“Orgeneral Mustafa Muğlalı Paşa,bir tabelaya sığmayacak kadar büyüktür!


“Orgeneral Mustafa Muğlalı Paşa,bir tabelaya sığmayacak kadar BÜYÜKTÜR!
Asıl TÜRK düşmanı pkakalı piçlerin isteklerini yerine getiren emirleri uygulayanlar KÜÇÜKTÜR!
Orgeneral Mustafa Muğlalı Paşa’nın tertemiz yiğit adı TÜRK ORDUSU Tarihine Şanıyla kaydedilmiştir.Ancak bu yiğit isim tabelasını TÜRK Kışlasından “Mehmetcik”e emir vererek indirtenler,10000 yıllık TÜRK ORDUSU Tarihine kendilerinin “KÜÇÜK”lüğü olarak yazılacaktır..
Yineliyorum,Orgeneral Mustafa Muğlalı Paşa adı “tabela”lara sığmayacak kadar BÜYÜKTÜR!
Gülsev Eyüboğlu
___________________________________________
____________________________________________
Orgeneral MUSTAFA MUĞLALI adı kışlanın kapısından İNDİRİLDİ.

Bugün KIŞLADAN İSMİ İNDİRİLEN Orgeneral Mustafa Muğlalı KİMDİR

1940′lı yıllardı…Bölücüler Doğu Anadolu’da iyice azmışlardı. Devlet bölgede sıkıyönetim uyguladığı hâlde hırsızlık, kaçakçılık, eşkıyalık, soygunculuk, ırza tecavüz eylemleri engellenemiyordu. Bunlarla yetinmeyen caniler, bölgede güvenliği sağlamak için canla başla çalışan askerleri de pusuya düşürerek şehit ediyorlar ve kendilerine kucak açan Irak ile İran’a kaçı…p bir süre saklandıktan sonra tekrar bölgeye dönüp eylemlerine devam ediyorlardı. (yani AYNEN ŞİMDİKİ GİBİ) Bölge halkı bu bölücü eylemlerinden dolayı canından bezmişti. İnsanlar kendilerini nasıl koruyacaklarını bilemedikleri için orduya ve askere sığınıyorlardı…

İşte böyle bir vaziyetin içinde bir Paşa çıkıyordu…

- 1901 yılında yaşamını adadığı Türk Silahlı Kuvvetlerine katılmış,

- 1912–1913 yıllarında Balkan Savaşı’nda,

- 1914–1918 yıllarında Birinci Cihan Savaşı’nda,

- Ve KURTULUŞ SAVAŞI’nın hemen her cephesinde savaşmış… Kuva-yı Milliye’ye bağlı olup sonradan adı Yavuz Grubu olarak değişen Zabitân Grubu’nun komutanlığını yapmış,

- Menemen’de yiğit Kubilay’ı şehit eden irticacı yobazların yargılandığı Harp Divanı’nın başkanlığını yapmış bir Türk Paşasıydı…
Tam bir Kuvayı Milliyeci, tam bir Cumhuriyetçi, tam bir vatansever olan bu Türk kahramanı, Mustafa Muğlalı Paşa idi...

Orgeneral Mustafa Muğlalı, bölgedeki karışıklıklardan dolayı çok deneyimli ve disiplinli bir asker olduğu için Üçüncü Ordu ve Sıkıyönetim Komutanlığı’na getiriliyor. Hayatı savaşlarda geçmiş olan Muğlalı Paşa işi çok sıkı tutuyor ve canilere karşı amansız bir mücadele başlatıyor. Paşa, eşkıyanın sınır ötesine kaçmasını önlemek için de emrindeki birliklere Irak ve İran’a kaçan bölücüleri takip etme ve gerekirse vurma emri veriyor. 1943 yılında Van’ın Özalp İlçesi’nin sınır bölgesinde İran’a kaçmaya çalışan bir grup, güvenlik güçleri tarafından sıkıştırılıyor. Çatışma çıkıyor ve dur emrine uymayan eşkıyalardan 33 tanesi Paşa’nın emriyle öldürülüyor, geri kalanı sınırı geçmeyi başarıyor. Bu olay o günlerde bu şekilde yansıyor kamuoyuna ve bölgede az da olsa sükun sağlanıyor. Bölge halkı Paşa’ya minnettar bir biçimde biraz rahatlıyor… Ve olay bu şekilde kapanıp gidiyor…

Ta ki 1946 seçimlerine kadar… 1946 seçimlerinden sonra Meclis’e giren Demokrat Parti milletvekilleri bu olayı yeniden Meclis gündemine getiriyorlar.

Öne sürülen iddia şu:

“Çatışma sırasında öldüğü iddia edilen 33 insan masumdu ve kurşuna dizildiler.”

Kıyamet kopuyor…

Muhalefet milletvekilleri bu olaydan Cumhurbaşkanı İnönü ile Milli Savunma Bakanı Ali Rıza Artunkal, İçişleri Bakanı Hilmi Uran’ı sorumlu tutuyorlar.

İktidar ise Demokrat Parti’nin derdinin 33 masum vatandaşın öldürülmesi değil, İnönü iktidarını yıpratmak ve oy toplamak olduğunu söylüyor.

Aylarca süren tartışmalardan sonra 1943 yılındaki bu olay hakkında dava açılıyor ve 1947 yılında emekli olan kahraman Mustafa Muğlalı Paşa yargı önüne çıkarılıyor.

Muğlalı Paşa, yargılama boyunca bir Türk komutanına yakışır şekilde bütün sorumluluğu üzerine alıyor ve zamanın hükümetini hiçbir şekilde suçlamıyor. Savunmasını tek kelimeyle özetliyor: “Bölücülere ilişkin davranışları normal kurallar altında çözmek imkansızdır.”

Emrindeki askerlerin de ceza alacaklarını öğrenince “Tüm kurşunları ben sıktım, çocukların bir suçu yok” diyor, kahraman Türk Ordusu’nun her kademesinde görev alan koca Muğlalı Paşa…

Ve mahkeme sonucu gerçekten çok hazin oluyor… Hayatını Türk Ordusuna ve Türkiye Cumhuriyetine adamış olan Mustafa Muğlalı Paşa “33 masum insanı (!) öldürmek suçundan” ölüm cezasına çarptırılıyor… Daha sonra cezası 20 yıl hapse çevriliyor… ve Mustafa Muğlalı Paşa, sırf bölücülere yalakalık yapılması yüzünden hapse atılıyor…

Mahkeme sonrası Askeri Yargıtay bu kararı bozuyor. İkinci bir mahkeme dönemi başlıyor ama bu sırada kahraman Türk Ordusu’nun bir neferi olan, bütün ömrünü Türk Yurdu’nun bağımsızlığına adayan Mustafa Muğlalı Paşa bu durumu hazmedemiyor ve bulunduğu cezaevinde kahrından 11 Aralık 1951 tarihinde, 70 yaşında iken gururuna yediremediği için cezaevinde kahrından ölüyor…

Türk gibi düşünen tek kurum olan Türk Silahlı Kuvvetleri, Mustafa Muğlalı Paşa’nın naaşını şehitliğe naklettirdi ve kahraman Türk komutanlarının heykellerinin yer aldığı Genelkurmay bahçesindeki Ölmezler Yolu’na O’nun heykelini diktirdi. Bu uygulamaların kararı 28 Şubat MGK toplantısında alınmıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri böyle önemli bir günde Muğlalı Paşa’nın itibarının iâde edilmesini sağlayarak topluma bir mesaj vermiş oldu…

İlk kurşun
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)