Kütüphanemdeki raflarda duran gazeteci Feridun Kandemir’in 1964 yılında yazdığı; “Kazım Karabekir’in yakılan hatırları meselesinin içyüzü” adlı kitabı indirdim.
Bazı cümleleri çizmişim.
Yeniden okudum.
Bilenler bilir.
Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir’in, “İstiklal Harbimizin Esasları” adını verdiği kitabının matbaada basılmış, ciltlenirken el konulup, çuvallara doldurularak ve belediyenin itfaiye aracı ile Topkapı surları dışındaki bir tuğla ocağında yakılmasını anlatır.
Kitap yakılması cinayet.
Yakanların hesabı vardı.
Kazım Karabekir ile Mustafa Kemal’i birbirine düşman yapmak istemişlerdi.
Xxx
Hesaplar tutmadı.
Ancak “Mustafa Kemal”den nefret edenler “Kazım Karabekir’in kitabının yakılmasını” kanıt olarak gösterip “Atatürk’ü küçültme çürütmeciliğine” hep sarıldılar. Gazeteci Feridun Kandemir’in “yakılan hatırlar meselesinin içyüzü” adlı kitabı ölümünden önce Kazım Karabekir ile Erenköy’deki köşkünde yüz yüze yapılmış söyleşilerden oluşuyor.
Xxx
Kıtabın 84’cü sayfasında Kazım Karabekir, Mustafa Kemal için şunu söylüyor:
“…(!) işin başlangıcında (Kurtuluş Savaşı’nın) Anadolu’nun yegane derli toplu kuvvetini teşkil eden yirmi kusur bin kişilik bir Kolordunun kumandanı bulunduğum zaman, “Çekilin, her şeyi ben yapacağım diye ortaya çıkmaz mıydım? Halbuki ne yaptım? Her şeyi hepimizden iyi yapacağına bütün mevcudiyetimle inandığım Mustafa Kemal Paşa’ya; “Gel, başımıza geç, memleketi kurtarmak davasında ancak sen önderimiz olabilirsin, bütün kuvvetimle emrindeyim” dedim”
Bugün 10 Kasım!
Atatürk’e saldırlar sürüyor.
Karabekir’in sözü de orada duruyor.
Necati Doğru
SÖZCÜ
