Hakan Şükür Çok Şükür!..


AKP milletvekili, eski futbolculardan Hakan Şükür, haftanın üç gecesi Lig tv’de futbol yorumcusu olarak görev yapıyor, maç anlatıyor, pozisyonların ofsayt mı, penaltı mı olduğunu değerlendiriyor!
Geceleri ekranda, gündüz saatlerinde ise maçları izliyor, not alıyor, ekran hazırlığını yapıyor.
Elimizde belgesi yok. Ancak söylentilere göre eski futbolcu, bu hizmeti karşılığında Lig tv’den ayda 200 milyar (200 bin) Törkiş lira para alıyor.
Aldığı rakam kendisine sorulduğunda verdiği yanıt aynen şöyle:
“Bu kanalın ilkeleri gereği, aldığım parayı açıklayamam. Ancak öyle afaki bir miktar değil.”
Bu afaki sözcüğünü de yanlış biliyor. Bu sözcüğü herhalde “Çok büyük değil” anlamında kullanıyor ama…
Ferit Devellioğlu’nun “Osmanlıca-Türkçe Lügat” isimli eserinde afaki sözcüğünün karşılığı şöyle:
“Havai, dereden tepeden söz.”
Bilmediği, anlamadığı sözcükleri kullanıyor ve sonra diyor ki “Bu kanalın ilkeleri gereği aldığım parayı açıklayamam.”

Hop dedik kardeşim, sen özel sektörde çalışıp maaş alan sıradan bir kimse değilsin. Sen milletvekilisin. Başka bir deyişle, kamu görevlisisin.
Birileri bu soruyu o kanalın yıllardır ilk sunucusu olan Şansal Büyüka’ya sorarsa, elbette yanıt alamaz…Çünkü özel sektörde üst düzey çalışanlar, maaşlarını doğal olarak açıklamaz. İşin kuralı budur.
O kadar ki, gazetecilik mesleğinde bizler en yakın arkadaşımıza bile “Sen gazeteden kaç para alıyorsun” diye sormayız, soramayız.
Ama herkesin, her vatandaşın bunu bir kamu görevlisine, hele milletvekiline sorma hakkı vardır.

Bu nedenle de, Hakan Şükür isimli milletvekili, gelen bütün tepkilere rağmen maç yorumculuğundan istifa etmeyi düşünmüyorsa, oradan aldığı parayı açıklamakla yükümlüdür.
***
Hiçbir milletvekili, görev yaptığı sürece gerek kamudan, gerek özel sektörden maaş alamaz, gelir elde edemez.
Üniversite hocası iken milletvekili seçildiniz. Ücret istemeden derslerinize devam etmek istiyorsunuz. Bu bile yasaktır.
Avukatsınız ve seçildiniz. Çocuğunuzun, eşinizin davasına bile girip ücretsiz savunma yapmanız mümkün değildir.
Şirketleriniz varsa, bunları başkalarına satmanız veya devretmeniz gerekir.
Bizim eski futbolcu, günümüzün milletvekili Hakan Şükür bundan sonra “Tamam arkadaş, ben Lig tv’den hiçbir para almadan yorumculuk yapacağım” dese, bu bile mümkün değildir.
Şu işe bakın yaaa! Bu vatandaş haftanın üç günü çeşitli maçları izleyecek, geceleri ekrana çıkıp “Ofsayt var, penaltı yok, bu takım iyiydi, şu takım kötü oynadı” diye ahkam kesecek ve üste de –söylentiye göre- ayda 200 bin Törkiş lira para alacak!
Milletvekilliğinden istifa edip futbol yorumculuğu yapsın, hiç kimse bir şey söyleyemez. Hatta o zaman özel sektörle imzalamış olduğu sözleşmenin rakamını da hiç kimse sorma hakkına sahip olmaz.
Ama sen hem milletvekili olacaksın, hem ek görev (!) olarak özel sektörden ekstra maaş alacaksın, hem de aldığın miktarı “Öyle afaki bir para değil” gibi sözlerin ardına sığınıp gizlemeye kalkışacaksın, bunu yemezler.
Eski futbolcu bunların hesabını vermekle yükümlüdür.

***
Geçmişte birkaç kez kendisine siyasi olaylarla ilgili görüşü sorulduğunda verdiği yanıt tarihe geçecek nitelikteydi:
“Ben bilmem, büyüklerimiz bilir!”
Yorumculuk olayını da Tayyip’e sormuş, “Yasal bir sakınca yoksa yap” yanıtı almış.
Yasal sakıncası var, görmek istemiyor.
Yasal sakıncası o kadar var ki, kendi partisinin hukukçu milletvekilleri bile kendisini uyardılar ama dinleyen kim!
***
Sevgili okuyucularım, belki bazılarınız şimdi diyecektir ki “Ey Emin Çölaşan, Hakan Şükür olayı bu kadar önemli mi? Niçin bu konuyu bugün ikinci kez yazdın?..”
Evet, çok önemli…
Çünkü Türkiye’de iktidar kesimi, her olayı nalıncı keseri gibi kendine yontuyor ve ülkemizi işine geldiği gibi yönetiyor. Bu süreçte yandaşlar korunup kollanıyor, yasalar açıkça çiğnenerek onlara köşe döndürülüyor.

Örneğin muhalefet belediyeleri sürekli baskına uğrarken, belediye başkanları şakır şakır tutuklanırken, iktidar belediyeleri vur patlasın çal oynasın mantığı ile istedikleri gibi at oynatıyor, her türlü yolsuzluk özgürce yapılıyor. Onların üzerine asla gidilmiyor!
İktidarın hoşlanmadığı yurtsever aydınlar tek tek tutuklanıyor.
Herkes korkutulmuş, sindirilmiş, devletin bütün kurumları ele geçirilmiş, hiçbir kesimden tepki gelmiyor.
Enflasyon hortlamış, cari açık rekorlar kırıyor, en büyük patronlar bile kaderlerine razı, iktidarın emir kulu olmuşlar.
Hakan Şükür olayı, işte bu koşullarda daha da önem kazanıyor. Adam açıkça kollanıyor, korunuyor, “O bizim adamımız, para kazansın” mantığı ile yasaların çiğnenmesine göz yumuluyor.
Şimdi bir düşünün!..Bu yorumculuk işini bir özel kanalda aynı parayla, ya da daha az veya çok bir ücretle bir muhalefet milletvekili yapsaydı neler olurdu!
Yandaş medya derhal kıyameti koparır, işin üzerine gider ve o kişiyi anasından doğduğuna pişman ederdi.
***
Eski futbolcu, günümüzün yorumcusu Hakan Şükür şu anda milletvekili. Bu nedenle, acele yapması gereken iki şey var:
1- Lig tv’den ayda kaç para aldığını derhal açıklamak. Bir milletvekili, yasaları çiğnemek pahasına elde ettiği geliri gizleme hakkına sahip değildir. Dikkat ediniz, kaç para kazandığı sorusunu hiçbir özel sektör-medya çalışanı, yöneticisi için sorma hakkına sahip değiliz. Kendisine milletvekili kimliği nedeniyle soruyorum.
2- Sergileyeceği en onurlu davranış, bu yorumculuk işinden derhal istifa etmesidir.
Bunu yapmıyor ve “Ben ille de yorumculuk yapacağım” diyorsa, o takdirde milletvekilliğinden istifa etmesi gerekir…
Çünkü bu iki işi aynı zamanda yapması yasal değildir, suçtur.
Muhalefet partilerini de bu konuda duyarlı olmaya, ses vermeye davet ediyorum.
Aksi takdirde Hakan Şükür olayı ilk olur, kapı böylece açılır ve sonrası çığ gibi gelir. Bir kişinin maddi ve manevi çıkarları için milletvekilliğinin onurunu çiğnetmeyelim.
Benim görevim yazmak ve uyarmaktır.
Kararı kendisi verir!
Yok, bu son cümlede yanıldım! Kararı Tayyip verir!

Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)