Bizimkiler konuşuyor:
“Devletimiz güçlüdür…Suriye bizim iç işimizdir…Vurduk mu oturturuz…Suriye’de özgürlük ve demokrasi istiyoruz…Gerekirse askerimizle müdahale ederiz!..”
Van valisi konuşuyor:
“Halk perişan durumda… Çok acele çadır ve giysi istiyoruz…Yardımlar durdu…Kamu binalarının çoğu depremde yok olduğu için çadırlarda çalışıyoruz…Adliyeyi çadıra taşıdık…”
Ajanslar haber geçiyor:
“Van halkının yüzde 20’si göç etti…Başka çare bulamayan insanlar otobüslere hücum edip başka yerlere gidiyor…”
AKP’li konuşuyor:
“Önce Suriye’yi halletmek gerekir…Ordumuz girmeli, Esad’ı devirmeli…Sonra sıra elbette Van’ı kurtarmaya da gelir…”
Silivri’deki sağlık görevlisi anlatıyor:
“Cezaevindeki hükümlü ve tutukluların tedavisini yapmakla yükümlü olan Silivri devlet hastanesine hükümet tarafından çok özel doktorlar atandı…Bunların tamamı, ikisi dışında AKP yandaşı…Bu arkadaşların tıp fakültesini bitirirken Hipokrat yemini ettikleri konusunda ciddi kuşkularımız var…Binbir zorluk sonrasında hastaneye adım atabilen hükümlü ve tutuklular adeta kovalanıyor…Onlara düşman gözüyle bakılıyor…Cezaevi yönetimi ise ayrı bir alem…Onlara göre hastaların tamamı yalancı, yalan söylüyor!…”
Silivri’de yatmakta olan emekli jandarma albay Atilla Uğur’un avukatları Celal Ülgen ve Hüseyin Ersöz tarafından cezaevi yönetimi ile mahkemeye verilen dilekçe:
“Müvekkilimizin çok sayıda hastalığı ve buna ilişkin raporları vardır…Bu koşullarda Silivri devlet hastanesinde tedavisi mümkün değildir…Müvekkilimiz orada tedavi görmeyi reddetmektedir. Cerrahpaşa Tıp Fakültesine sevki için izin verilmesi…”
CHP milletvekili Mahmut Tanal’ın soru önergesi:
“Silivri cezaevinde vefat eden Kaşif Kozinoğlu’na niçin bu kadar geç müdahale edilmiştir?..Cezaevinde acil müdahale için gerekli malzemeler neden eksiktir?..Gönderilen ambulansta niçin doktor yoktu?..”
Adalet Bakanı açıklıyor:
“Soruşturma başlatılmıştır!..”
Hükümet yetkilisi konuşuyor:
“Suriye’ye dersini vereceğiz!..”
Vatandaş soruyor:
“Bundan birkaç ay öncesine kadar siz değil miydiniz Esad’la karı koca birlikte olanlar, sarmaş dolaş olup dostluk mesajları verenler, iki ülke arasında vizeyi bile kaldıranlar!..”
Bir başka vatandaş yanıt veriyor:
“Abicim, ABD o zaman bunların kulağına Esad’ı da Kaddafi gibi devirme niyeti olduğunu henüz fısıldamamıştı!..Ne zaman ki fısıldadı ve gereken emirleri verdi, bizimkiler tavır değiştirip Suriye’nin en amansız düşmanı kesildiler!..”
Van’dan kaçan vatandaşımız konuşuyor:
“Şu başbakan falan bir gün gelsinler, bize verilen çadırlarda bir gececik yatsınlar bakalım…Bu işler öyle nutuk atmakla olmuyor…Donuyoruz!..”
Hükümet yetkilisi konuşuyor:
“Libya’lı isyancılara bavulla 300 milyon dolar para gönderdik…Uçak düşer müşer diye hepsini aynı anda göndermedik…”
Vatandaş soruyor:
“Suriye’deki isyancılara da 500 milyon dolar verdiğinizi duyduk, doğru mu?..Değirmenin suyu nereden geliyor, nereden buluyorsunuz bu paraları?..”
Yetkili yanıt veriyor:
“Bizim için önemli olan, Suriye’de demokrasinin kurulması…Bu amaçla her şeyi yaparız!..”
Vatandaş soruyor:
“Al gülüm ver gülüm olduğunuz hangi Arap ülkesinde demokrasi var? Suudi Arabistan, Mısır, Kuveyt, Libya, Irak, hangisi demokrasiyle yönetiliyor?..Bize yalan söylemeyin!..”
Van’da görevli polis yazıyor:
“Uykusuzluk ve yorgunluktan geberdik. Kaldığımız binalar bundan sonraki ilk depremde çökecek…Üstelik emir alıyoruz, yaşama koşullarını protesto edenleri copluyor ve üzerlerine biber gazı sıkıyoruz…”
Hükümet yetkililerine dayanarak medya haber geçiyor:
“Bedelli askerlik devrimi!…Tasarı Bakanlar Kurulu tarafından imzalandı. Bu işten 2.5 milyar dolar para bekleniyor. Van depreminin harcamaları bedelliden çıkarılacak…”
Banka genel müdürü, çalışanlarına direktif veriyor:
“Bedelli kredisi için çalışmalar derhal başlasın…Kredi kartıyla olup olmayacağına bakalım…Kaç taksit yapacağımızı şimdiden karara bağlayalım…”
Vatandaş öfkeli:
“Bedelli zengin bebelerine, vicdani ret PKK’lı teröristlere yarayacak…Askere yine benim biricik evladım gidecek. Para için vatan mı satıyorlar?..”
Savcı konuşuyor:
“HSYK seçimlerinde hükümetin listesine oy verdim…Zaten tüm yargı şimdi hükümetin istediklerinden oluştu…Ancak işler iyi gitmiyor…Şimdi iş ciddiye bindi ve yargıda büyük çatlaklar oluşmaya başladı…Hukuktan yana olanlarla doğrudan iktidardan yana olanlar arasında sürtüşmeler yaşanıyor…Adalet Bakanlığı Müsteşarı Ahmet Kahraman’ın istifası önemlidir…İktidardan gelen baskılara daha fazla direnemedi ve emekli oldu…”
Avukat konuşuyor:
“Darısı Silivri hakim ve savcılarının başına!..”
Bir CHP milletvekili konuşuyor:
“Partili milletvekilleri olarak seçimden bugüne kadar yaklaşık 1.400 soru önergesi verdik…Hükümet bu sorulara ya hiçbir yanıt vermiyor, ya da geçiştiriyor…Ayrıca tam 200 soru önergemizi de Meclis Başkanı kabul etmedi ve geri çevirdi…Bu koşullar altında biz denetleme görevimizi nasıl yapacağız?”
İktidar milletvekili yanıt veriyor:
“Siz de aklınıza gelen her şeyi hükümetimize sormaktan vazgeçin kardeşim!..”
Suriyeli muhalif konuşuyor:
“İnşallah Türkiye sayesinde Esad’ı devireceğiz…Hatay’da kamplarımız var, asker eğitiyoruz…Toplantılarımızı ve örgütlenmemizi Türkiye’de yapıyoruz…Masraflarımızı, Allah razı olsun, Türk hükümeti karşılıyor…”
Filistin’le teröristlerin yakını konuşuyor:
“11 arkadaşımız Türkiye’ye getirildi…Yediğimiz önümüzde, yemediğimiz arkamızda…Bize krallar gibi bakıyorlar…”
Van’daki doktor yazıyor:
“Buraya gelsinler de, çadırlarda çalışma koşullarımızı bize değil, hastalarımıza sorsunlar…”
İstanbul’daki Türk doktor yazıyor:
“İstanbul, Ankara ve Adana gibi illerimizde çok sayıda hastane, Libya, Somali gibi ülkelerden hükümetin getirdikleri için çalışıyor…Onlarla ilgilenmekten bizim hastalarımıza zaman ayıramıyoruz…Hükümetin adeta düşman olarak gördüğü hoca arkadaşlarımız üniversitelerden tek tek istifa edip gidiyorlar…”
Sağlık Bakanlığı yetkilisi konuşuyor:
“Olabilir, beğenmeyen gidebilir!..”
Türkiye’de çok güzel, çok anlamlı şeyler oluyor!
Emin Çölaşan
Sözcü
