De ki büyük ikramiye sana çıktı


Bu yazıyı okuyanların belki de tamamı şu anda biletine büyük ikramiyenin vurup vurmadığını biliyordur. Ama kimbilir belki de aranızdan biri (ikisi, dördü de olabilir) şu anda içi içine sığmaz biçimde yarın olmasını ve Ankara’ya koşacağı anı bekliyordur. Ne güzel olurdu değil mi?

10 ya da 20 milyon lira da çok büyük para ama, eğer bu yıl 40 milyon tam bilete vurup da bir kişiyi zengin ederse tavsiyelerim olacak.

Aslında eğer büyük ikramiye bana çıkarsa (Aaaah keşke) bu öneriler kendime.

Bir numaralı kural; büyük ikramiyenin çıktığını gördüğün an hemen bir sakinleştirici al.

Bu, bağırıp çağırmanı, ikramiye kazandığını cümle aleme ilan etmeni önlleyebilir.

Ne yap ne et, sakın kimseye söyleme, en yakınına bile.

Bunun için bir bahane bul ve etrafında kim varsa onlardan hemen uzaklaşmaya çalış.

Çünkü istediğin kadar söylemesen de, yüzünde beliren iğrenç sevinç maskesi ve ağzından akan suyu saklaman mümkün olmaz.

Biletini iyi sakla. Yerini senden başka kimse bilmesin. Ama saklarken de sakın abartma, ki sonra nereye koyduğunu unutma.

Parayı almak için pazartesi günü fırlayıp Ankara’ya gitme. O işi salı ya da çarşambaya sakla.

Pazartesi günü varsa tanıdığın bir banka müdürüne git. “Bir arkadaşıma çıktı 40 milyon lira, size getirse ne kadar faiz verirsiniz?” diye sor. Hatta renk vermemek için “Eğer onu size getirirsem benim de bir avantam olur mu?” diye sor.

Bir kerede 40 milyon getiren her müşteri dğerlidir. Hatta fıkrası bile vardır, Yıldırım Tuna alınmazsa anlatayım.

Adamın biri bankaya girmiş. Müşteri ilişkilerine bakan genç kadının yanına sokulup “Bu ağzına ettiğiminin bankasına para yatıracağım” demiş. Genç kadın kaşlarını çatarak “Siz nasıl konuşuyorsunuz böyle beyefendi” demiş. Adam aynı lafı tekralamış. Genç görevli yine nezaketi bozmadan “Sizi terbiyeye davet ederim beyefendi” karşılığını vermiş. Adam aynı lafı tekrarlayınca çok sinirlenmiş genç kadın ve doğru müdürün odasına koşmuş, durumu anlatmış.

Müdür hışımla gelmiş “Buyrun beyefendi ne istiyorsunuz?” diye sorunca adam yine “Ağzına ettiğiminin bu bankasına para yatıracağım” demiş. Müdür daha da sinirlenmiş tam “Defol git” diyecekken birden durup “Ne kadar yatıracaksınız ki?” diye soruvermiş.

Adam “40 milyon” cevabını verince müdür aynı hışımla genç görevli kadına dönüp “Ne yani bu ağzına ettiğiminin karısı size hesap açmıyor mu yoksa beyfendi” demiş.

İşte böyle. Fıkradaki kadar kaba olmasa da 40 milyonunuz varsa önemlisiniz ona göre.

Bir şey daha var, her ihtimale karşı banka müdürünü yanınıza alarak bir notere gidin ve biletin sizde olduğunu da tescil ettirin. Ne olur ne olmaz.

Sonra gidersiniz Ankara’ya. Milli Piyango İdaresi’ne de sakın şakıyarak girmeyin. Alelade bir hava verin kendinize. Parayı havale ettirin. Sonrası size kalmış artık.

Büyük ikramiye bana çıksa bunları yapabilir miyim bilmiyorum. Nasihat vermek kolay nasıl olsa..

*****


En taze yeni yıl fıkraları

Yıldırım Tuna ağırlıklı olarak Yılbaşı fıkraları gönderdi bu hafta. yeni ylın ilk gününde, muhemelen büyük ikramiyeyi kazanamamış ve hatta amorti bile tutturamamış olmanın keyifsizliğini bu fıkralarla giderin;

Noel Baba

Yılbaşında 5 yaşındaki oğlumu uyutmak için koynuna girdim, sırtını göğsüme sevgiyle bastırdım, “Bak sana başımdan geçen güzel bir öykü anlatacağım” dedim “Bir yılbaşı gecesiydi, saat tam 12 yi çaldı, bahçedeki kardan adam birden canlandı ren geyikleri şarkı söylerken ben de onunla kol kola dans etmeye başladııım.” Oğlum “Baba?” dedi endişe ile hafif bana dönerek “90’l ı yıllarda uyuşturucu almanız serbest miydi?..”

Yılbaşı hediyesi

Yılbaşı gecesi arkadaşlarla buluştuğumuz bardan çıkıp eve giderken karımı aradım “Aşkım işten anca çıkabildim geliyorum” dedim, “Dükkanlar da maalesef kapanmış sana bir şey alamadım.” Karım “Boş ver” dedi, “Eve gelirken marketten bir şey alır gelirsin.. Adettir..”

Paketi açtığında market arabasını görünce yüzünün nasıl bir hal aldığını görmeliydiniz..!

Böyle Türkçe

Afrika’nın büyük kabilelerinden birinin şefi ülkemizi ziyaret için Esenboğa Havalimanı’na inmiş, onu VIP salonunda karşılayan Dışişleri görevlisine Türkçe “Zzzzz, cırrrrr, Beni karşıladığınız için brrrr bizzat teşekkür ederim zzt.. ” demiş. Onun Türkçe konuşmasına çok şaşıran görevli “Çok ilginç “ diye cevap vermiş. “Lisanımızı nasıl öğrendiniz?..” Kabile şefi cevaplamış “Bzzz kolay. Z-z-z-z ciiikkk Bizim köyde her dakika sizin crrrr kısa dalga radyonuzu z-z-z-dinliyoruz trrr..! ”

Yanlış anlama

Genç rahibin kız kardeşi evlenmek üzere, kilisedeki nikahını ağabeyinin kıymasını istemiş. Daha önce hiç nikah kıymamış olan tecrübesiz genç rahip, yaşlı-tecrübeli bir rahibe danışmak istemiş, “Kız kardeşim nikah törenini benimle yapmak istedi, ne yapacağımı bilemiyorum.. ” diye. “Zor bir durum bu evlat” demiş yaşlı rahip “İşe yarar mı bilemiyorum ama, ona kardeş arkadaş olarak kalmanızın daha doğru olduğunu söyle..!”

Özel mektup

Bir tanem, Kocam, Erkeğim...

Senin kalbini kırdığım için dünden beri uyuyamıyorum... Çok haksızdım... Unutup beni affeder misin?.. Yokluğunu her an, her saniye içimde hissediyorum... Aptalın biriyim ben... Hiç kimse senin yerini dolduramaz... Seni seviyorum, Aşkımmmm...

Karın...

Not: Milli Piyango’nun yılbaşı büyük ikramiyesini kazandığın için tebrikler...

*****


Yıldırım Tuna’dan Keşan Müftüsü’ne mektup

Sevgili Keşan Müftüsü;

Sizin “Kapı varken bacadan girilir mi?.. Günah “ diye kızdığınız Noel Baba Coca Cola’nın Kuzey ülkelerine girmek için kullandığı, 1931’de ressam/karikatürist Haddon Sundblom isimli kişi tarafından yaratılmış bir imaj. İmaja kızılır mı?..

İşin aslı sizin açınızdan daha da vahim.. Noel Baba aslında St. Nicholas örnek alınıp yaratılmış bir imaj. St Nicholas Patara doğumlu, Anadolulu yani. Varlığını insanlara adayan zengin bir Anadolulu.. Evlenemeyen komşusu için bacasından aşağı altın attığı, altınların bacanın hemen altındaki şöminenin üzerinde kaynayan çorbanın içinden sürpriz olarak çıktığı bilinir. “İyiliğin doğrusu gizli olandır” erdemi yani..

Din adamları ile toplumun arasındaki uçurumun nedeni bu işte.. Okuyup araştırmamanız, size ezberlettirilmeyen, öğretilmeyen her şeye baştan karşı olmanız. Devir hızla değişiyor, araştırın.. Bir kıssanın binlerce yıldan süzülüp günümüze ulaşmışsa mutlaka bir “hisse”si vardır.

***


Gümrük memuru

Yılbaşı için ailece Avrupa’ya gittik, saatler sonra uçaktan indirilip pasaport kuyruğunda hayli bekletildik, bizi ailece oradan aldılar ve başka bir bölüme götürdüler, bavullarımız, karım, ben ve 2 çocuğumuzu yan yana dizdiler, Havaalanı güvenlik görevlisi “Bu çocuklar ve bavullar sizin mi?..” diye sordu, “Evet” dedik, “Pekiii” diye devam etti, “Yanınızda uyuşturucu, silah ve patlayıcı madde var mı?..” Karım sakince “Memur bey..” dedi, “Şayet bu saydığınız şeyler yanımızda olsaydı inanın onları şu anda tereddütsüz ardı ardına kullanırdım..!” Bizi hemen bavullarımıza bile bakmadan bıraktılar, dışarı çıktık..!

*****


Gani Yıldız’dan

Keşan Müftüsü Süleyman Yeniçeri, “Noel Baba doğru dürüst birisi olsa bacadan değil kapıdan girerdi” demiş. Ne diyelim, keşke kapıdan her giren doğru dürüst birisi olsaydı da, ülke bu durumda olmasaydı!

***


Yeni yılda yürürlüğe girecek yasa ile semt pazarlarında satıcılar artık, “Domatese geeeel”, “Elmanın iyisi burdaaaa” diye bağıramayacakmış. İsabet olmuş; vatandaş da “Para yoook” diye bağırmaktan bıkmıştı!

***


Türkiye’de yüz nakli yapabilmek için gereken düzenlemeler tamammış. Ülkemizde çok sayıda bulunan “yüzsüzler” için iyi haber. Bol bol “yüz değiştirip” yüzsüzlüğe yeni yüzlerle devam ederler!

***


AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, “AK Parti’de çatlak olmaz” demiş. Doğru! İnandığını söyleyip iktidardan uzaklaşma tehlikesini göze alacak bir “çatlak” yok AKP’de!

***


Uluslararası Şeffaflık Örgütü, Türkiye’nin “yolsuzluk algı endeksi notu”nu düşürmüş. Bu kadar çok “yolunu bulanın” olduğu ülkenin notu düşer tabii!

***


Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Demokrasi paketi ile şiddet içermeyen düşünceye özgürlük getirmeye çalışıyoruz” demiş. Güzel bir gelişme. Bu paket sonrasında insanlar düşüncelerinden dolayı “paketlenip” içeri atılmayacak.

Can Ataklı
Vatan

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)