Bir Subayın Feryadı!..


SEVGİLİ okuyucularım.Hasdal Askeri Cezaevi’nde Balyoz davasından tutuklu olan Hava Pilot Tuğgeneral Erhan Pamuktan aldığım mektup,içimi yine kararttı.

Kendisini hiç tanımıyorum.İsmini bu dava kapsamında gazetelerde okumuştum.Tutuklanma nedeni çok ilginç.Yıllar öncesinde hazırlandığı iddia edilen bir yazı var.Pamuk o sırada albay rütbesinde ve Balıkesir Ana Jet Üssünde görevli.
İddialara göre.! O bir yazı hazırlıyor.Yarım sayfalık bir yazı;

“Üs komutanlığı içerisinde Oraj harekat planının gizliliği korunacaktır.Plan deşifre olduğu takdirde,gizlilik ihlali yapan personel doğrudan Hava Pilot Tuğgeneral Bilgin Balanlı’ya bildirilecektir.Soruşturma açılması durumunda plan inkar edilecek,inkar etmeyenler tesbit edilecektir.Planın lehinde ve aleyhinde görüş belirtilmeyecek,soruşturma derinleştiği takdirde aleyhte görüş bildirilecektir.Yeni atanan komutan ve personele dikkat edilecek,bu kişilerin komutanın adamı olduğu gözden kaçırılmayacak.ancak durumlarının izlenmesi için yalan durulacaktır.”

Pamuk un tutuklanma nedeni işte bu hayali belge.Şimdi,kendisinden aldığım mektubu özetliyorum;

“…Bu belge tamamen sahtedir.Hangi bilgisayarda oluşturulduğu belli değildir.Belgenin polis aramalarından bir hafta önce oluşturulduğu kanıtlanmıştır.Mahkeme bu gerçekleri dikkate almıyor.Neticede organize bir biçimde sahte olarak üretilmiş,gerçeği olmayan,imzasız ve çıktısı bile olmayan bir sayfalık dijital yazı nedeniyle özgürlüğüm kısıtlanmış,meslek kariyerim,şeref ve haysiyetim ayaklar altına alınmıştır.Bu hukuksuzluğun ıstırabını,diğer mağdur silah arkadaşlarım gibi biz de ailece yaşamaktayız.”…Pamuk Paşa mektubunda daha sonra Türkiye’nin içine düşürüldüğü duruma değiniyor;

“Bugün ülkemizde toplumsal bilincin kaybolduğu,bireyselliğin ve çıkarcılığın ön plana çıktığı,bana dokunmayan yılan bin yaşasın özdeyişinin genel anlayış haline geldiği bir dönem yaşıyoruz.Atatürk’ün dediği gibi gaflet,dalalet ve hatta hıyanet içinde olan bu suç örgütleri sahte belge ve bilgi üreterek iftira ve karalama kampanyalarını sürdürüyor.Öteki emperyalist güçlerle işbirliği içinde olan bu odaklar son yıllarda kendi aydınlarına,asker,bürokrat ve gazetecilerine karşı iftira ve komplo düzenlemekle meşgul.Bu durum Cumhuriyet değerlerini tehdit eden bir düzeye ulaşmıştır.Masum insanları hedef alan bu iftira ve komplolarla birlikte hukuk cinayetleri,bir insanlık suçu olan eziyet ve işkenceye dönüşmüştür.Yıllarca canı ve kanı pahasına ülkesine ve milletine hizmet etmiş kişileri hedef alan bu faaliyetlerle bir yanda toplumda yanlış algılar yaratılarak bu kimseler birer suç örgütü elemanı olarak tanıtılmaya çalışılıyor,öte yanda ise toplum korkutulmaya ve sindirilmeye çalışılıyor.Amaçları;Akıl ve bilimin yol gösterdiği çağdaş vatandaşlık olgusu yerine cemaat ve biat kültürünü hakim kılmak,milli çıkarlar yerine kişisel çıkarları ön planda tutmak,hukuk ve yasaları çiğneyerek yandaş yargı,yandaş medya ve bürokrasi yaratmak.Cumhuriyet rejimini çağdışı bir sisteme dönüştürmektir.Bu kapsamda sahip oldukları gücü,hak,hukuk ve adaleti hiçe sayarak,kendilerine tehdit gördükleri şahısları tasfiye etmek amacıyla ve acımasızca kullanıyorlar.Bu hukuksuz ve baskıcı uygulamalara karşı mücadele edenlere ise’Biz hukuk mukuk tanımayız,istediğimizi içeri alırız,Bize kimse engel olamaz’ mesajıyla gözdağı veriliyor…”

Tutuklu Pilot Tuğgeneral Erhan Pamuk,sözü daha sonra mensubu olduğu TSK’ya getiriyor ve şöyle diyor;

“TSK’nın toplumdaki saygınlığına saldırmak için,her biri TSK’da önemli ve kritik birimlerde görev yapan başarılı personel bilinçli olarak hedef seçilerek bu komplo uygulamasına dahil edilmiştir.Böylece kamuoyuna şu mesaj verilmektedir :’Askerler bile bize karşı duramadı,başkalarının hiçbir şansı yok.Bize karşı duran,bunun bedelini hukuk alet edilerek,hukuksuzluk yapılarak ve yargısız infazlarla pahalıya öder.Herkes adımım ona göre denk atsın.”

Korku imparatorluğu işte böyle yaratılıyor.Tüm bu olaylar karşısında TSK komuta kademesinin de,askerler hukuki sürece karışıyor görüntüsü vermemek ve bu konuda eleştirilerle karşılaşmamak için şöyle düşündüğünü görmekteyiz.Hukuki sürecin sonuna kadar sabırla beklemek gerek !

‘TSK’nın bu tezin arkasına gizlenmesi mağdur olan insanları yalnız bırakmaktan,onların hak ve menfaatlerini koruyamamaktan başka bir şey değildir maalesef.Davaya müdahale etmeme düşüncesi mağdur insanların yalnızlaşmasına,ötekileştirilmesine neden olmaktadır.Nitekim davaların ve buna paralel olarak tutukluluk sürelerinin uzaması,toplumda peşin yargıların yerleşmesine neden oluyor :’Bir şey yapmamış olsalar neden tutuklansınlar ki…Diğerleri neden tutuklanmıyor…Üstelik suçsuz olsalar Genelkurmay bunlara sahip çıkmaz mı?neden Genelkurmay bir açıklama yapmıyor.. .’Bu gibi algı yanılgıları ne yazık ki toplumda yer etmiş durumda.Oysa medyada yer alan asılsız,maksadı ve sahte haberlere anında,gerçek bilgi ve belgelerle yanıtlar verilmelidir.Zira medya iftiralar atarak yargısız infaz gerçekleştiriyor.Bununla mutlaka mücadele edilip gerçekler ortaya konulmalıdır.Maalesef şu ana kadar bu konularda.Genelkurmay tarafından,etkin bir çaba sarf edilmiş değildir.Bu haksızlığa uğrayan,dijital terör mağduru olmuş kişilerin eş ve yakınlarının oluşturduğu,benim eşimin de üyesi olduğu Vardiya Bizde Platformu,internetteki siteleri aracılığı ile bu hukuksuzluğu kamuoyuna duyurmaya çalışmakta.Ancak,maddi ve manevi olarak mağdur edilen,ayakta durmaya çalışarak hayat mücadelesi veren bu kişilerin çabalan elbette yeterli olamıyor…”

Hava Pilot Tuğgeneral,askeri cezaevinde tutuklu Erhan Pamuk mektubunda içini dökmüş.Altında imzası olmayan,kendisi tarafından yazıldığı asla kanıtlanmayan bir bilgisayar çıktısı nedeniyle,nice masum insanlar gibi,de cezaevinde yatıyor.Suçlandıkları dijital verilerin sahte ve düzmece olduğu gerek Balyoz,Ergenekon ve gerekse öteki davalarda defalarca kanıtlandı.Kanıtlandı ama mahkemeler pek umursamıyor.Dahası,yüzlerce emekli ve muvazzaf komutanı ve personeli tutuklu olan Genelkurmay tam bir sessizliğe bürünmüş,olanları seyretmekle yetiniyor.İktidar ise olanlardan memnun,mutlu.

***

Burada yine aynı davadan tutuklu yargılanmakta olan Koramiral Abdullah Can Erenoğlu’nun yaşadığı aile dramına bakalım.Gelen düzmece ihbarlarda.Erenoğlu’nun gücünü kullanarak iki kardeşine askere gitmemeleri için sahte çürük raporu aldırdığı iddia edildi.Bunun yalan olduğunu mahkemede anlatan Erenoğlu,sözleri dikkate alınmayınca,tam bir insanlık dramı sergileyen bir davranışta bulunmak zorunda kaldı.Çürük raporu alan iki kardeşinin hastanede rapor için çekilen fotoğraflarını mahkemeye sundu.Birinin bacağı açıkça sakat,ötekinin sol elinin başparmağı yok.Fotoğraflan bugüne kadar kardeşleri incinmesin,rencide olmasın diye ortaya çıkarmamış.Silivri’de davalar görülüyor,düzmece belgeler ve ihbarlar havada uçuşuyor,insanlar rencide ediliyor,umursayan yok .

Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)