AKP’yi kapattırmadı ama şimdi Silivri’de!


Bugün hazırlığını yaptığım kitabıma sakladığım bir bilgiyi gelişmelerin ışığında ifşa edeceğim.
Ne midir o bilgi?
AKP’nin kapatılmasını İlker Başbuğ’un engellemesidir!
Evet, AKP için açılan malum kapatılma davasında İlker Başbuğ bizzat aktif rol oynadı!
Ama nasıl olur Osman Paksüt gibi keskin kapatılma yanlısı biri bile İlker Paşa tarafından karargâhta kabul edilmişti diyeceksiniz değil mi?
Doğru edilmişti, lakin son virajda her şey ters yüz oldu!
Nasıl mı?
ABD’nin direkt olarak devreye girmesiyle!
Washington, AKP’nin yargı metodu ile tasfiyesi Türkiye’ye sosyal ve siyasal kaos getirir ve hedeflerim zarar görür kuşkusu ile son dönemeçte kapatılma davasına aktif olarak müdahale etti!
Öyle ki Aydın Doğan da ikna edilip kapatılma davası kararından iki gün önce Ertuğrul Özkök Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisine gönderildi ve Tayyip Bey’le konuştuktan sonra Hürriyet gazetesine AKP’nin kapatılmaması yönünde dokuz sütuna manşet başlık bile atıldı.
Tabii en önemlisi bazı Anayasa Mahkemesi üyelerine etki edecek kurum olan Genelkurmay Başkanlığı ile onun başındaki İlker Başbuğ’a kapatılmama hususu iletilmiş!
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nce teklif edilip 2004’de Cumhurbaşkanı Sezer tarafından Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçilen Serdar Özgüldür gibi siyasi eğilimi AKP’den farklı olan bazı isimlerin kullandığı karşı oyu İlker Başbuğ’un devreye girmesiyle açıklayanlar var!
Gelelim bu bilgi ya da spekülasyonu nasıl edindiğimize?
Prof. Dr. Metin Heper, İlker Başbuğ’un çok güvendiği ve sık sık istişare ettiği bir akademisyendir ki ona Başbuğ’un fiili danışmanı diyenler de olmuştur!
İşte tam AKP’nin kapatılma davasının finali sürecinde Prof. Dr. Metin Heper Genelkurmay karargahında üst düzey generallere AKP’nin kapatılmaması gerektiğini, aksi halde Cezayir’deki örnek misali siyasal İslam’ın devleşeceği ve orta vadede Türkiye’nin allak bullak olacağı ama buna mukabil AKP yoluna devam ederse aşınıp
biteceği görüşünü
uzun uzadıya nakletti.
Buradan hareketle İlker Başbuğ, Metin Heper Hoca’yı AKP’nin kapatılması yönünde ısrarlı olan generallerin iknası için kullandığı ve kendisi de Pentagon’dan gelen “AKP’nin kapatılmasını engelleyin” ricasını(!) yerine getirmişmiş!
Prof. Metin Heper’in yaptığı o konuşmayı o gün muvazzaf ama şimdi emekli olan bir generalden şu final cümlesi ile dinledim: “Heper Hoca o sözleri edince birbirimizin yüzüne baktık ve AKP’nin kapanmayacağını iki gün önceden tahmin ettik!”
Baykal ile Sav arasına Feyzioğlu girdi!
Tüzük kurultayı için imza arayışları derken Deniz Baykal ile Önder Sav’ın arasına Metin Feyzioğlu girdi!
Neden mi ?
Önder Sav’ın CHP’nin başına Ankara Baro Başkanı Feyzioğlu isminde ısrar etmesinden!
Deniz Baykal her ne kadar gündemimde genel başkanlık yarışı ya da arayışı yok diyorsa da gönlünden hala onu geçirdiğini ve kendine rağmen örgütün talebi ile adaylığa teklif edilmesini istediği dillerdedir!
Peki, bu iş nereye mi varır?
Baykal kendisi olmazsa Feyzioğlu yerine Kılıçdaroğlu’nun kalmasını ister zira Metin Feyzioğlu’nun gelmesi kendisinin genel başkanlık defterini tamamen kapatması anlamına geliyor, oysa Kılıçdaroğlu şimdi olmasa bile mahalli seçimlerde başarısız sonuç alırsa gider diye düşünüyor!
İhale fiyaskosu erken kılınan cenaze namazıdır!
Ne imiş efendim, Türkiye uçuyormuş!
Ne imiş efendim, Türkiye model ülke imiş!
Ne imiş efendim, ekonomik kriz Türkiye’nin yanından bile geçmemişmiş!
Buyurun şimdi cenaze namazına!
6 milyar dolarlık otoyol ve köprü ihalesi yapılıyor dosyayı alan 18 firmadan biri bile teklif vermiyor!
Neden mi?
Proje finansmanına dünyada hiç kimse para vermiyor!
Soruyorum yıldızı parlayan bir ülkenin devasa bir projesine nasıl para verilmez?
Hadi Avrupa krizde peki ya Japonya ile Uzak Doğu!
4 Japon firması dosya aldı ama hiç biri teklif vermedi zira biliyorlar ki kriz Türkiye’nin kapısındadır!
Bu ihale fiyaskosu batağa giden Türkiye ekonomisinin aslında erken kılınan cenaze namazı değil midir?
Son tutuklamaları nasıl okumalıyız?
Önce İlker Başbuğ!
Dört gün sonra da Hurşit Tolon yeniden tutuklandı!
Bu iki orgeneralin kaçma ya da delilleri karartma durumunda olmadığı aşikar ve aylardır tutuklanmazken neden şimdi ardı ardına yapıldı bu tutuklamalar?
Belli ki yapılanlar bir plan dâhilindedir ve zerre kuşkunuz olmasın ardında NATO ile Paxamericana vardır!
Peki, niçin mi yaptılar?
Suriye müdahalesi öncesi TSK’yı kafalarına göre dizayn etmek için olabilir!
Bugünlerde özel yetkili bir savcı çıkar ve Başbuğ ile Tolon’un tutuklanması sonrasında TSK’da yeni bir cunta harekete geçti diyerek NATO ile ABD’nin istemediği general ve subayları tek tek içeri alıp tasfiye edebilirler ya da mevcut kadrolara böyle bir korku salabilirler!
Sakın bu kadar da olmaz demeyin, Genelkurmay Başkanını terörist ilan edilebilen bir ülkede olmaz olmaz!
Sahi Genelkurmay Başkanı terörist ise onu atayan ve amirleri olan Başkomutan Gül ile Başbakan Erdoğan’ın konumu ve durumu nedir sizce?

Sabahattin Önkibar
Yeni Mesaj

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)