Fransa’ya nasıl bir starateji?


Fransızları tanımadığımız bu olayla bir kez daha anlaşıldı.
Başbakan ile Dışişleri Bakanı’nın Fransa’ya yönelik tehditleri iyi sonuç vermedi.
Çünkü bu tasarıya karşı çıkan politikacıların önemli bir bölümü, bu tehditler nedeniyle istemeseler de Sarkozy’nin yanında yer almak zorunda kaldılar.
Dışişleri Bakanlığı nasıl bir strateji önerdi bilmiyorum. Ama yasaya karşı olanları Sarkozy’nin kucağına itecek politikaları onayladıklarını da hiç sanmıyorum.
Dış politikada strateji belirlenmesinde bütün ayrıntılar ince ince düşünülüp hesaplanmalıdır.
Bu yapılmadı. Gerektiği kadar ince düşünülmedi.
Neyse olan oldu ve tasarı Senato’dan da geçti.
Şimdi bundan sonraki süreci çok dikkatli ve hata yapmadan götürmek gerekiyor.
Fransa olayı artık Sarkozy’ye bağlı değil. Sarkozy önemli de değil. Çünkü seçimi kazanamayacağı ve siyasi yaşamının sona ereceği kesin gibi. Bunu kendisi bile söylemeye başladı.
Şimdi burada Sarkozy’ye takılıp kalmanın, onu düşman ilan etmenin hiçbir yararı yok. Tersine böyle yanlış bir strateji Sarkozy’yi güçlendirmekten başka bir işe yaramaz.
Türkiye ‘nin önünde iki yol var gibi görünüyor. Birincisi hukuk mücadelesi, ikincisi de güçlü olduğumuz alanlarla uygulanacak yaptırımlar.
Hukuk mücadelesinde Türkiye’nin elinde önemli kozlar var. Çünkü bu ve 20o1′de kabul edilen yasalar hem ifade özgürlüğüne, hem de insan haklarına aykırı.
Demokrasiyle yönetilen bir ülkede böyle bir yasalara yer yok. O nedenle bu yasaların varlığını ortadan kaldırmak için etkili bir savaşım verilebilir.
Bunun için Fransız politikacıları ve kamuoyu üzerinde etkin çalışma yapmak gerekir.
Bunu yaparken de tek dikkat edilecek nokta tehdit kartını asla kullanmamaktır.
***
Ben Fransız okulunda okudum. Onları çok iyi tanırım. Fransızlara baskı ve tehditle hiçbir şey yaptıramazsınız.
Bu yöntemler ters teper ve size sıcak bakanlar bile karşınıza geçer.
Senatodaki oylamada olduğu gibi.
Bir örnek vermek istiyorum. Perşembe günü Cumhurbaşkanının eşi Ankara’daki kadın büyükelçilere, büyükelçi eşlerine ve sivil toplum örgütlerinin kadın temsilcilerine Çankaya’da bir yemek veriyor.
Önemli bir davet. Ancak bu davete Fransa Büyükelçisi’nin eşi çağrılmadı.
Bana göre bu karar diplomatik ve siyasi açıdan son derece yanlış. Acaba Çankaya bu kararı almadan Dışişleri’nin görüşünü sordu mu?
Sanmıyorum. Çünkü Dışişleri böyle bir karara kesin karşı çıkardı.
Tamam Fransa’nın yaptığının kabul edilir bir tarafı yok. Tamamen düşmanca.
Buna, sonuç getirecek yaptırımlarla karşılık vermek ancak ve ancak diplomasinin incelikleri ustaca kullanılarak olabilir.
Fevri kararlar alıp uygulamanın Türkiye’nin zararına olacağı kesindir.

Tufan Türenç

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)