Tuna Kiremitçi yazdı:"Atatürk’ü bitirme planı"

Niye bitirilmek isteniyor Atatürk? Aydınlanmanın simgesi diye mi? “Diktatör” olduğu için mi yoksa?

Belki de “Atatürk’s Way” markasının eskidiğini düşündüler. Malum, tüketim toplumunda her şeyin raf ömrü var.
Kalabalık çabuk unutur. Bu yüzden her kuşak kendi davasını, heyecanını arar. Mümkünse morukları kızdıracak şekilde.
Dedelerimiz için cumhuriyet, babalarımız içinse 68 ruhuydu dava. Atatürk’e mesafeli ilk entel kuşağı bizimkidir. Kenan Evren onu sabah akşam kafamıza kaktığı için.
Şimdiki kuşaksa heyecanı başka yerde arıyor.
Hatta bazılarına göre “Ilımlı İslam” ya da gerilla romantizmi “cool…”
Yani ihtiyarları deli edecek şeyleri savunmanın karşı konulmaz cazibesi.
Geçmişi unutmanın dayanılmaz hafifliği.
Tıpkı “Arap Baharı” uğruna kış ortasında meydanları dolduran Mısırlı gençler gibi.
Tıpkı vaktiyle sosyalizmi yıkmak için coşan, sonra da “ne halt yedik biz” diyen Ruslar, Yugoslavlar gibi.
Bazen AKP’li ve BDP’li gençlerle muhabbet ederiz. Aslında hepsinin aradığı bir nevi Müdafaa-i Hukuk.
O zaman yaşasalar belki de Mustafa Kemal’in yanında saf tutacak çocuklar bugün başka heyecanlarda.
Adettir zaten: Her iki-üç kuşakta bir yeni rüzgârlar eser. Mazi unutturulup yeni heyecanlar yaratılır. Dünyanın efendileri planları buna göre yapar.
Biz moruklara düşense gençlere heyecandan bakmayı unuttukları şeyleri göstermek.
Bedeli Yugoslavya’daki gibi olmasın diye.
Her fırsatta “hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir” sözünün sahibini hatırlatmak. Demode kaçmak pahasına.
Gerisi, onların bileceği iş.
Tevfik Fikret’in dediği gibi: “Gençler, bütün ümid-i vatan şimdi sizdedir. Her şey sizin, vatan da sizin, her şeref sizin!”

Haldun Taner demişken

Haldun Taner yılındayız desek abartmış olmayız.
Üstadın ölümsüz eseri “Keşanlı Ali Destanı” üç koldan döndü.
Hem de baba yönetmenlerle: Sadri Alışık Tiyatrosu’nda Ahmet Mümtaz Taylan, Eskişehir Belediye Tiyatrosu’nda Kazım Akşar, Kanal D’de ise Çağan Irmak…
Ne diyelim, Allah artırsın!
Mesela Okan Bayülgen bu üç yönetmeni programında bir araya getirse süper olmaz mı?
O Haldun Taner ağabeyini yad etmiş olur, biz de Keşanlı’ya niye bu kadar bayıldığımızı anlarız. Böyle bir “win-win” görülmemiştir!

tatlı Sözlük

Gençlik: Ömrümüzün nihavent çağı.

Tuna Kiremitçi

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)