Anketteki mesaj kime?..


Hükümetin ekonomi, diplomasi, eğitim ve sağlık politikaları başarılı mı?..

Türkiye, Avrupa Birliği üyeliğine nasıl bakıyor?..

KCK operasyonları PKK‘ya zarar verir mi?..

Yurttaşlar “Dersim” tartışmalarına ne diyor?..

Abdullah Gül’ün görev süresi ne kadar olmalı?..

Stratejik Düşünce Enstitüsü adlı bir kuruluş gündemdeki bu sorulara yanıt bulabilmek için 23 - 27 Aralık tarihleri arasında, 14 il ve 58 ilçede, 2 bin 102 kişi ile görüşerek bir anket yapmış...

Aralarında 4 profesörün de bulunduğu heyetin hazırladığı ankete göre, “Her beş CHP’liden biri” yani katılımcıların yüzde 20.9’u ve “her üç MHP’liden biri” yani yüzde 31.1’i hükümetin ekonomi politikalarını başarılı“ buluyormuş!..

Kendini “dindar-muhafazakâr” olarak niteleyenlerin yüzde 70’si, “Milliyetçi ülkücü” olarak tanımlayanların yüzde 55’i, “Laik-Kemalist” olarak tanımlayanların yüzde 37’si ve “Solcu-sosyalist” olarak niteleyenlerin de yüzde 32.3 ekonomi politikalarının başarılı olduğunu iddia etmiş!..

Katılımcıların yüzde 46.5’i KCK operasyonlarıyla ilgili “PKK’ya biraz zarar verir ama bitiremez” yanıtını verirken, yüzde 20.6’sı “PKK’yı kesin olarak bitirir“ demiş!..

Ankette, başbakanın “Dersim olayları” ile ilgili olarak özür dilemesi de sorulmuş... Katılımcıların yüzde 34.8’i “doğru”, yüzde 23.9’u “yanlış”, yüzde 23.2’si ise “kısmen doğru” yanıtını vermiş.

Anketin diğer bir sorusu Abdullah Gül’ün görev süresiyle ilgili... “5 yıl olmalıdır” diyenlerin oranı yüzde 39.3, “7 yıl olmalıdır” diyenlerin oranı ise yüzde 50.1 çıkmış!..

Deneklerin yüzde 47.4’ü Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine de karşı çıkmış.

Anketin şu ana kadar sıraladığımız bölümü sanırım şu iddiaya dikkat çekmek istiyor; Memleketin yarısı “ekonomi bozulmasın” diye AKP’ye oy verdi!..

Araştırmada partilerin şu anki oy oranlarıyla ilgili veriler de sıralanmış... Son dönemde yapılan tüm anketlerde olduğu gibi AKP’nin oy oranı yüzde 50’nin üzerinde çıkmış. (yüzde 52.3)

Peki ya CHP?.. Anketi yapan uzmanlara göre CHP’nin oyları 2011 seçimlerinden sonra büyük düşüş yaşıyor.

Ana muhalefet partisinin oylarının “kritik eşik” olan yüzde 20 bandının altına indiği vurgusu yapılmış!... CHP’nin ölçülen oy oranı yüzde 19.6 çıkmış!..

Peki, tüm yıpranmışlığına rağmen üçüncü kez tek başına iktidar olabilmiş bir partinin karşısında ana muhalefet niçin eriyor?..

Hükümetin sağlık, eğitim ve dış politikayla ilgili performansını gösteren veriler ne kadar inandırıcı bilmiyorum!.. Bu kuşkumu CHP’nin oy oranlarıyla ilgili olarak da dışa vurmak istiyorum ama daha önceki anketler ne yazık ki beni frenliyor.

Çünkü 12 Haziran seçimlerinden sonra yapılan anketlerin çok büyük bölümü CHP’de ciddi bir erozyon yaşandığını gösteriyor!.. Herhalde hepsinin yanlı ve yanlış olduğu söylenemez!..

Yukarıdaki son anket de, CHP’ye yaşamsal uyarı mesajları gönderiyor!..

Bu anketlere bakınca, CHP’nin gidişatından kaygı duyan ve bir an önce “tüzük kurultayı” isteyen örgütlerin yılgınlığı, öfkesi ve üzüntüsü daha iyi anlaşılıyor...

İkiyüzlü devekuşları!..

Vay efendim “gazeteciler siyaset yapamaz” mış. Vay efendim “etik değil”miş... Vay efendim “politikaya giren gazeteciler istifa etsin” miş!..

İki yıl önce birkaç gazeteci CHP’de siyasete başlayınca, medyadaki kimi kalemşorlar aynaya bakmadan koro halinde etik dersi vermeye kalkışmıştı...

Ne ilginçtir ki, medyadaki kirliliği ve yozlaşmayı görmeyen kimi aklıeveller, bir anda mesleğin bağımsızlığı konusunda ahkam kesmişlerdi... Çok gülmüştüm onlara!..

Kimi arkadaşlar linç politikasına boyun eğerken bu konuda kimlerin taviz vermediğini herkes biliyor!..

Şimdi bakıyorum da, 2 yıl önce gazetecilere “istifa edin” baskısı yapanlar devekuşu kesilmiş!..

Onlar korkudan olsa gerek, AKP milletvekili Hakan Şükür‘ün ayda 150 bin TL karşılığı Lig TV’de yorumculuğa başlamasını izlemekle yetiniyorlar...

Sorarım o zavallılara; bir gazetecinin siyaset yapmasıyla bir politikacının televizyonculuk yapması arasında ne fark var ki?..

Niye susuyorsunuz?.. Resmen ikiyüzlülük işte!.. Karşılarında AKP var ve onlar bir milletvekilinin televizyonda maaşlı çalışmasına ne ilginçtir ki ses bile çıkaramıyorlar!..

Kafasını kuma gömen hikmeti kendinden menkul densizlerle bunak yol arkadaşlarının iki yıl önceki afra tafralarını ciddiye bile almamıştım!.. Çünkü onlardan biri Soros ilişkisiyle kendi çocuğunu siyasete sokarak ne kadar ikiyüzlü olduğunu zaten ortaya koymuştu!..

Ancak ben asıl o dönemde gazetecileri istifaya çağıran Ahmet Hakan‘ın tepkisini merakla bekliyorum...

Bakalım “meslek etiği” uğruna kalem sallarken kriteri neymiş!..

‘Kurye’ ile ‘jöle!..’

Konu gazeteciliğe gelmişken; son günlerde medyada tartışılan iki kişiyle ilgili tepkilere de değinmek istedim!..

Birinin adını bile anmayacağım... Çünkü; cemaat, istihbarat ve lojistik işlerine bulaşmadan yalnızca gazetecilik yapanlara köşesinden “kurye” iftirası bile atmıştı!..

Ne var ki o çocuk, kendi kişiliğini kendi eylemleriyle zaten ele veriyor!..

Örneğin bazen adliyeye bavul taşırken görülüyor!..

Bazen de posta koymaya kalkıştığı siyasilerden telaşla özür diliyor!..

Medyanın “jöleli” ve “çakma” diye alay ettiği Yiğit Bulut‘a gelince... Meğerse ne kadar çok düşmanı varmış!.. Habertürk’ten kovulunca herkes onunla ilgili eteğindeki taşı dökmeye başladı... Yani deyim yerindeyse vuran vurana!..

Düşene vurmak hiç adetim olmadı... Öylesi bir strateji; kaz çobanlarının, ağzında “yavşak” marka sakızla dolaşan tombalacı siyasetçilerin ve “Truva kısrakları” nın mesleğidir!..

Sevgili Mustafa Mutlu dünkü Vatan‘da Bulut’u çok iyi tarif etmişti... O yüzden Bulut meselesini iki satırlık nasihatla kesiyorum; hem sağcı, hem solcu, hem Atatürkçü hem cemaatçi gibi davranmayacaksın!.. Fırdöndü olmayacaksın...

Koltuk bulduğunda kendini kaybetmeyeceksin, çevreni kırıp dökmeyeceksin, mecbur olduklarına hakaret etmeye kalkışmayacaksın!..

Yiğit Bulut, ilkeli ve dik duramadığı için düşmüştür, mesele bu kadar basittir!..

Mehmet Faraç
Aydınlık
5 Ocak 2012

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)