarak da algılıyor. Yani, vakfa 460 lira yatıran vatandaş, bununla bayramın ilk üç günü kurban kesilip kesilmemesini önemsemiyor. Bu paranın vakıf eliyle hayırlı bir işte kullanılacağına inanıyor.

Vakfa başvurup “kontenjan doldu” uyarısıyla karşılaşınca da öfkeleniyor ve vakfın doğru çalışmadığını düşünüyor.

Bunun nedeni de anladığım kadarıyla, aynı şekilde çalışan kimi cemaat ve dini dernekler olması. Cemaat ve dini derneklere kurban kesilmesi için para yatıranlar, bu paralarla gerçekten kurban kesilip kesilmediğini pek düşünmüyor, öncelikle kurban kesildiğine inanıyor, kesilmemiş olsa bile toplanan paranın daha sonra iyi bir işte kullanılacağına inanıyor.

Mehmetçik Vakfı’na para yatıranlar da “Cemaatler halkın dini duygularını istismar ederek milyonlar topluyorlar, bu paraların ne olduğunu bilmiyoruz. Mehmetçik Vakfı nasıl olur da bağışları geri çevirir” diyorlar.

Yani Mehmetçik Vakfı “algılama kurbanı” olmuş durumda.

*****


Gel de buna bedelli ver

Bedelli askerlik çıkacak artık. Başbakan zamanını da söylediğine göre iş bitiyor demek ki. Yasa çıksa da çıkmasa da hem vicdani, hem ahlâki hem de maddi olarak çok tartışılacak.

Benim gibi birçok gazeteciye her gün “bedelli isteyenlerden” mesajlar geliyor. Hem de aylardır. Bu mesajlardaki temel talep “İşimizi kurduk, evlenip çoluk çocuğa kavuştuk, bundan sonra askerlik yapacağımıza parasını verelim” söylemi üzerine kurulu.

Sizlerle çok ilginç bir mesajı paylaşmak istiyorum. Önce lütfen bu gencimizin askerlikten ne anladığına bakın. Sonra da yeni gençliğin tek hedefinin para olduğuna dikkatinizi çekmek istiyorum.

Bu mesajı okuyunca içimden “Şu bedelliye karar verme yetkisi sadece bende olsa sen nah alırsın” demek geldi.

Okuyalım:

Hayırlı günler,

Bedelli askerlik tartışıldığı günlerde duyumlara göre 01. 01. 1986 doğumlulardan itibaren bedelli askerlik çıkacakmış. Ben 6. ayın başında doğmuş bulunuyorum, Vatani görevi yapmak çok güzel bir şey ama 5 ay askeriyede taş dizip, manasız çukur kazıp sonra o çukur bir daha kapatmak yerine şirket başında ülkeme döviz kazandirabilmek daha güzel olduğunu düşünüyorum.

Sizden istihamım lütfen 86 doğumluların hepsini kapsasın bu yasa. Bununla ilgi günden yaratılsın. Bu ben ve benim gibi olanlar için ne kadar önemli bir bilseniz, Öyle ki sokakta bazen elinizde sadece otobüse binecek, başka birşey alamıyacak kadar paranız kalır işte o ne kadar değerliyse, bugun bedelli ben ve benim gibi olanlar için değerli....

*****


Esad mı Esed mi?


Dikkat ediyor musunuz, Suriye haberlerinde Devlet Başkanı’ndan söz edilirken hep Esad denilirken, bazı kişiler Esed diyor. Önce Samanyolu televizyonu kırk yıldır Esad dediğimiz halde Esed demeye başladı.

Önceki gün baktım Başbakan Erdoğan da Esed dedi. Gerçi aynı konuşmada birkaç kez de Esad dedi ama, Esed dilimize yeni girdi.

Beşar Esad’ın babası 30 yılı aşkın Suriye Devlet Başkanlığı görevinde bulundu. Ona da hep Esad denildi.

Ne oldu da Esad Esed oldu? Tam doğrusu hangisi? Başbakan da Esed demeye başladığına göre 40 yıldır biz mi yanlış söylüyorduk?

*****


500 kişilik duruşma salonu

Silivri’ye aynı anda 500 kişinin yargılanabileceği yeni bir duruşma salonu yapılıyormuş.

Sevinelim mi üzülelim mi?

Ama şu bir gerçek ki, kendimizi en az 500 sanıklı davalara hazırlamamız gerekiyor. Adalet Bakanlığı böyle bir adım atıyorsa vardır bir bildiği.

“Terörle mücadele yasası” bir anda istenilen herkesi “terörist” konumuna sokacak nitelikte olduğundan 500 sanıklık duruşma salonu yapılması kararı herkes için ürkütücüdür.

İşler böyle başlar. Önce salon yapılır. Davalık sayısında sanık bulmak ise işin kolay yanıdır.

*****


Vadaaaa

Bakan açıkladı; Kredi kartına taksitli bedelli askerlik.

Komutan: Nasılsın Asker?

Asker: Vadaaaaaaa

(Leman Dergisi’nin son sayısının kapağından.)

*****


Her şeyi açıklamak doğru değil

Uzun yıllar istihbarat görevinde bulunan eski bir tanıdığımla konuştum dün telefonda. Dedi ki “Bazı yöneticiler başarılarını anlatmak için fazla konuşuyorlar, bu da teröristlere yol göstermek gibi bir şey oluyor.”

Ne anlama geldiğini sordum bu sözlerinin.

“Bak” dedi “Biri kalktı deniz otobüsü kaçırdı. Eylem terörist öldürülerek sonlandırıldı. Artık bundan sonra fazla detaya gerek yok. Ama vali kalkıp (Bu kişiyi kullandığı deniz otobüsü biniş kartından teşhis ettik) diyor. Bu ne demek. Benzer eylem yapacaklar elektronik olarak izlenebilecek hizmetlerden yararlanmasın demek.”

Bu görüş bana yanlış gelmedi. Güvenlik güçlerinin izleme, saptama, yakalama yöntemleri bu kadar açık olarak konuşulursa terör örgütlerinin de buna göre hesap kitap yapmaları mümkün olabilir tabii.

*****


Cari açıkta yıllık rekor kırılmış. Keşke şu meşhur cari açık bir rekor denemesinde düşüp bir yerini kırsa ve sahalardan uzun süre uzak kalsa! (Gani Yıldız)

Can Ataklı
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)