“DP döneminde grev hakkı yoktur. Basın, düşünce ve örgütlenme özgürlükleri de yoktur. Yargı bağımsızlığı gibi, üniversite özerkliği de yok edilmiştir. Devlet radyosu ise hükümet elinde bir ‘iktidar borazanı’dır. DP din duygularını ve dince kutsal kavramları siyasi amaçlarla sömürmüş ve halkı ‘Vatan Cephesi’ adı altında iki düşman kampa bölmüş, elinde tuttuğu iktidar çoğunluğu ile ‘tahkikat komisyonu’ kurup muhalefeti yok etmeye çalışmıştır.”
Uğur Mumcu’nun 27 Mayıs 1991’de “Cumhuriyet”te çıkan yazısından bir parça…
***
Cumhuriyetimizin 88. yılında, on yıldır iktidarda bulunan AKP ile geçmişteki Demokrat Parti arasındaki benzerlik hiç de şaşırtıcı değil!.. Sanki Tayyip Bey ve takımı Menderes – Bayar rejiminin yaptıklarını örnek almışlar!.. Ama bir de sonu var bu Atatürk Cumhuriyetine karşı çıkışların. Onu unutmuşlar…
Uğur Mumcu’nun yazısını okuyalım:
“Şu sözler Cumhurbaşkanı Celal Bayar’ın: ‘İcap ederse İsmet Paşa’yı da sehpaya götürmekte tereddüt etmem…’
Şunlar da Başbakan Adnan Menderes’in:
‘TBMM kararı ile CHP’yi kapatmak lazımdır. Bunların hakkından ancak Meclis gelir. Meclis de muhalefet değil DP grubudur.’…”
***
Durup dururken yazmıyorum bu yazıyı… Uğur’un yazısını boş yere almıyorum. Bir kez daha uyarmak istiyorum. Daha önce yanlış yollarda yürüyüp çıkmazlara girmiş bir iktidarın başına gelenleri anımsatıyorum:
27 Mayıs devrimi bütün bunları ortadan kaldırmış, işçiye grev hakkını, yargıya bağımsızlığı, üniversiteye özerkliği, basına özgürlüğü yeniden kazandırmış…
Uğur Mumcu yazısını şöyle bitirmiş:
“Demokrat Parti’nin yalnızca adı demokrattı. Aslında özüyle ve sözüyle DP, bir ‘zincirli hürriyet’ döneminin adıydı. 27 Mayıs işte bu zincirleri söküp attı.”
***
Sevgili Mumcu’nun son yazılarından biridir bu. Susturulmak, yazması, konuşması önlenmek istendi. Sonunda bir bombayla yok edildi… Ama ölmedi, yazdıklarıyla yaşıyor.
Geçmişten ders almayı bilmeyenlere, Cumhuriyetin kutlanması yasaklanan 88. bayramında, bir anımsatma daha…
Oktay Akbal
Cumhuriyet