Sabahattin Önkibar yazdı:"Erdoğan halife, Davutoğlu Başbakan!"

Basit sorular soracağım:
Dünyada görev süresini bilmeyen yegane Cumhurbaşkanı kim?
Abdullah Gül!
Sadece Sayın Gül değil, bu ülkenin Yüksek Seçim Kurulu bile bu sorunun cevabını bilmediğini iki gün önce açıkladı.
Peki bu muğlaklık niye mi?
Tayyip Erdoğan’ın kurduğu oyun pardon geliştirdiği strateji onu gerektiriyor da ondan!
Bir şey artık çok nettir:
Tayyip Erdoğan’ın Çankaya’ya çıkması kesindir. Net olmayan husus bunun Cumhurbaşkanı olarak mı yoksa Başkan olarak mı olacağıdır!
Erdoğan’ın gönlünde yatan aslan ise tartışmasız olarak Başkan olmaktır lakin Tayyip bey böyle bir rejime geçişin iç ve dış zorluklarını biliyor ve ona göre oynuyor!
Tayyip bey başkanlık için içerde yeni Anayasa ve referandum manivelasını kullanmayı düşünürken dışarıda da ABD’nin onayını almayı hedefliyor.
Erdoğan’ın son süreçte ABD’ye kara sevdayı andıran bağlılığında diğer unsurların yanı sıra böyle bir hesap da olabilir.
Peki Türkiye’nin üniterlikten vazgeçip federatif bir modele geçmesi ve bir başkan tarafından idare edilmesi Washington’un işine gelir mi diye sorarsanız bunun cevabı kesin evettir çünkü ABD zaten Ortadoğu’yu yeniden dizayn etmek ve İslam ülkelerine yeni bir şekil vermek istediğini ortaya koymuştu!
ABD’ye göre bugünün konjonktüründe İran’a karşı kurulacak Sünni cephenin önderi Suudiler ya da Mısır değil Türkiye ve Tayyip Erdoğan olabilir!
Buradan hareketle ABD, İngiltere ve Fransa nükleer güce erişme sınırında olan İran’a karşı Türkiye’yi siyasi olarak arkalamaları ve İslam halifeliğinin yeniden ihdası ve de onun Tayyip Erdoğan’a bahşedilmesi için perde gerisinde destek vermeleri de muhtemeldir ki mesela Arap Birliğini bunun için kullanabilirler.
Kuşkusuz başkanlık rejimine geçiş eşyanın tabiatı gereği Türkiye’nin ırklara (!) göre eyaletlere bölünmesi demek olacaktır ki bu önemli boyut Batılı Emperyalistlerin en çok arzuladığı şeydir. Batı aslında bir taşla iki kuş vuracak ve güya mini bir Osmanlı’yı ihya ambalajı ile Türkiye’nin temellerine dinamit koyacaktır!
Diyeceksiniz ki, Türkiye’nin halkı, iç kamuoyu ve askeri buna izin vermez!
Güldürmeyin beni!
Hangi halktan, hangi iç kamuoyundan ve hangi askerden bahsediyorsunuz!
Ayrıca bu CHP ve bu Devlet Bahçeli ile Tayyip Erdoğan bin kere referanduma gitse konusu ne olursa olsun halktan vize alır!
Düşünün Suriye’nin Halep’i ile Musul ve Kerkük’ün petrolleri Eyalet Modeline geçilirse, Türkiye pardon Anadolu Birleşik Devletlerine verilecek denilirse bu ahali değil rey, her şeyini verir yani söylemek istediğim toplum uydurulacak kahramanlık hikayeleri ile hipnotize edilir !
Şaka yapmıyorum Tayyip beyin halifeliği ve Davutoğlu’nun Başbakanlığı bu aralar Ankara’daki Sisler Bulvarının en önemli spekülasyon malzemesidir!

Aselsan cinayetinde onlar var
Hüseyin Başbilen, Evrim Yançeken, Halim Ünsal ve Burhanettin Volkan.
ODTÜ mezunu 4 Türk mühendisi.
Milli Tank Projesi ve savaş uçaklarımız için dost - düşman tanıma projeleri üzerinde çalışıyorlardı.
Derken 4’ünün de ardı ardına ölüm haberleri geldi!
Tamamına intihar denildi.
Ancak...
Uzman bilirkişi 2 gün önce uzun araştırmalar sonucu bu ölümlerin intihar ile değil cinayetle olduğunu ortaya koydu!
Peki bu cinayetlerin failleri kimler mi?
Türkiye’yi silah satan Batılıların istihbarat örgütleri!
Tayyip Bey bu işe bir el atsa diyoruz. Ne dersiniz atar mı?

MİT out, Talabani in!
PKK ile müzakerede MİT’in yerini Talabani almışa benziyor! Baksanıza Irak’ın Cumhurbaşkanı başka işi yokmuş gibi PKK’yı ikna etmekle ve şartlarını Ankara’ya iletmekle meşgul!
Dramatik olan hiçbir devlet yetkilisi “Kimsin sen, kendi kendine haltlar karıştırıyorsun” demiyor! Eh bu denmediğine göre belli ki Talabani bu işleri el altından birileri ile beraber götürüyor!
Tersi mümkün değil zira adam komşu bir ülkenin Cumhurbaşkanı, kendine kendine nasıl böyle davranır!
Manzara PKK ile müzakerede MİT’in yerine Talabani’nin devreye alınması şeklindedir!
İyi de şimdi Başbakanımız “PKK ile biz görüşmedik devlet görüştü yerine biz görüşmedik bizim adımıza Talabani görüştü mü “ diyecek!
Ah Türkiyem vah Türkiyem!

Ebussuud’u övüyor, Dersim için özür diliyor!
Ebusuud kim?
Binlerce Türkmen Alevinin katline emir veren malum şeyhülislam!
Başbakan Erdoğan bu Ebusuud’u Çorum meydanında övgülerle yad etmişti!
İyi de aynı Tayyip Bey’in Dersim’e ağıtlar yakmasına ne demeli peki?
İki tutum arasında korkunç bir tezat yok mu?
Elbette var ama Erdoğan’ın derdi üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek yani Alevi kardeşlerimizi üniter Atatürk Cumhuriyetine karşı ajite etmektir!
Başbakan konuşmasında rahmetli Necip Fazıl üstadın kitabını referans gösterdi. Rahmetli üstadı vefatı öncesinde üniversite öğrencisi iken tanıma ve sohbetinde bulunma şansım oldu. Onun o günlerde Tayyip Erdoğan’ın da bulunduğu MSP ve Milli Görüş tayfası için ne menem benzetmeler yaptığını ve de hedef aldığını önümüzdeki günlerde aktar

Sabahattin Önkibar
YeniMesaj

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)