Oktay Akbal yazdı: "Bir Masalı Yeniden Yaşarken…"

Bir güz masalı anlatmak istiyorum. Gerçekte yaşanmış, ama şimdi masal olmuş…
Ben inanırım, düş gibidir kimi zaman yaşantımızın değişik anları… Belleklerde sonsuza dek yaşar. Olaylar, acılar, üzüntüler bozamaz onu. İlle de mutluluktur, sevinçtir, dostluktur, sevgidir, aşktır ağır basan…
İki genç insan gelmişti köyümüze. İki sevgili! Bir gün önce yeni bir yaşama adım atmışlar, ama uçağa atlamış yeni güzelliklerle buluşmaya koşmuşlar… Gerçek bir mutluluk rüzgârı getirmişlerdi. Bir canlılık, bir yaşam özlemi, daha umutlu günlere doğru gitme isteğini yaşamda bulmak.

***
Akyaka’ydı köyümüz… Deniz kıyısında Yücelen Otel’in geniş salonundaydık. Kalabalık yoktu, biz vardık, yeterdi. Mustafa, Gülşah, Ayla, ben… Bir akşam sofrasında, şaraplarımızı genç çiftlerin mutluluklarına kaldırıyorduk. Onların sevinçlerinden esip gelen duyarlılıkları bizler de yaşıyorduk.
Bir gün önce yaşamlarını birleştirmişler. Ama koşmak, bulmak, yaşamın değişik tadını duymak için kalkıp gelmişler. Körfez’in yarı karanlığında iki genç dostun sevi dünyalarına tanık olmanın tadını duymak… Her kadehte yarınların güzellikleriyle geçmesini dileyerek…
***
Ertesi gün gezintiye çıktık. Güzel bir güz güneşinin aydınlığında köyü dolaşmak, insanlarıyla karşılaşmak, doğanın çok daha değişik havasını duymak, genç sevgili olmanın coşkusu içinde yarınlardaki eşsiz duyarlıklara doğru koşmak…
***
Nail V, şair Nail Çakırhan, kendi eliyle yarattığı Akyaka’yı onlara göstermek istiyordu. Eski arabası ne güne duruyor, atladık, uçtuk Akyaka’dan Gökova’ya, ordan da Marmaris’e doğru… Mustafa ve Gülşah bu güzel doğanın içinde ilgiyle Nail V’nin anlattıklarını dinliyorlardı. Bir ara bir kıyı meyhanesinde oturup günün tadını çıkarmak istedik, elimizde şarap bardakları, yarınlara diye, yarınlarda yine birlikte, dostlukla, sevgiyle, aşkla beraber olacağımıza…
***
Kaç yıl geçti? Zaman böyledir, kaçar gider. Bir daha yakalayamazsın. Yaşadığın anların tadını zaman zaman duyarsın. Belleklerde kalabilenler yaşantımızın unutulmazlarıdır…
Mustafa ile Gülşah, şimdi iki çocuklu bir mutlu yaşantıda… Öyle mi? Yoksa, Balbay Silivri’de bir hücrede mi, Gülşah da Ankara’dan koşup, eşinin serüveninde mi? Ya iki çocuk, üç yıldır babadan uzak!..
***
Bir mektup yazmak, gidip görmek istedim!.. O güzel anıyı bir daha yaşamak için… Bir hücre karanlığında da olsa… Ama yapamadım, yapamıyorum. Doğanın acımasızlığı önümü kesiyor. Koşup, o güzel güz gününü yeniden yaşatmak istiyorum. Sevgili Mustafa ve Gülşah’la yeniden Akyaka’da buluşmak özlemiyle!


Oktay Akbal
Cumhuriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)