Avrupa'da Güç Birliğine Doğru İlk Adım: Frankental


Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok, eğer vatanımız hakkında varsa bir bildiğimiz, anlatacağız, durmadan anlatacağız...

Bugün ülkemizin içinden geçtiği süreçte zor olanı vatanı sevmektir, evet günümüzde en zor şey vatanımızı sevmek ve özgür ve bağımsız yaşamayı istemek oldu… Çünkü kolay değil, bunun bir bedeli var, vatanımızı sevmek kolay değil, fedakârlık istiyor, cefa çekmek istiyor, baskıya, zulme, tehdide karşı dik durmak istiyor, sevmek kolay değil…

Öyle zor bir süreçten geçiyoruz ki, “Türk’üm” derseniz ırkçılık oluyor… “Türk Ordusu’nu seviyorum” derseniz, darbeci oluyorsunuz. “Vatanımı seviyorum” derseniz faşist bir ırkçı oluyorsunuz. “PKK denilen ihanet şebekesine karşı mücadele ederseniz” terörist ama “ben teröristim” derseniz demokrasi ve insan hakları oluyor bu garip ülkemizde, bu hale düştük artık…

Hepsi bu değil, dahası var, “vatanım” diyerek yola çıkarsanız eğer, her engel karşınızda, sanki vatanımızı sevmeyi bile suç sayar oldu artık bu AKP siyaseti, nasıl bir siyasetse bu… Aklınıza gelebilen her yönteme başvuruluyor artık sindirmek için, yıldırmak için, korkutmak için, her yönteme, yeter ki “ben vatanımı, insanımı, bayrağımı seviyorum” bir demeye görün…

Önce hukuk geliyor karşınıza; eğer ki kod adı Ergenekon olan küresel senaryo içinde iseniz, hemen tutuklanıyorsunuz… Yok, bu senaryoda sizi unutmuşlarsa, telefon dinlemeleri, bilgisayar takipleri, ortam takip ve izlenmesi, araştırıyorlar, didik didik, bir eksik ya da yanlışınız bulunmaya görsün, bakın olacaklara…

Dinleme izleme, takip sonuç vermiyorsa, hemen maliye, vergi, geçmişten kalan bir kuruş eksik çıksın bakalım, hemen icra… Sonra bankalar, varsa şirketler, varsa dernekler, topyekûn sanki saldırıya geçiyorlar, müfettişler, denetim elemanları, boğazınızdaki bir lokma ekmeği almak ve sizi aç bırakmak her yönteme başvuruluyor… Baktılar ki siz de “vatan, millet ve bayrak” sevgisinden başka bir şey yok, yüreğiniz sağlam, o zaman ailenize ve çocuklarınıza saldırıyorlar; evinizin önünden yok yere geçen polis arabaları, posta tebligatı yapan polisler, çocuklarınıza iş dahi vermiyorlar, verdirmiyorlar… İşte bizim halimiz budur, suçumuz ise sevmektir, sadece sevmek, vatanı…

İşte böylesi bir süreçte, Anadolu, Trakya ve Avrupa’yı adım adım dolaşıp halkımızla buluşuyoruz, son dört yıldır, hem de hiç durmadan, sizler tanığımsınız… Anlattığımız vatandır, başka bir şey değil, sadece vatan…

Neden vatan?

Çünkü vatan olmayınca hiçbir şey olmuyor, nefes bile alamıyor insan, illa ki vatan… Baksanıza Irak’a; toprak var, vatan yok… Bayrak var, egemenlik yok… İnsan var, can güvenliği yok… Kardeş kavgasına düşürdüler, şimdi de Şii-Sünni iç savaşı başlattılar, Müslüman Müslüman’ı öldürür hale düştü, yazık… Irak’ta artık vatan kalmadı, parçalanıyor… Parçalandığı için bu ölümler, cinayetler, tecavüzler, Irak kadınının dahi namusunu koruyamaz hale düştü, yazık… Irak’ta cami var ama cemaat kalmadı, ezan ezan değil, ibadet ibadet değil, çünkü vatan yok, vatan olmayınca da hiçbir şey olmuyor, ne ezan, ne din, ne de iman, onun için ille de vatan!

Bizim birbirimizden başka kimsemiz yok, eğer vatanımız hakkında varsa bir bildiğimiz, anlatacağız, durmadan anlatacağız… Vatanımız eğer tehlikede ise size gelip anlatacağız, şu parti o parti ayrımı yapmadan, şu cemaat bu cemaat demeden, size anlatacağız ve bu sesi size duyuracağız, başka çıkış yolumuz yok, tek gücümüz halkımız, siz…

Vatan diyerek yola çıktık biz, davet edildiğimiz her yere gittik biz… Bakın bizi çağıranlara; Atatürkçü Düşünce Dernekleri, Ülkü Ocakları, Türk Ocakları, Aydınlar Ocağı, Kamu-Sen, Eğitim-Sen, Eğitim İş, Milliyetçi Hareket Partisi ilçe teşkilatları, Cumhuriyet Halk Partisi ilçe teşkilatları, Belediyeler, Türkiye Gençlik Birliği, Üniversitelerin Öğrenci Kulüpleri, Kanal-B, AVRASYA TV, Ulusal Kanal, Bengütürk TV, daha sayamadığım birçokları…

Bakın çağrıldığımız yerlere; Rize-Erzurum hattından, Kahraman Maraş- Gazi Antep hattından tüm Anadolu ve Trakya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Almanya ve eyaletleri, Belçika ve illeri, Hollanda, Avusturya, İsviçre… Her şey Türkiye için, Ne Mutlu Türk’üm diyen herkesin yanındayız biz…

Biz de ayrım olmaz, çünkü gün ayrılık değil birlik günü, davet edildiğimiz her yere gideriz biz… Kimseden de bir talebimiz olmaz bizim, bir yol, bir yatak ve bir lokma ekmek, hepsi bu… Şimdiye kadar bir zorluğumuz vardı, çünkü bir adresimiz yoktu, ama onu da aştık,

Avrupa’da güç birliğine doğru bir adım attık…

Artık Avrupa’da bir adresimiz var, bizi görmek, konuşmak isteyen ve de konferanslar yoluyla halkımızın bilgilendirmesini isteyen her sivil toplum derneği ve ocağı bize bu adresten ulaşabilir, adresimiz; Frankenthal…

Pırıl pırıl bir aile, Çağanlar, Nesrin ve Mahmut Çağan, seve seve Avrupa Koordinasyon Merkezimiz olmayı kabul ettiler, açtılar bize kapılarını, adres ve telefonları aşağıdadır. Bizimle birlikte halkımıza gitmek isteyen her kuruluş bize artık kolayca ulaşabilir ve bizimle irtibata geçebilir, Avrupa’da artık bir adresimiz var… Koşa koşa geliriz, yeter ki siz davet edin, çağırın…

Aynı şekilde Türkiye’de de bir adresimiz var, pırıl pırıl bir yayıncı, Pozitif Yayınları, sahibi Dursun Çimen, o da açtı bize kapısını, Türkiye Koordinasyon adresimiz artık burasıdır, adres ve telefonu aşağıdadır… Bizimle birlikte halkımıza gitmek isteyen her kuruluş, bu adreslerden bize ulaşabilir ve konferansları koordine edebilir, artık bir adresimiz var…

Adres deyip geçmeyin, önemli, eskiden Türkiye Ulusal Güvenlik Stratejileri diye bir adresimiz vardı( TUSAM), bir büromuz, bir telefonumuz vardı, ama şimdi yok, yok çünkü bu Silivri Hukuku’nun baskısıyla kapandı. Biz de İnternetten, web adresimizden, facebook paylaşım sitelerinden faydalanıp halkımızla irtibata kurmaya çalışıyorduk, oldukça zor oluyordu, ama artık bu sorunu aştık ve bir adresimiz var…

Avrupa Koordinasyon Merkezimiz, FRANKENTHAL, inanıyorum ki Avrupa’da faaliyet gösteren tüm sivil Türk toplumu için birleştirici bir rol oynayacak, insanımız, camimiz, partimiz şeklinde bir ayrım yapmaksızın tüm kardeşlerimizin bir araya gelmesine vesile olacaktır. Gün birlik günüdür, bir araya gelme günüdür…

Aynı şekilde Türkiye Koordinasyon Merkezimiz, İSTANBUL, inanıyorum ki halkımızla irtibatımızı sağlayacak ve düzenlenecek konferanslarla ülkemizin en ücra köşelerine kadar gidip sesimizi duyurmaya büyük destek olacaktır.

FRANKENTHAL, Nesrin ve Mahmut Çağan, Avrupa Koordinasyon Merkezi Avrupa’da yapılacak olan çalışmalarımızda tek yetkili adrestir, bizim adımıza her türlü koordinasyonu sağlayacaktır.

İstanbul, Pozitif Yayıncılık Dursun Çimen ve yardımcısı Hasan Sancaktar, Türkiye Koordinasyon Merkezi olarak Anadolu ve Trakya’da yapılacak olan çalışmalarımızda tek yetkili adrestir, bizim adımıza her türlü koordinasyonu sağlayacaktır.

Vatanı sevmek kolay değil, sevenlere selam olsun!

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Erdal Sarızeybek

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)