2012’deki korkularımız!


* Kolonyalizmin doğal sonucu olan Kapitalizm artık can çekişiyor, dolayısı ile Kapitalizmin süresini uzatmak için yeni bir yol araması geleceği açısından mutlaktır.
* Trilyon dolarlık bütçe açığı olan ABD ile resesyona dolu dizgin olan yaşlı AB’yi ekonomik olarak kurtaracak yegane çılgınlık kısmı olsa da yeni bir dünya savaşıdır.
* Birinci ve ikinci dünya savaşlarını çıkaran Kapitalist Batı kendini kurtarmak yani silah satmak için üçüncü dünya savaşını çıkarmakta tereddüt etmeyecektir.
* ABD ile AB’nin stratejisi bu savaşın sahasını ya da merkezini kendilerinden uzak tutmaktır ki, hedeflenen yer bizim coğrafyamızın bulunduğu Ön Asya ve Ortadoğu’dur!
* Batı Kapitalizmi dünya petrol rezervlerinin yüzde 67’sine sahip Ortadoğu’yu tıpkı İkinci Dünya Savaşı sonrası Yalta’daki taksim misali çıkarlarına göre yeniden dizayn etmek istiyor ki, bunu hem kendini düze çıkarmak hem de Çin, Hindistan ve Rusya’ya set olmak için hayati görüyor.
* Ortadoğu’yu yeniden şekillendirmek için benimsenen strateji de düşman İran’dır ki, İran’ın çöküşünü İsrail’in güvenliği için de önemsiyorlar.
* İşte Büyük Ortadoğu Projesi, Batı Kapitalizminin bölgemizi dizayn adına yazdığı senaryo ve belirlediği yol haritasıdır.
* Malum BOP’un Bölge Başkanı Türkiye, bölge lideri Tayyip Erdoğan’dır.
* BOP’un nihai hedefi ise Türkiye ile İran’ı savaştırmak ve İslam dünyasını Sünni - Şia diye ortadan ikiye bölmektir!
* Arap ya da Haçlı baharı ve Suriye bağlamında yaşananlar 2012’de böyle bir sürece dolu dizgin olduğumuzu gösteriyor.
* Füze Kalkanının Anadolu’da kurulması ile Ankara ile Tahran’ı savaştırmak yapılacak bir provokasyonla mümkün hale gelmiştir ve 2012’de böylesi bir tehlike kuvvetle muhtemeldir.
* Evet 2012’ya dair en büyük endişemiz tıpkı 1980’li yılarda İran ile Saddam’lı Irak’ın vuruşturulması misali İran ile Türkiye’nin savaştırılmasıdır.
* Buna paralel olarak PKK kalkışmasının 2012’de aleni olarak ayırımcılık talebine dönüşmesi yani referandum taleplerinin ayyuka çıkması yine güçlü ihtimaldir ki, Yeni Anayasa süreci buna katkı yapacaktır. Başka bir anlatımla 2012’de Kürt baharı gündeme getirilirse şaşırmamak gerekiyor.
* Keza yapay tedbirlerle yüzdürülen ekonomimizin AB’de zuhur eden kaos’la buhrana girmesi ve de ülkeyi sosyo-ekonomik olarak sarsması güçlü ihtimaldir!

Türkiye kanun ve hukuk değil Tayyip devleti!

Devletlerin en belirleyici vasfı kanun ya da kurallarının olmasıdır.
En despot devletlerde bile yazılı kurallar vardır ve bunlar uygulanır.
Peki Türkiye’de bugünkü hal nasıl mı?
Kanun ve kuralların üstünde mutlak bir iradenin var olması şeklindedir!
Ne midir o iradenin adı?
Tayyip Erdoğan!
Erdoğan Cumhurbaşkanı Gül’ün süresi 7 yıl dedi tartışma o dakika sona erdi!
Soruyorum böyle bir şey vasatın altındaki bir demokraside bile olabilir mi?
Bir başka örnek tutuklu Mehmet Haberal’ın annesini ziyaret etme olayı!
Deniz Baykal, Tayyip bey’e ricacı oldu: “Haberal’ın annesi hasta, ne olur yanına gidip ziyaret edebilsin!”
Erdoğan’dan Adalet Bakanına buyruk: “Gereğini yapın!”
Adalet Bakanı araştırdı durdu ama başka çare bulamadı ve kanun çıkarıyor.
Söyleyin bunun adı Tayyip beyin kanunun üstünde yani mutlak irade olması demek değil midir?
Bu olayda da görüldüğü gibi Başbakanımızın canı ne isterse anında kanun oluyor!
Evet böyle şeyler demokrasilerde olmaz, diktatörlüklerde olur!
Yanlış anlaşılmasın biz Haberal annesi ile görüştürülmesin demiyoruz, sadece Türkiye’nin nasıl yönetildiğini ortaya koymaya çalışıyoruz!
Onun içindir ki bu ülkenin adı artık Tayyiban Cumhuriyetidir!

Özel yetkili savcılar için suç ve suçlular

1) Özel Yetkili Savcılar için Leyla Zana isimli malum milletvekilinin ülke bölünmesini, tahrik ve ajite edici bir üslupla talep etmesi suç değildir ama buna mukabil şehit cenazelerinde teröre tepki koymak hükümeti tahkir ambalajı ile suçtur.
2) Özel Yetkili savcılara göre müebbetlik bölücübaşı Öcalan ile İmralı’da müzakereler yapmak suç değildir ama önceki Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner’in Kuvvet Komutanları ile beraber Hasdal’da hapis yatan arkadaşlarını ziyaret etmesi gizli örgüte üye olmak gibidir ve dava açılmasını gerektiriyor.
3) Özel yetkili savcılar için basılmamış kitaplar suçtur lakin Soroscu ve benzeri vakıfların fonlarıyla beslenen malum güruhun ajitasyonlar yapması demokratik tezahürdür!
4) Özel yetkili savcılara göre TSK, CHP’li Belediyeler, şike ve reyting konuları ilgi alanlarındadır ama Deniz Feneri hırsızlığı onları zerre ilgilendirmiyor!


Sabahattin Önkibar
YeniMesaj

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)