NATOTürkçülük eşittir Kürt düşmanlığı


Bu sütunda daha önce eleştirdiğimiz Prof. Dr. Anıl Çeçen’in, önceki gün basına yansıyan ve tepki çeken yeni sözleri, bir fikrî devamlılık göstergesi aslında...

Gelin, önce o sözleri anımsayalım:

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’na davet edilen Prof. Dr. Anıl Çeçen, “Güneydoğu’da yaşanan teröre artık biz normal koşullarda insan hakları açısından bakamayız. Savaş hukuku açısından bakmak durumundayız.” dedi. Çeçen, ayrıca “Kürtlere doğum kontrolü uygulanmasını“ da istedi.

‘Göstericilere füze atılsın’

İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nda dile getirilen bu sözleriyle de yetinmemiş Anıl Çeçen. Radikal’e verdiği demeç, daha da vahim:

“Nerede bir topluluk varsa uydu üzerinden yer tespiti ile bir füze göndermek mümkün. 40 - 50 kişi bir araya geldiyse ve bu olaylar tırmandırılmak isteniyorsa pekâlâ hedef olacak. O zaman terörün tırmanmasını önlemek üzere geçici bir süre, silahlı çatışma ortamı ortadan kalkana kadar bu tür toplantılar sınırlanabilir. Ama sürekli olur demiyorum.”

NATOTürkçü Avrasyacılık

“Göstericilere füze atılsın” diyen bu zihniyetle Avrasyacılık tartışmıştık anımsarsanız.

Anıl Çeçen, Rusya ve Çin’in de ABD gibi emperyalist bir devlet olduğunu ileri sürmüş ve Türkiye’nin bu iki devletten uzak durarak, İran’la Avrasya ittifakı kurmasını savunmuştu. Çeçen, daha da ileri giderek, Türkiye’nin İran’la birlikte, olmayan Çin ve Rus yayılmacılığına karşı durması gerektiğini söylemişti. Çeçen’in o tartışmada, “Çin ve Rusya’nın İran’a destek vermemesini” istemesi ise İran dostluğunun da soru işaretleriyle dolu olduğunu gösteriyordu.

Biz de, “Bugün Rusya ve Çin düşmanlığı yaparak, nesnel olarak Amerikancılık yapmış olursunuz!” diyerek, Prof. Çeçen’i uyarmıştık. İran’ın Çin ve Rusya desteğiyle ancak ABD saldırısına direnebildiğine dikkat çekmiştik. İttifakları tarihsel düşmanlıkların değil, güncel tehditlerin ve ulusal çıkarların belirleyeceğine Mustafa Kemal’den örnek vermiş ve onun Sovyet Rusya’yla dostluk politikasına dikkat çekmiştik.

Ancak bu maddi olgular, Anıl Çeçen’i “Çin ve Rusya karşıtlığında” bir santim bile geri adım attırmamıştı.

Prof. Dr. Çeçen’in kendisini tarif ederken “NATO düşmanı değilim” demesi ve NATO’nun BM’ye bağlanmasını istemesi ise meğer bugünkü sözlerinin aslında işaretiymiş.
Çünkü bakış aynı bakış...

Savaş Kürtlerle değil ABD’yle

Anıl Çeçen, güneydoğuda bir ön savaş yaşandığını söylüyor ama bunun taraflarını Türkler ile Kürtler şeklinde çiziyor. Haliyle düşman Kürtler olunca, üzerlerine füze gönderilmesini istiyor.

Doğru, bir ön savaş var ama bu savaş Türklerle Kürtler arasında değil, Türkiye ile ABD arasında!

Ama NATOTürkçü zihniyetin varacağı yer, ABD’nin rolünden bahsetmeyip, toptan Kürtleri hedef almaya varır ancak...

Ve böylece “savaşın tarafı” ilan ettiği PKK’yi de, terör örgütü olmaktan daha fazlasına terfi ettirir! Çünkü savaşlarda devletin karşısında devlet olur, terör örgütü değil!

Kemalizm, Türk-Kürt kardeşliğidir

Anıl Çeçen’in zihniyetini, onu yandaş medyada parlatanlara havale ediyoruz. AKP’nin bilumum destekçileri bir ara onu hemen her gün programlarına konuk alıyor ve “Ergenekoncu olmayan gerçek Kemalist”, “darbeci olmayan, gerçek ulusalcı” diye kamuoyuna pazarlıyorlardı.

Kendisini Kemalist diye tarif eden birinin, AKP kalemşorlarının övgülerine mazhar olması manidar elbette.

Ama biz biliyoruz ki Mustafa Kemal, Türk - Kürt kardeşliği kurarak emperyalizme karşı başarılı oldu. Bugün de ABD emperyalizmine karşı Türkiye’yi gerçekten savunmanın yolu Türk - Kürt kardeşliğinden geçmektedir!

Mehmet Ali Güller
Aydınlık

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)