Tolga Çevik, 'Gitmek vatan hainliği olur'

Tolga Çevik’in senaryosunu yazıp başrolü üstlendiği ‘Sen Kimsin?’ filminin çekimleri tamamlandı. Filmin basın toplantısına katılan Çevik, sempatik duruşunu ve farkını orada da gösterdi

Tolga Çevik'in senaryosunu yazıp başrol oynadığı ilk sinema filmi Hayırdır Tekin'in adı 'Sen Kimsin?' olarak değişti. Çekimleri tamamlanan ve izleyicisiyle buluşmak için gün sayan 'Sen Kimsin?' filminin basın toplantısı önceki gün Silivri’deki Klassis Golf & Country Club Otel’de yapıldı. 24 Şubat 2012’de sinemaseverlerle buluşacak filmin hikâyesi Tolga Çevik’e ait. Ozan Açıktan’ın yönetmenliğini üstlendiği ‘Sen Kimsin?’ filminin çekimleri geceli gündüzlü olmak üzere altı hafta sürdü. BKM filmin yapımcılığını üstlendiği filmin çekimleri Yenikapı, Kuruçeşme, Fatih, Seyrantepe, Karaköy, İstinye, Eminönü, Kasımpaşa ve Kartal gibi semtlerde gerçekleşti. Tolga Çevik’in ‘Tekin’ karakterine İstanbul sokaklarında Zeynep Özder (Pelin) eşlik ederken, filmin diğer kahramanlarını da Köksal Engür (İsmail), Toprak Sergen (Adnan) ve Pelin Körmükçü (Suzan)canlandırıyor. Filmin konusu ise Tekin (Tolga Çevik) ve emekli trafik polisi yardımcısı İsmail abi (Köksal Engür), kaybolan bir kızı bulmak için, hayatları pahasına her türlü tehlikeyi göze alır. Sıradan bir kayıp kız vakasının peşinde başlayan hikaye, hesaplaşmaların, oyun içinde oyunların geliştiği bir maceraya dönüşür. Kim masum kim suçlu birbirine karışır. Hafiyelerimizin tek bir hatası vardır, o da kendi yöntemlerini kullanmak!

Tekin'in ismini eşim koydu

Çevik, adı daha önce Hayırdır Tekin olarak duyurulan filmin sonradan Sen Kimsin adını almasıyla ilgili olarak "Filmimiz 'Sen Kimsin' vatana millete hayırlı olsun. Filmimizin kesin ismi ‘Sen Kimsin?’dir çünkü gerçekten filmi anlatan cümle budur” dedi. Senaryoyu yazdığı sırada Tekin karakterinin ismini eşi Özge Çevik'in koyduğunu anlatan Tolga Çevik "Kimse bilmiyor senaryoyu ama eşim biliyor. Tekin adını da eşim koydu. Tekin olsun dedi çok hoşumuza gitti. ben de tamam dedim" diye konuştu.

Ata yedi buçuk, biz sekiz milyon gişe yapalım

Çevik, Ata Demirer'in de film yaptığının ve aralarındaki rekabet durumunun hatırlatılması üzerine ise "Hepsi bizim arkadaşımız. Ne rekabeti öyle bir şey yok. O 7 buçuk milyon yapsın biz 8 milyon yapalım. Sonra O 37 milyon yapsın biz de 40 yapmaya çalışalım. Maksat insanlar için güzel bir şey yapmak değil mi yoksa biz evde oturup yazar oynar, güleriz. Hep beraber gülelim diye film yaptığımız için niye onlar daha çok yaptı kaygısı olan bir adam değilim. herkes güzel yapsın ki biz daha güzel yapalım insanlar mutlu olsun" şeklinde konuştu.

Keşke eşimi de bir filmde oynatabilsem

Ünlü komedyen, "Eşinizle bir gün aynı projede yer alır mısınız?" sorusunu ise "Çok istiyorum keşke bir yerde oynatabilsem. Nuh diyor peygamber demiyor. Yok istemiyor. 'Ben sevmiyorum böyle şey' diyor. Ona da saygı göstermek lazım. Zorlayamam. O stres başka bir stres" diye yanıtladı.

Yurtdışına gitmek vatan hainliği olur

Çevik, ayrıca "Yurtdışına açılmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna ise "Abi yurtdışına açılmak yalandır iyi bir şey yaparsanız yurtdışından gelir sizi açarlar. Ben zaten yurtdışından geldim. O yüzden öyle bir sıkıntım yok benim. Ben oraya bağlıyım hala. İstersem tak basar giderim Amerika'ya hem niye gideyim ki manyak mıyım? Benim evim burası ayrıca ben Amerika'dan geldim. Amerika'nın böyle bir şeye ihtiyacı yok. Türkiye'nin bu işlerin çoğalmasına ihtiyacı var. Gitmek vatan hainliği olur bir yerlere. Siz güzel birşey yaparsanız onlar zaten farkına varırlar" diye yanıt verdi.

Bedelli askerlikle ilgili espri yapmam

Tolga Çevik, basın toplantısında ayrıca bedelli askerlik yasasıyla ilgili soruyu da yanıtladı. Çevik, "Siz geldiniz bedelli askerlik çıktı ne diyeceksiniz?" sorusuna ise "Ne yapalım kader kısmet. Ben yaptım geldi. Yapacaklara da hayırlı teskereler. Bu konuda espri yapmak istemem. Hem sonra 15 ay gidip 18 ay yapanlar da oldu" diye yanıt verdi.

Bu filmde Cem Yılmaz'a oyna deseydik ayıp olurdu
Ünlü komedyen, gazetecilerin "Bu film için Cem Bey'e teklif götürdünüz mü?" sorusana ise "Onun yoğun bir dönemiydi biz denk düşemedik. Bir de ona sunacağım bir rol yoktu. Ona şimdi öyle bir şey sunarsın ayıp olur. Zaten seyredince siz de göreceksiniz. hem onun yaş grubu hem bu. 'Abiciğim gel bunu oyna diyeceğimiz durum yoktu sorsaydık da ayıp ederdik" diye yanıt verdi.

Eşim mütevazı olma diye fırça attı

Eşinin artık kendisine mütevazı olmaması gerektiğini ve fırça attığını söyleyen Tolga Çevik, “Neşeliyiz, mutluyuz, gururluyuz çünkü hakikaten güzel bir film yaptığımıza inanıyoruz. Hakikaten eşimden fırça yedim. Bana mütevazi davranmayın dakika başı estağfurullah falan deme dedi. Tamda istediğimiz komik film oldu” dedi. Filmin bir sahnesinde düşüp bacağını incittiğini de söyleyen Çevik "Dublörün olduğu yerler var çünkü bazı yerler aşırı teknik gerektiriyor. İşi daha iyi bilen kişi hem vakit kazandırıyor hem de daha az riskli bir hale dönüştürüyor. O anlamda dublörümüz var” diye konuştu. Filmin maliyeti hakkında ise yorum yapmaktan kaçınan Çevik, “Hak ettiği kadar bir şeyler var ama benim o konularda bilgim yok, çok vakıf değilim” dedi.

Televizyon defteri hayatımda kapandı

Oyunculuk kariyerine bundan sonra sinema yaparak devam edeceğini ve televizyon defterini kapattığını anlatan Çevik "Bundan sonra hani televizyon defterini hayatımızda kapattık. artık sinema olacak. Kapattık gerek yok. Yani televizyon yeterince dolu. Televizyonun bize ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Televizyon için düşündüğüm şeyi yaptım. Dört sene tam planladığım süre zaten o kadar planlamıştım arkadaşımın yükselişini. Yok yok 'sen bunun tadını aldın bitirmezsin' diyorlardı ama öyle olmadığını gösterdim. Her iş bitmesi gerektiği yerde biter" diye konuştu.

Bir gün belki ölmeden alternatifsiz oluruz

Çevik "Tolga Çevik gerçekten materyala paraya değer vermeyen biri mi?" sorusuna ise "Evde bir sıkıntın yoksa hayatta başka bir şeye ihtiyacın yoktur. İşini iyi yaparsan herkes parasını kazanmıyor mu? İşini yapıyorsun parasını kazanıyorsun. O yüzden derdimiz bu değil. Güzel bir şey yapmak. İmkanın var mı? Var. Niye yapmadın demesinler. İmkanımız var mı? Film çekebiliyor muyuz? Çekilim. En kralını çekelim. O sahne böyle de çekilir şöyle de. En iyisi nasıl çekilir böyle. Öyle çekelim. Çünkü insanlar bilet alıp sinemaya gittiği zaman yani 'şuraya biraz daha özen göstermediniz mi?' derse ben ölürüm. Yani iyi olmalı iyi olmalı. Sen birisini kışın soğuğunda evinden kaldırıp sinemaya getiriyorsan helal olsun dedirtmek zorundasın. Başka lüksün yok. Dolayısıyla bu televizyonda da sinemada da böyle. En iyisini yapmak zorundasın. Ne bileyim alternatifsiz olmalısın. Bizde ona çabalıyoruz. Bir gün belki ölmeden inşallah oluruz.

Takıntı derecesinde prensipliyim, kül tablası boş olsun isterim

Gerçek hayatında takıntılı ve prensipli olduğunu ve bu yüzden askerliğini zorlanmadan ve çok rahat yaptığını da anlatan Çevik sözlerini şöyle sürdürdü "Takıntı derecesinde prensipliyimdir ve saygı gösterilmesini isterim küçücük şeye. Yani kül tablası boş olsun isterim. Takarım. Hemen temizlerim. Bilmem ne yaparım. Orası tertipli olsun. Yani ben takıntılıyımdır prensip güzel bir şey bu yüzden askerde çok rahat ettim. Kalk saati sabah 6 ise ben 5'te ayaktayım. 600 kişi yerine ben tek başıma tıraş oluyordum. Bir saat az uyurum ne olacak ki. Disiplinsiz insanın hayatta başarılı olması çok zor. Helal olsun olabiliyorsa da. Ben beceremem. Benim bazı disiplinel takıntılarım var. bazı şeyler şaşmaz" Çevik, "Eşiniz evde bu durumu nasıl karşılıyor sorusuna ise "Yok o dünya tatlısı. Bana tahammül ediyor ya o zaten cennetlik. Ben kendimi yoruyorum diye bu tertip ve düzen hastalığıyla ona üzülüyor" diye yanıt verdi.

Arabayı alırken parayı İsviçre'de birinin hesabından çekmedim bu saçı döktük onu yaparken
Ünlü komedyen, geçtiğimiz aylarda yeni aldığı martı kanat Mercedes AMG lüks spor otomobilin fazlaca gündeme gelmesine ise sitem etti. Çıkan haberlere kızmadığını ancak ödediği verginin de yazılmasını isteyen Çevik, "Bunu yazan arkadaşlar bunda bir haber niteliği görüyorsa saygı duyuyorum. Bunu yazan arkadaşlar ödediğim vergiyle de ilgili bir yazı yazarlarsa çok sevinirim. Yani o zaman tam olur iş. Ama yeni araba aldı falan. Sanki onun hesabından çektim parayı. Sen evde uyurken ben çalışıyordum ama aynı gün üç oynadığım oyun vardı benim. Üzülüyorsun tabii. Bir yerden, birisinin İsviçre'deki hesabından çekmedim ki ben bu parayı. Bu saçı döktük onu yaparken ve ayrıca bir tanesi şey yazmış. '9 sene önce akbille sete gidiyordu' diye. O bir dizide oynarken söylediğim bir laftı 'akbili doldurdun mu özgürcüm?' diye. Onu da yanlış anlamış. Oluyor böyle şeyler. Hiç akbil kullanmadım ama bu bir şey değil ki kötü bir şey yapmaz insanı. Ayrıca şu zamanda bu bir konu olabilir mesela. Karısı, çocukları aç açıktadır kendisi gider araba alır. Var mı öyle birşey? O da yok. Çevreme de yapacağımı yapıyorum. Görevlerimi yerine getiriyorum en son kalem olarak da bir tutkum vardır hayatta onu yerine gitrmişimdir bu. Ama rahatsız ediyorsa almam yani" diye konuştu.

Yurtdışına gitmek vatan hainliği olur

Çevik, ayrıca "Yurtdışına açılmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna ise "Abi yurtdışına açılmak yalandır iyi bir şey yaparsanız yurtdışından gelir sizi açarlar. Ben zaten yurtdışından geldim. O yüzden öyle bir sıkıntım yok benim. Ben oraya bağlıyım hala. İstersem tak basar giderim Amerika'ya hem niye gideyim ki manyak mıyım? Benim evim burası ayrıca ben Amerika'dan geldim. Amerika'nın böyle bir şeye ihtiyacı yok. Türkiye'nin bu işlerin çoğalmasına ihtiyacı var. Gitmek vatan hainliği olur bir yerlere. Siz güzel birşey yaparsanız onlar zaten farkına varırlar" diye yanıt verdi.

Senaryoyu yazarken kimseyi rahatsız etmeyelim istedik
Filme yaş sınırı gelip gelmeyeceği sorularını ise "Onlara dikkat ettik. Bundan önceki komedi dükkanı maceramdan da bildiğim için senaryo yazarken en büyük takıntım buydu. Öyle yazıldı ki genç seyirciyi mahrum etmeyecek hale getirelim, rahatsız etmeyelim kimseyi. Zaten komedi filmi yaptığımız için fazla yelpazenizi abuk suku yere götürmeye de gerek kalmıyor. Götürmeyince de filmimiz bir şey kaybetmiyor. O konularda bir sıkıntısı yok. O takdir başkalarının" şeklinde yanıtladı.

* Toprak Sergen “Cihangir ya da orada burada duran oyunculardan değilim”

Evliliğe inanmıyorum

‘Sen Kimsin?’ filminde ‘Uşak’ karakteri ile seyirci karşısına çıkacak olan Toprak Sergen, ‘dogasenicagiriyor.tv için iş yaptığını söyledi. Toprak Sergen, “Ben Cihangir’de ya da orada burada duran tiplerden değilim. Hayatı dışarıda daha değişik renklerde yaşayan ve öğrenmeye çalışan biriyim. Çok karışık ve renkli bir şeyler yaşıyorum o yüzden de mutluyum” dedi. Spor ve doğanın dışında balık tutmaktan da keyif aldığını belirten Sergen, Greenpeace bağlantılı bir balık tutucu olduğunun ve yasanın çıkarılmasında da aktif şekilde rol aldığının altını çiziyor. Toprak Sergen, ‘Ne zaman evleneceksiniz?’ sorusu karşısında da evliliğe inanmadığını da belirtti. Sergen, “Evliliğe inanmayan birisiyim. Evlendikten sonra insanların hayatlarının tekdüzeleştiğini düşünüyorum. Tabi ki herkesin düşüncesi kendine fakat ben zaten çocuğum. Çocuk istese de olmaz. O zaman benimle evlenmenin de hiçbir mantığı yok. Öyle Issız Adam triplerim de yok yanlış anlaşılmasın. Beraber güzel zaman geçirmek tamam da evlilik yok” dedi.

Pelin Körmükçü “Bekarlık sultanlıktır”

‘Sen Kimsin?’ filminde zengin ve parayı seven birisi olan ‘Suzan karakterini canlandıran Pelin Körmükçü, kızı Selin ile vakit geçirmek istediği için uzun zamandır birçok projede yer almak istemediğini belirtti. Körmükçü, “En büyük hobim kızım. Kızımla birlikte zaman geçirmeyi tercih ederek televizyon projelerinde yar almaktan kaçındım. Kendimi çektim ve uzak durdum” dedi. Geçtiğimiz yaz döneminde de eşinin bir kadınla görüntülenmesi üzerine kızının babası Rafi Moreno’dan ayrılan Pelin Körmükçü, yaşadıkları ile ilgili olarak kısa ve öz bir açıklama yaptı. Körmükçü, “O olay bitmiştir” dedi ve cümlesini “Bekarlık sultanlıktır” diyerek noktaladı

(Milliyet)
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)