Arınç Bey CHP’de politika yapmak zordur


Bülent Arınç Erbakan’ın tezgahında başladı politikaya.
Uzun yıllar Erbakan’a tam biat ederek onun yanında politika yaptı.
Sonra dışardan çizilen strateji gereği Erbakan’dan ayrılarak yeni parti kurdular.
Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Bülent Arınç bu partinin ilk üçüydü.
Ama parti tek başına iktidar olunca zamanla Tayyip Erdoğan tek adam olarak sivrildi.
Arınç Refah Partisi’ndeyken Erbakan’a nasıl biat ediyorsa, AKP’de de Erdoğan’a biat etmeye başladı.
Bu konuda Arınç’ı ayıplamak söz konusu olamaz çünkü bu anlayışın yapılanması böyle.
Bu yapılanmada rol alacak olanlar biat terbiyesiyle eğitilirler, karşı gelmemek, emirlere harfiyen uymak için yetiştirilirler.
Sorgulamak, düşüncelerini lideri kızdıracak boyutlara taşımak bu partilerde kabul edilemez.
Bu şekilde hareket eden anında dışlanır.
Son örnek Cumhurbaşkanı Gül’e yapılandır.
Tayyip Bey 2014′de cumhurbaşkanı seçilmeyi planladığı için Abdullah Gül’ün anayasa aykırı olarak 5 yıl cumhurbaşkanlığı yapmaması gerekti ve süresi apartopar yasa çıkarılarak 7 yıla bağlandı.
Üstelik yasaya bir daha aday olamayacağı da sokuldu.
Eğer Gül’ün süresi Anayasaya göre 5 yılda sonlansaydı yeniden aday olma şansı doğacaktı.
Tayyip Bey bunu istemediği için süreyi 7 yıl olarak fiksletti.
Buna şöyle veya böyle Çankaya’dan en ufak bir itiraz gelmedi.
Cumhurbaşkanı sadece “Ben bu konuda söyleyeceğimi söyledim. CHP’nin bir itirazı varsa Anayasa Mahkemesi’ne gidebilir”dedi.
Bazı politikacalar ve gazeteciler bunu “CHP Anayasa Mahkemesi’ne gitsin” diye yorumlandı.
Arınç Başbakan Erdoğan’ın isteğiyle Meclis Başkanlığına seçildi. İki yıl yaptı sonra yine Erdoğan’ın işaretiyle başkanlığa yeniden aday olmadı.
Arınç’tan bir görüş gelmedi. Başını eğip meclis başkanlığından ayrıldı.
AKP bir biat partisidir.
Onun için aykırı bir tek ses çıkmaz. Lider ne söylerse o harfiyen ve itiraz edilmeden uygulanır.
Biraz kafa kaldıran da tasfiye edilir. Abdüllatif Şener, Kemal Unakıtan gibi…
***
Bülent Bey Cumartesi günü partisinin bir ilçe kongresinde konuşup biatın hiçbir şekilde geçerli olmadığı, bireylerin özgürce konuşup hareket ettiği CHP’yi bu nedenle eleştiriyor.
CHP’deki iç tartışmaları bireylerin en doğal demokratik hakları olarak görmüyor, hatta konuşanları, düşüncelerini açıklayanları ayıplıyor.
Şöyle diyor:
“Bakın CHP ne durumdadır? Maşallah üç aydan üç aya kurultay yapıyorlar. Daha bol kurultaylar diliyorum onlara. Yapsınlar, devam etsinler. Onlar kurultay yapıyor, biz yolumuza devam ediyoruz.”
Bunları övünmek ve partisini yüceltmek için söylüyor ama partisinde bir tek aykırı sesin çıkamadığını da itiraf etmiş oluyor.
Arınç bununla övünmemeli. Çünkü böyle bir yapı demokratik değildir. AKP’de demokrasi yoktur.
Kimse konuşamaz. Hele liderin hoşuna gitmeyecek sözleri değil medya önünde, dost meclislerinde bile söyleyemez.
Arınç bir partinin ikinci adamı. (Aslında üçüncü ama şu anda ikinci adam Çankaya’da)
Tayyip Bey’den sonra birinci adamlığı da düşünmüyor demek zor.
Gönlünde kuşkusuz Başbakanlık yatıyor. Kader kısmet.
Benim kendisine tavsiyem, bulunduğu bu çok çok kritik dönemde liderini kızdıracak sözlerden özenle kaçınmasıdır.
Aksi takdirde 4. dönem milletvekili de olamayacağına göre Manisa’ya döner. Belki de avukatlığa yeniden soyunur.
Veya buna yapmaz, oturup anılarını yazar.

Tufan Türenç

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)