Mason Locasında Kavga Var


SEVGİLİ okuyucularım, Masonluk ilginç bir dünyadır. Ya da dışarıda olanlara öyle görünür. Pek çok şeyi gizli tutulur, loca toplantılarında özel giysiler giyilir, ilginç törenleri vardır, ast üst ilişkileri sağlamdır.

Masonlar kıdem sırasına göre rütbe kazanır ve her rütbenin ayrı simgeleri, bize yabancı gelen ayrı unvanları vardır .
Bildiğim kadarıyla masonların en büyük özelliği, Tanrı’ya inanırlar. Onu “Evrenin ulu mimarı” olarak adlandırırlar. İçlerinde din ayırımı yapılmaz. Tanrı’ya ve belli ilkelere inanan herkes, çeşitli soruşturmalardan geçtikten sonra mason olabilir.

Mason localarında siyasi tartışma yapılmaz. Particilik yoktur ve kesinlikle yasaktır. Ama masonlar genelde laik, yurdunu seven, Atatürk ilkelerine bağlı, ülkenin bütünlüğüne sahip çıkan insanlardır. (Bu bilgileri verince benim mason olduğumu sanmayın. Kesinlikle değilim, hiçbir zaman olmadım.)

Masonluk, bir dernektir. Cemiyetler Kanunu uyarınca çalışır ve her açıdan bulunduğu ülkenin yasalarına tabidir.
Bizde şeriatçı kesim ve sağ iktidarlar, bir sürü abartılı ve yalan nedenler uydurarak masonlardan nefret eder.

***

Geçtiğimiz günlerde (3 aralık 2011) burada belgeli bir yazım çıkmıştı. Milliliği kalmayan Eğitim Bakanlığı, ilköğretim okullarında Arapça dersler başlatıyordu. Belge özetle şöyleydi:

“Bakan başkanlığında toplanan Talim ve Terbiye Kurulu, küçük öğrencilerin Arapça öğrenmesine karar vermişti. 4-5. sınıf öğrencileri için Arapça bu eğitim yılında, 6-8. sınıflar ise 2013 eğitim yılında başlayacaktır.

Arapça ders kitaplarının taslakları Bakanlığa 30 Mart 2012 tarihine kadar gönderilecek, kabul edilenler Temmuz 2012’de duyurulacaktır.”

Alınan bu kararın anlamı çok net ve açık:

Harf devrimi yok ediliyor…

Çünkü Arapça dersleri eski yazıyla okutulacak, küçük yavruların kafası Arapça harflerle karıştırılacak.
İlköğretimde Arapça!..Bir devrim daha (harf devrimi) AKP iktidarı tarafından çöp tenekesine atılıyor!
Bunlar ilk adımlar. Ötesi daha sonra gelecek.

***

Yayınladığım belgede Bakan Ömer Dinçer’le birlikte, bakanlığın personeli olarak görev yapan Talim ve Terbiye Kurulu başkan ve üyelerinin de imzaları vardı.

Maşallah, biri olsun bu karara karşı çıkamamış, hepsi imzayı bastırmıştı.

Ancak imza sahiplerinden biri vardı ki, Bakanlığı değil ama üyesi olduğu Mason Locasını karıştırdı, kavga çıkmasına neden oldu.

Ahmet Sönmez!

Bu şahıs üst düzey bir mason.

Şu anda Pergel Locası’nın üstad-ı muhteremi.

Başka bir deyişle, locanın başkanı.

Locanın basılı rehberinde resmi ve ismi var. Yanında şu bilgilere yer veriliyor:
“Tekris (kabul) tarihi 2 mayıs 2000. Mesleği: Eğitimci. İş adresi: Milli Eğitim Bakanlığı Talim Terbiye Kurulu üyesi…”

***

Bir masonun, böylesine gerici, devrimleri yok edici karara imza atması mason locasında yadırgandı.
Ahmet Sönmez, iddialara göre o masonluk makamına zaten hak etmeden, çok uzun süren seçimler sonrasında, kademe ilerlemesi yapmadan getirilmişti. Loca arkadaşlarına göre durum şöyleydi:

“Önce sekreter, sonra birinci nazır ve en az yedi yıllık üstad mason olması gerekiyordu. Yazılı olmayan kurallarımıza göre bu süre en az 20 yıl alır. Oysa kendisi bu kademelerin çoğundan geçmedi.”

Locada kendisine yönelik tepkilere bir de bu eklenmiş oldu. Ancak esas sorun onun bu kademeleri atlayarak yükselmesi değil, Bakanlığın o kararına attığı imza oldu.

Üstad-ı muhterem Ahmet Sönmez’e bu imzası nedeniyle locada tepkiler sergilendi, çok ağır eleştiriler aldı.
Arkadaşları kendisini kınadılar:

“Üstad, Emin Çölaşan belgesini yayınlayınca öğrenmiş olduk. Siz böyle bir kararın altına nasıl imza atarsınız?”
Verdiği yanıt ilginçti:

“Emin Çölaşan makbul bir adam mı yani, siz onun yazdığına ne bakıyorsunuz!..Ben imza atmasam bile, Arapça ders kararı nasıl olsa kabul edilecekti. Ben formalite icabı olarak imzaladım.”
Loca arkadaşları ısrarlıydı:

“Türkiye’yi geriye götürecek böyle bir kararın altına sizin imza atma hakkınız yoktur.”
Tartışmalar şiddetlendi.

Bazıları, kendisini Mason cemiyetinin locadan daha üst düzeyine şikayet etme kararı aldı. Gerekçeleri ilginçti:
“Bizim bir mensubumuzun, hangi görevde olursa olsun böyle bir karara imza atmaması gerekir. Bu imzasıyla, bizim sonuna kadar bağlı olduğumuz Cumhuriyet rejiminin ilkelerini çiğnemiştir.”

***

Sonraki gelişmeler daha da ilginç! Loca arkadaşları, Ahmet Sönmez’i atmış olduğu bu imza nedeniyle en üst makama şikayet ettiler…

Bu üst makam, Mason Cemiyetinin Ankara’daki en üst düzey makamı ve büyük üstadın (Türkiye’deki genel başkanın) temsilcisi olan Büyük Üstad Vali Kaymakamlığı.

Yapılan şikayete oradan yanıt geldi:

“Cemiyetimizde, devlet memuru kardeşlerimizin sayısında zaten büyük azalma var. Mecbur kaldığı için böyle yapmıştır. Hakkında işlem yapılmasına gerek yoktur.”

***

Bu olanları yazıya dökmeden önce epey düşündüm. Birincisi, Ahmet Sönmez’in kıdemli bir mason olduğunu açıklayıp onu Eğitim Bakanlığına hedef göstermiş oldum.
Oysa masonların isimleri gizlidir.

İkincisi, onun mason olduğunu, hele hele Pergel locasının üstad-ı muhteremi olduğunu, Milliliği kalmamış olan Eğitim Bakanlığı herhalde bilmiyordu. Şimdi bu durum açığa çıkınca onu görevden alıp sürgün edebilirler. (Dokunmayacaklarını umarım.)

Evet, 3 aralık 2011 günü burada bir yazı yazdım, Arapça eğitim rezaletinin belgesini açıkladım. Yazımın sonunda şöyle demiştim:

“Burada son sözüm de, bu belgeyi imzalamış olan Talim Terbiye Kurulu başkan ve üyelerine. Bazıları imam hatip kökenli ama hepsinin ortak özelliği, göreve bu iktidar tarafından getirilmiş olmaları.
Bakan Bey emir vermiş, içlerinden bir babayiğit çıkıp ‘Ben bu karara katılmıyorum’ diyememiş. Yazıklar olsun.”
O yazının Mason localarını karıştıracağını, orada kavga dövüş çıkacağını, birilerinin suçlanacağını vallahi aklıma bile getirmemiştim.
Ben ne bileyim koskoca Eğitim Bakanlığında kimlerin imam, kimlerin mason olduğunu!

Emin Çölaşan
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)