İlker Başbuğ'un tutuklanmasına ilk yorumlar


Siyasiler, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanmasını değerlendirdi. Cumhurbaşkanı Gül, ''Mahkeme kararı olmadan kimse suçlu ilan edilemez. Herkes hukuk karşısında eşittir, soğukkanlı yaklaşılmalı'' dedi.

İlker Başbuğ'un dün gece tutuklanmasıyla ilgili siyasiler yorumda bulundu.

Abdullah Gül: Soğukkanlı yaklaşılmalı

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İlker Başbuğ'un tutuklanması hakkında ''Hukuk düzeni içinde bir yargılama sürecine şahit oluyoruz. Herkesin hukuk sistemi içinde sorumluluğu vardır. Dolasıyla herkes hukuk karşısında eşittir. Mahkeme kararı olmadan kimse suçlu ilan edilemez. Soğukkanlı yaklaşılmalı'' dedi.

Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Eski Genelkurmay başkanı emekli Org. İlker Başbuğ’un tutuklanmasıyla ilgili soruları yanıtladı.

Atalay şunları söyledi:

Önemli bir olay. Yargıdaki gelişmeleri görmek durumundayız. Adaletin adaletli ve çabuk olması gerekir.

İlker Başbuğ’u biz atadık. Doğrudur. Ama yürüyen soruşturma çok teknik bir konuda. Ben de ayrıntıyı bilmiyorum. Dosyada neler var bilmek mümkün değil.

Değerli bir çalışma arkadaşımız onda şüphe yok. Biz atadık, bizim iktidarımız döneminde atandı ve uzun yıllar beraber çalıştık. Gerek terörle mücadele olsun gerek MGK’da beraber çalıştık. Onda şüphe yok.

Kılıçdaroğlu: Siyasi otoritenin aldığı karar onaylanmıştır

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ'un tutuklanmasına, "Özel yetkili mahkemelerin adalet dağıtan birer mahkeme olmadığını, bunların siyasi otoritenin aldığı kararları onaylayan mahkeme olduğunu daha önce ifade etmiştim. Aynı düşüncemi sürdürüyorum" yorumunu yaptı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, TBMM'ye gelişinde basın mensuplarının konuya ilişkin sorularını yanıtladı. CHP Genel Başkanı, şunları söyledi:
"Özel yetkili mahkemelerin adalet dağıtan birer mahkeme olmadığını, bunların siyasi otoritenin aldığı kararları onaylayan mahkeme olduğunu daha önce ifade etmiştim. Aynı düşüncemi sürdürüyorum."

CHP Genel Başkanı, "Sizin tercihiniz Yüce Divan'da yargılanması yönün de mi" şeklindeki soruya, "Anayasa öyle diyor. Anayasa'da hüküm çok açık. Zaten Anayasa'da var olan hükümlerin bir kısmı uygulanmıyor, onu biz de biliyoruz. Burada uygulanmıyor. Aslında bu konuda konuşması gereken önce Sayın Başbakan, Adalet Bakanı burada, neler oluyor diye sorulması lazım" yanıtını verdi.

MHP lideri Devlet Bahçeli: Türk Silahlı Kuvvetleri büyük bir zan ve töhmet altına alınmıştır"

MHP lideri Devlet Bahçeli, emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasına sert tepki gösterdi. Bahçeli, tutuklamanın önü alınamaz kriz ve kaoslara yolaçabileceği uyarısında bulunurken, "Şayet terörün kanlı ortakları, işbirlikçileri ve karanlık yüzleri görülmek isteniyorsa Kandil'e, İmralı'ya, siyasi bölücülere ve Irak'ın kuzeyine bakılması yerinde olacaktır.

Masumiyet karinesi esas alınarak tutukluluğun hak kayıplarına ortam hazırlamaması, peşin hükümler ve önyargıların sürecin yönünü ve içeriğini tayin etmemesi esas olmalıdır. Artık iyice şirazesinden çıkan darbe soruşturma ve iddialarının nerede duracağı ve kimleri kapsamına alacağı belirsiz ve şaibeli bir duruma gelmiştir. Bu sarsıcı gelişmeyle birlikte millet ordusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri büyük bir zan ve töhmet altına alınmıştır" dedi.

CHP'li Umut Oran: Erdoğan tanık olarak dinlensin

CHP İstanbul Milletvekili Umut Oran, Genelkurmay eski Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ'un "andıç" davası kapsamında tutuklanmasına da değinirken, "Biz CHP olarak Özel Yetkili Mahkemelerin (ÖYM) kaldırılmasını istiyoruz. Ama İlker Başbuğ'un tutuklanması konusuna gelirsek, kendisi hangi hükümet döneminde görev aldı, kendisini o göreve kim atadı, kiminle birlikte çalıştı? İdari olarak başbakan sorumludur. Çünkü Genelkurmay Başkanı, Başbakana bağlı. Bu 2 senedir süren davada Sayın Başbakan da gitsin tanık olarak ifadesini versin o zaman" diye konuştu.

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu: Gereksiz spekülasyonların önüne geçilmeli

Davutoğlu, Türkiye Cumhuriyeti devletinin hukuk devleti olduğunu söyledi.
Dışişleri Bakanı Davutoğlu konuşmasına şöyle devam etti:
"Hukuki süreçlerde, bu süreç devam ederken peşinen yargılarda bulunmak doğru değil. Önemli olan bu hukuki sürecin en kısa sürede tamamlanması ve gereksiz spekülasyonların önüne geçilmesidir. Ümit ederiz, bu hukuki süreç en kısa sürede tamamlanır ve hukuk devleti önünde bütün vatandaşlar zaten eşit konumdadır. Bu çerçevede ben hukuki sürecin bir an önce tamamlanmasının büyük önem taşıdığı kanaatindeyim."

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş: Köyü yakılan ve faili meçhul cinayetlerin kurban gidenler davaya müdahil olmalı

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasının sıradan bir olay olmadığını belirterek, "Hükümet bir taşla birkaç kuş vurmaya çalışıyor. Derin yapılardan hesap sorarken, kendi derin yapısını oluşturuyor" dedi.

"Makamı ne olursa olsun suç işleyenlerden adil bir yargılama ile hesap sorulması da elbetteki gereklidir. Fakat bütün bunlar iktidarın siyasi amaçları ve çıkarları içinde kullanılamaz" diyen Demirtaş, İlker Başbuğ'un özellikle bölgede görev yaptığı yıllarda köy yakmalar ve faili meçhul cinayetlerin yaygın olduğunu, dolayısıyla o dönemde o suçlarla ilgili sorumluluğunun da soruşturulması gerektiğini düşündüklerini belirtti.

Demirtaş şöyle konuştu:

"Fakat, Savcıların elinde yıllardan beri İlker Başbuğ ile ilgili bu bilgiler olmasına rağmen konunun bekletildiğini, Uludere katliamından bir hafta sonra hayata geçirilmesi de dikkate değerdir. Hükümet, bütün bu süreçleri kendisi yönetiyor. Biz bütün derin yapılardan hesap sorulmasını destekleriz ama, hükümet bir taşla bir kaç kuş vurmaya çalışıyor.

Derin yapılardan hesap sorarken, kendi derin yapısını oluşturuyor. Ayrıca iddianameyi hazırlayan savcılara özellikle bölgede köyü yakılan ve faili meçhul cinayetlerin kurban gidenlerin gidip başvuru yapması gerekir, davaya müdahil olmaları ve savcının bunları da soruşturmaya dahil etmesi gerekir. Özellikle Diyarbakır'ın Kulp ilçesi Alaca köyünden kaybedilen ve sonra kemikleri bulunun köylülerin bu davaya müdahil olması gerekir. Savcıda soruşturdmayı genişletmelidir."

BDP lideri Demirtaş, "Gerçekten diyelim ki bir terör örgütü kurup yönetmişse bunun bir örgütünün de olması lazımdır. Örgütü açığa çıkartılması gerekir. Bir de hem Genelkurmay başkanlığı, hem terör örgütü yöneticiliği yapmısşa Genelkurmay başkanlığı döneminde yaptığı bütün faliyetlerin sorgulanması gerekir ve meşruyetinin tartışılması gerekir" diye konuştu.

BDP'li Ertuğrul Kürkcü: Bütün astları hapisteyken onun dışarıda dolaşması caiz değil

TBMM'de gazetecilerinin soruları üzerine konuşan BDP Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkcü, Genelkurmay eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasını bir sivil olarak tuhaf karşılamadığını belirtti. İlk kez bir sivilin tutuklanmadığını vurgulayan Kürkcü, "Bütün astları hapisteyken onun dışarıda dolaşması caiz olmazdı bence. Bu adaletsizlik içinde adalet" dedi.

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, İlker Başbuğ'un tutuklanmasını değerlendirdi.

Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Başbuğ’un tutuklanmasını değerlendirirken, “Terör örgütü yöneticisi olmak suçlaması bir Genelkurmay Başkanı’na atfedilecek en kötü suçlamadır” dedi. Başbuğ’a yüklenen “darbeye teşebbüs” suçlamasının cebir kullanılma ve teşebbüsün unsurlarının yerine gelmesi kaydıyla ileri sürülebileceğini dile getiren Kanadoğlu, “Yani elverişli biçimde icrai hareketin başlaması gerekiyor. Şimdi burada yani internet andıcında icrai hareket nedir, cebir şiddet var mıdır?” diye sordu. Kanadoğlu, kaçma ve delilleri karatma ihtimalinin olmadığını belirterek, Başbuğ’un tutuksuz yargılanmasının amaca daha uygun olacağını vurguladı.

‘Andıç görev suçudur’

Kanadoğlu, Başbuğ hakkındaki soruşturmada “Yüce Divan mı yoksa özel yetkili mahkemeler mi yetkili” tartışmasına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı:
“Anayasanın 148. maddesi 12 Eylül 2010’da değişti. Görevle ilgili suçların Yüce Divan’da yargılanacağı kurula getirildi. Genelkurmay Başkanı, kuvvet komutanları ve jandarma genel komutanı da buna dahil edildi. Şimdi burada İlker Başbuğ, işlendiği iddia edilen internet andıcı suçunu kendi görevinin sağladığı olanaklarla mı işledi? Bu sorunun cevaplanması gerekir. Elbetteki Genelkurmay Başakanı olmasının getirdiği olanak ve yetkilerle ortaya çıkan bir suç olabilir bu. O halde burada yetkili ve görevli olan Yüce Divan’dır, yani Anayasa Mahkemesi’dir. Bu Yüce Divan’ın savcısı da Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’dır.”

‘Yargı yürütmeye bağlı’

İlker Başbuğ’un geçmişteki, özellikle cematlere yönelik açıklamalarının anımsatılıp, “Tutuklamada siyasi bir yön veya öç alma duygusu seziyor musunuz” sorusu üzerine Kanadoğlu, “12 Eylül’de yapılan anayasa değişikliği yargı bağımsızlığını ortadan kaldırdı. Onun için bağımsız bir yargı bahse konu olduğu anda bu konuda değerlendirme yapmak mümkün olur. ‘Bugün yargı bağımsızdır’ demek gerçeğin ifadesi değildir. Bu itibarla her şeyden önce bağımsız yargının oluşturulması için herkesin gayret sarfetmesi lazım. Yeni bir anayasa yapmaktan bahsediliyor. Bir anayasa değişikliği ile bunu sağlamak çok kolay ama olanaksız. Çünkü siyasi iktidar bu tür kendisine, yani yürütmeye bağımlı bir yargıyı arzu ettiğini açıkça ortaya koyuyor. İktidar yeni anayasa yapılırken, daha önce referandumda kabul edilen maddelere dokunulmayacağını açıkca ifade etti” diye konuştu.


Cumhuriyet
Tags

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)