Asalet, sembol ve üniforma


TÜRKİYE'de 2011 'in en önemli siyasî demeçlerinden biri, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün "Asaletimizi kaybettik" demesi idi. İngiltere ziyaretinden dönüşünde "Bazen hiç geçmişi olmayan, sanki tarihe damgasını vurmamış, yeni ortaya çıkmış bir devlet gibi davrandığımız oluyor" diyen Cumhurbaşkanı, devletlerin büyüklüklerini yeri geldiğinde semboller üzerinden ortaya koyduklarını söylemiş ve İngiltere'nin bu sembollerden nasıl istifade ettiğini anlatmıştı. Ama bu demeç ses getirmedi, günlük politika kavgaları içerisinde kaybolup gitti... Sembollerden yararlanmaya artık Bulgaristan'ın da başladığını geçen gün bir arkadaşımdan öğrendim: Resmî bir toplantı için Sofya'ya gittiklerinde "çeteci" üniforması giymiş askerler tarafından törenle karşılanmışlardı! "Çeteciler", Bulgaristan'da bize karşı 19. asırda başlayan silâhlı bağımsızlık hareketinin mensuplarına verdiğimiz isimdi ve Sofya daki resmî törenlerde cumhuriyet döneminin değil, ilk bağımsızlığın kazanıldığı krallık zamanından kalma bu milis sembolü kullanılıyordu...
ÇAR VE NAPOLYON Bu iş sadece Bulgaristan değil, bir zamanlar komünist olan daha birçok ülkede de yapılıyor. Rusya bile seneler önce Çarlık zamanının, yani imparatorluk devrinin sembollerine döndü ve hattâ ilhâmı tâââ Bizans'a kadar uzanan kartal figürünü bile tekrar kullanmaya başladı. Rus devlet başkanlarının Kremlin'deki yemin törenlerine yahut diğer tantanalı merasimlere artık Kızıl Ordu'dan kalan asker figürleri değil, Çarlık Rusyası nın rengârenk üniformalı hassa birlikleri hâkim... Zaten kraliyet olan İngiltere'de Cumhurbaşkanı Gül'ü de hayrete düşüren tantanalı merasim âdetini bir tarafa bırakın ve cumhuriyet ile idare edilen diğer Avrupa ülkelerindeki uygulamaları gözünüzün önüne getirin: Paris'teki cumhurbaşkanlığı sarayı Elysee'de ve başbakanlık binası Hotel Matignon'daki törenleri Napolyon zamanının üniformaları içerisinde miğferli ve kılıçlı muhafızlar yaparlar. Roma daki İtalyan cumhurbaşkanlığı sarayı Quirinale'yi bekleyen muhafızlarının geçmişi tâââ 14. asra uzanır: Savoy Prensliği'ne mahsus "Corazzieri"ler "Haçlı" üniformasını giyerler. Muhafızların en kısasının boyu 1.90 dır ve atlarının üzerinde geçit resmi yaptıklarında önünüzden bir devler ordusu geçiyor zannedersiniz... Doğu Bloku'nun çökmesinden sonra silkinen diğer Avrupa ülkeleri de, sembollerden istifade konusunda aynı yoldan gittiler. Hattâ bu konuda oldukça geciken Romanya'da bile devlet törenlerinde de kraliyet zamanının merasim birlikleri var. Ankara'da geçenlerde Meclis'teki muhafız taburunun yerine polisler geldi ya... Bazı yazarlar, bir üniformanın yerini başka bir üniformanın almasını "demokrasinin zaferi" ve "Meclis üzerindeki askerî vesayetin kalkması" diye yorumlamadılar mı, aman ne güldüm! Hele "Avrupa'daki parlamentolarda yapılan törenlerde asker hiçbir zaman yeralmaz" diyenler yok mu?..
MADAM'IN MEŞHUR EVİ Bu kadarına gülemedim, böyle sözlerin sahiplerinin bilgi ve görgü seviyelerine sadece üzüldüm... Meğerse, Paris te senatonun önünde yapılan merasimlerdeki Napoleonic muhafızlar asker değil; meşhur gece klübü Moulin Rouge dan getirilmiş varyete kızları imiş... Hele "efzun"lar; yani Atina'da Meçhul Asker Anıtı'nın, parlamentonun ve başkanlık sarayının önünde nöbet bekleyen eteklik ve ponponlu ayakkabılar giymiş Yunan merasim birlikleri... Perikles Anıtı'nın önünde saat başı bale havasında nöbet değişimi yapan bu eteklikli zevat da aslında Madam Anastasia'nın meşhur "ev"in sermayeleri arasından seçiliyormuş! Senelerdir "Dolmabahçe Sarayı yahut diğer kasırlar cumhurbaşkanlarının ikametgâhı olmalıdır; tantanalı geçmişimizi göstermenin en iyi yollarından biri budur" diyorum ve tepki üstüne tepki geliyor... Demek ki "Avrupa'nın resmî törenlerindeki tarihî bandolar gibi biz de mehteri kullanalım" diyecek olsam "demokrasi düşmanı" ve "gerici" ilân edileceğim!..

Murat Bardakçı
Habertürk

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)