Çılgın projeci köprüye geldi!


Değişim denir.
Gelişmeden söz edilir.
Propaganda avcılaşır.
Projeler umutları yükseltir.
Halkı beklentiye sokar.
Proje doğru yapılmışsa; bir çeşit uyuşturan morfin (iyileştirici ilaç) yerine de geçer, ülkeye faydası olur.
Proje yanlış yapılmışsa!
Helikopter eşekleşir.
Ben hatırlıyorum.
Yazısını yazmıştım.
İstanbul’a “Üçüncü Boğaz Köprüsü Projesi” helikopterin eşekleştirilmesi ile başlamıştı. Hatırlıyorum.
Aynen şöyle olmuştu:
100 yıl önceye gidilmişti.

100 yıl önce köprülerin ve onları bağlayacak yolların güzergahı “bir boz eşek bulunarak” yapılıyordu. Boz eşek araziye başıboş, yularsız, eğersiz bırakılıyor. Boz eşeğin arkasında ellerinde uçları sivriltilmiş kazıklarla işçiler yürüyor. Başıboş bırakılmış eşek, doğal olarak kendisi için en kolay, en faydalı, en keyifli bulduğu yolu izliyor. İşçiler ellerindeki kazıkları boz eşeğin arka ayağının bastığı ize çakıp işaretliyorlar.
Güzergah belirleniyordu.
Xxx

İşte İstanbul Boğazı’na düşünülen üçüncü köprünün güzergahı “boz eşek yönteminin” helikoptere güncellenmesiyle saptandı. İstanbul Büyükşehir belediye Başkanı Kadir Topbaş, Üçüncü Köprünün ve bağlantı yolları güzergahının “helikoptere binmiş Başbakan, Ulaştırma Bakanı tarafından havadan bakılarak tespit edileceğini” açıklamıştı.
Helikopter eşekleşti.
Proje yaplıdı, ihaleye çıktı.
Sonucu takip ediyorsunuz.
14 tane yerli ve yabancı firma Üçüncü Köprü’yü “yap-işlet-devret” modeliyle yapmaya heveslendi fakat hiçbiri “projeyi doğru bulmamış olacak ki” teklif vermediler.
Başbakan onlara kızdı.
Milli bütçeyle yapacağız dedi.
İster özel şirketler; “yap- işlet- devret” modeliyle yapsın, ister “devlet kendi şirketiyle, mühendisiyle, banka kredisiyle” yapsın; köprünün maliyeti, yapımı için bulunacak paranın banka faiz giderlerinin tamamı halkın sırtından çıkar.
Köprüyü ve yolları kullanan öder.

Xxx

Helikopterin eşekleştirilmesiyle güzergah bulan Üçüncü Köprü’nün yapımına gerekirse “milli bütçeyle” başlanması için de yeni bir propaganda üretildi.
Birince Köprü yaşlandı diyorlar
Yoruldu, mecburi bakıma alınacak.
Üçüncüyü yapalım ki, “İstanbul köprüsüz kalmasın” gerekçesini yükseltiyorlar. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Semih Tezcan’ın yaptığı ve sonuçlarını açıkladığı araştırmaya göre, yılda 130 milyon araç taşıma ile yüz yüze gelmiş İki köprü zaten 2000 yılından beri kapasitelerinin çok üzerinde çalışıyorlar.
Prof. Dr. Tezcan anlatıyor.
İstanbul’da rekor çoktur.
Nüfus artışı rekordur.
Konut yapımı rekordur.
Araba sahipliği artışı rekordur.
Köprü geçiş ihtiyacı rekordur.
Mevcut iki Boğaz köprüsünden geçen araç sayısı 130 milyon olduğuna göre 20 yıl sonra 2020 yılında geçiş ihtiyacı, yüzde 7 artışlya 530 milyon olacaktır.
Bir köprünün kapasitesi belli.
Yılda 65 milyon araç geçiyor.
Hesap açık.
2020 yılında 8 köprü gerekiyor.
İkisi var.
6 köprü daha gerekiyor.

Xxx

Bu durumda; “Başıboş Boz Eşek” yöntemini helikoptere bindirerek yapılan çılgın projecilik 6 yeni köprü ihtiyacıyla işte böyle köprüye geliyor.
Bir köprü 6 milyar dolar!
İster milli bütçeyle yap.
İster yap-işlet modeliyle.
Sonuçta faturayı halk ödeyecek.
Prof. Dr. Semih Tezcan’ın uzman titizliğiyle dile getirdiği öneriye göre, Boğaza sıra sıra köprüler dizmek yerine Söğütlüçeme’den 4.Levent arasına denizin altından geçecek bir “Boğazray Projesi” düşünülebilir. Maliyeti de 6 milyar dolar değil 1 milyar dolar olur.
İktidar niçin boz eşekte ısrarlı?

Necati Doğru
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)