Melih Aşık yazdı:"Atatürk‘ü çekelemek!"

Ata’yı bu yıl da abuk sabuk tartışmalarla anıyoruz...
Gazeteci Nagehan Alçı’nın CNN’deki dörtlü sohbet programında sarfettiği “Atatürk diktatördü” sözleri mesela... Hayli gürültü kopardı. Alçı’nın yazdığı Akşam gazetesinde bir süre önce Prof. Mete Tuncay, üstelik Atatürk’ü Tayyip Erdoğan’la kıyaslayarak, aynı yorumu yapmıştı... Hocası böyleyse öğrencisine ne diyeceksiniz?
Bir yabancı gazeteci Atatürk’e sormuş:
- Sizin için diktatör diyorlar ne dersiniz?
- Ben diktatör olsaydım siz bu soruyu soramazdınız, demiş Atatürk...
* * *
Liderler yaşadıkları dönemlerin tartısında tartılır.
Bugünün ölçüleriyle dünü tartamazsınız...
Ayrıca bugün ifade özgürlüğünüz sınırlıysa dünü tartışmanızın hiç anlamı yoktur...
Ahmet Hakan bu anlamsızlığı güzel ifade etti bir yazısında... Dedi ki:
“Başbakan’ın, bakanların, milletvekillerinin, etkili bürokratların, polisin, cemaat liderlerinin bile doğru dürüst tartışılamadığı, ülkeye egemen olanlar haklarında iki satır yazıldıktan sonra ‘inşallah başıma bir bela gelmez’ diye bin bir temennide bulunulduğu bir ülkede Atatürk’ü de tartışmayıverelim...”
* * *
Stalin döneminde bir Sovyet vatandaşı ile bir Amerikalı fikir özgürlüğü konusunu tartışıyorlar. Amerikalı diyor ki:
- Bizde fikir özgürlüğü var. Biz Başkan Truman’ı istediğimiz gibi eleştirebiliriz...
Sovyet vatandaşı diyor ki:
- Bizde de fikir özgürlüğü var. Biz de Truman’ı istediğimiz gibi eleştirebiliriz...
Atatürk’ü eleştirenlerin fikir özgürlüğü de bugün bu kadar...



Ata’nın felsefesi...

Atatürk 17 Mart 1937 günü Romanya Dışişleri Bakanı Antonescu ile görüşmesinde diyor ki:
“Vaktiyle kitaplar karıştırdım. Hayat hakkında filozofların ne dediklerini anlamak istedim. Bir kısmı her şeyi kara görüyordu ‘Madem ki hiçiz, sıfıra varacağız, dünyadaki geçici ömür esnasında neşe ve saadete yer bulunmaz’ diyorlardı.
Başka kitaplar okudum, bunları daha akıllı adamlar yazmışlardı. Diyorlardı ki,
‘Madem ki sonu nasıl olsa sıfırdır, bari yaşadığımız müddetçe şen ve şatır olalım’
Ben kendi karakterim itibariyle ikinci hayat telakkisini tercih ediyorum, fakat şu kayıtlar içinde:
Herhangi bir şahsın yaşadıkça memnun ve mesut olması için lazım gelen şey, kendisini değil, kendisinden sonra gelecekler için çalışmaktır.
Hayatta tam zevk ve saadet, ancak gelecek nesillerin varlığı, şerefi için çalışmakla bulunabilir.
Bir insan böyle hareket ederken benden sonra gelecekler acaba böyle bir ruhla çalıştığımı fark edecekler mi, diye bile düşünmemelidir. Hatta en mesut olanlar hizmetlerinin bütün nesillerce meçhul kalmasını tercih edecek karakterde bulunanlardır”
(Prof. Hikmet Özdemir - Atatürk’ü Yeniden Düşünmek s.121)



ULUS

Dilbilimci Agop Dilaçar anlatıyor...
“Atatürk sık sık bir Atilla hikâyesi anlatırdı. Hun - Roma görüşmeleri yapılırken Roma temsilcileri Hunlara sormuş:
- Roma imparatoru soylu bir ailedendir, imparatorunuz Atilla kimdir, soylu mudur?
Atilla Romalılara şu cevabı göndermiş:
- Ben soylu olmayabilirim ama büyük ve soylu bir ulusun başbuğuyum...
Atatürk bu sözü daima hatırlar ve söylevlerine o yüzden:
‘Büyük Türk milleti’ diye başlardı.
Türklerin eski, büyük ve soylu bir topluluk olduklarını biliyor ve bunu herkese bildirmek istiyordu...”




Soru: Yeni dünya düzeninde terörden en çok yararlananlar kimler oldu?
Yanıt: Ülke işgal etmek veya muhalifleri etkisiz hale getirmek için bahane arayanlar...
Haldun Ertem




TAKVİM

Fransız devlet adamı F. Grando, Atatürk’ün yakın arkadaşlarına söylediği bir sözü şöyle aktarıyor:
“Hiçbir zaman unutmayınız ki, Osmanlı imparatorluğundan devraldığımız Türkiye ile bizim arzuladığımız Türkiye arasındaki uzaklık, Hicri takvimle Miladi takvim arasındaki uzaklığa eşittir, yani beş yüzyıldan fazladır. Biz şimdiye kadar henüz yüz yıl kazandık...”

ABD Dışişleri Bakanı Clinton, “İslami partilerle çalışırız” demiş.
Ona kuşku yok... Yeter ki aynı zamanda Amerikancı olsunlar ...
Fahrettin Fidan




PARK 2
Park Otel’in inşasına yeniden başlandığını yazmıştık dün. Dostlar yolladıkları notlarda anımsattılar:
- Şehir Planlamacıları Odası’nın açtığı dava sonucu Park Otel’i imar planlarının yürütmesi geçen hafta durduruldu.
Gerekçe; “Daha önce iptal edilen imar planlarındaki ayrıcalıklı yapılaşma koşullarının korunması...
Yakın çevresindeki tarihi - kentsel doku ve İstanbul silueti üzerindeki olumsuz etkileri, yapı ve nüfus yoğunluğu ile birlikte bölgeye getireceği trafik yükü ile şehircilik ilkeleri, kamu yararı vb...”
Not: Şehir Planlamacılar Odası’nın bu hayalet yapıya çözümü nedir? Onu da ortaya koymalı...



Uzun tutukluluk süresinden herkes şikâyetçi.
Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Devlet Bakanı Arınç bunlardan birkaçı, şikâyete son vermek için hangi ülkenin yetkililerine başvurmalı?..
Naci Beştepe

Melih Aşık
Milliyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)