Melih Aşık yazdı: "Dersim’de ne oldu?"

CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün “Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP’dir” sözleri gündeme oturdu.
Hüseyin Aygün CHP’li olmadığını ancak Kemal Kılıçdaroğlu’nun daveti üzerine partiye geldiğini söylüyor. Zaman gazetesinin kendisiyle yaptığı röportajda “Ordu harekat yapınca insanların Dersim’de kendini korumak için silahlandığını” öne süren Aygün, şöyle devam ediyor:
“…Operasyonun meşrulaştırılması için orada bir isyan oluşturulması gerekiyordu. Dersim isyanı, sonradan icat edilmiş bir şeydir, öyle bir şey gerçekte yoktur.”
Hüseyin Aygün, Atatürk’ün olup bitenden habersiz olamayacağını savunuyor.
Aygün, 2006 yılında Elazığ idare mahkemesinde Seyit Rıza ve arkadaşlarının mezarının bulunması, cenazelerin ailelere teslim edilmesi için dava açmıştı. Zaman zaman da devletin Seyit Rıza’dan özür dilemesi gerektiğini dile getiriyor.
Kendisinin bu misyonu ve özelliği bilinerek milletvekili yapılmış olmalı…
Bu arada… Hüseyin Aygün Çankaya’ya başvurarak devlet arşivlerinin açılmasını talep etmiş, görüşme istemiş. Cumhurbaşkanı Gül’ün talebi olumlu karşıladığı ve kendisini bu hafta Köşk’te kabul edeceği bildiriliyor.
* * *
Olaylar Hüseyin Aygün’ün yansıttığı gibi midir? Abdullah Öcalan bile aynı fikirde değil.
Bakınız e. Albay Atilla Uğur’un “Abdullah Öcalan’ı nasıl sorguladım” adlı kitabında, Öcalan neler söylüyor:
“Seyit Rıza ve aşiretini, maraba köylüyü ayağa kaldıran ve maddi destekte bulunan Fransızlardı. Neden, çünkü o tarihte Hatay problemi var, Türkiye’yi köşeye sıkıştırmak istiyorlar ve Dersim aşiretlerini başına bela ediyorlar. Seyit Rıza ve yandaşı aşiretlerinin derebeyliği Cumhuriyet ile sıkıntıya girmişti. Bundan dolayı çok rahatsızdılar. Yöreye yollar ve okullar yapılmasını istemediler, bir kıvılcıma bakıyordu ve oldu….”
Netice: Bir CHP milletvekiline karşı Cumhuriyeti Abdullah Öcalan’la savunuyor… Nerelerden nerelere geldik…
Saygı uğruna…
Radyo Kuzey’de Atilla Güner ‘Akşam Postası’ programında, tarihin unutulan bir sayfasına ışık tuttu…
‘Burak Şimşek’in 9 Eylül Üniversitesi’nde yaptığı yüksek lisans tezine dayanarak verilen haberde, 17 Kasım 1938’de, Ata’nın ölümünden 7 gün sonra naaşı Dolmabahçe Sarayı’nda halkın saygı duruşu için ziyarete açıldığında yaşanan izdiham konu edildi. Ata’sına koşan 11 kişinin izdihamda öldüğü hatırlatıldı ve 7’si azınlık cemaatlerine mensup 11 kişinin isimleri sayıldı.
İşte o unutulmuş kahramanlar:
Deniz yolları İşletmesi Müdürü Raufi Manyas’ın kızı Bilun(16 yaşında)…
İstiklal Caddesi’nde oturan 58 yaşındaki Anna.
Bayan Roya Koşnir ile kızı Bella Koşnir…
Aşçı Hatice Hanım, Kurtuluş’tan Sütçü Diyamendi, Topkapı’dan Abdülhamit, Laleli’den Kevser Mehmet, Tarlabaşı’ndan Satenik Ohannes, Paul Kuto, Leon…
Gazetelerde haber şu ifadelerle yer aldı: “Saat 20.00’den den sonra 100 binden fazla vatandaşın birikimi ile meydana gelen izdiham neticesi geçiş zorlaşmış ve halk safları arasında artan tazyikle bir kısmı kadın olmak üzere 11 vatandaşımızın hayatlarının söndüğü büyük bir teessür ile haber alınmıştır.”
Kamer Genç’i ite kaka kürsüden indiren
Salim Uslu, “Bu olayda bir senaryo var” demiş.
Onu bilmeyiz ama bir figüran olduğu kesin!
Fahrettin Fidan
BOYSAN
Okan Bayülgen’in Atatürk üzerine yaptığı programda Çankaya sofraları konuşuluyor… O sofralar malum… Ciddi şeyler konuşuluyor ama aynı zamanda yemek yeniyor ve içki içiliyor… Okan Bayülgen içki konularında uzman bir isim olan Aydın Boysan’a soruyor:
- İçki adamı daha akıllı mı yapar daha aptal mı?
Aydın Boysan zor soruya zekice bir espri yapıştırıyor:
- İçki aptal adamı daha aptal yapar, akıllı adamı daha akıllı…
Arınç’a yönelik suikast girişimi soruşturması
2. yılını doldurmuş.
Yargının hızına bakın; Şüphelinin üstünde bulunan küçük bir kâğıt parçasının soruşturması bile
2 yılda tamamlanamıyor…
Haldun Ertem
FISBOL
Hırvatistan karşısında bozguna uğradık, kendi sahamızda 3 – 0 yenilerek Avrupa şampiyonası finallerine havlu attık… Kimisi Hiddink’e yükleniyor kimi futbolculara… Oysa bu sonucu yaratan toplumun futbol anlayışıdır. Spor kültürümüz, seyir kültürümüz, başarıya olan ilgimiz, sporcudan çok şöhret yaratma tutkumuz…
Hepsinin birden sonucudur 0 – 3’lük sonuç…
Rakibin milli marşını sessizce dinleyemeyen, saygı duruşunda bir dakika sessiz duramayan, rakip kulüpten diye milli futbolcusunu yuhalayan bir seyircinin şekillendirdiği futbol ile buraya kadar…
CANSEN
Hürriyet yazarı Ege Cansen dünkü yazısını şu satırlarla bitiriyordu:
“Cumhuriyet’in dinci ve bölücü düşmanları, tarih metinlerini Atatürk’ü kötüleyecek malzeme toplamak için okumaktadır. Bu amaçla, oradan buradan seçmece alıntılar yaparak malumatfuruşluk gösterileriyle Atatürk’ü aşağılamaktalar. Medyanın yüzde 80’i onlara kucak açmışken, sanki bu cumhuriyet karşıtlarının seslerini duyurmakta sıkıntıları varmış gibi, bizim gazete de bu tezgâhın bir parçası haline gelmiştir.”
Bir gazete yazarı çok canı yanmasa gazetesi hakkında böyle şeyler yazmaz…
Paralı askerlik modeline geçilecekmiş.
Aman dikkat!
Para için savaşan askerlerin düşman tarafına geçmesine
“vatan hainliği” değil,
“iş değiştirmek” deniyor…
Akif Kökçe

Melih Aşık
Milliyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)