Nazlı Ilıcak’ın niyeti ne?


Nazlı Ilıcak’ın CNN Türk’te yayınlanan “Dört Bir Taraf” adlı programda Oda TV davasıyla ilgili, “Dava 23 Ocak’taki duruşmada sonuçlanacak. Aralarında Müyesser Yıldız, Ahmet Şık ve Nedim Şener’in de olduğu gazeteciler özgürlüklerine kavuşacak” demesi sizce ne anlama gelir?
Elbette ki, “Bu davalar hukukî değil siyasîdir. Siyasî olduğu için de davaların sonucunu hukukçular değil, siyasîler belirler” anlamına gelir ve Ilıcak’ın Oda TV ile ilgili 23 Ocaktaki duruşma hakkında siyasilerden bilgi aldığı manası ortaya çıkar. Nitekim böyle bir endişeden şüphelendiği için Vatan gazetesi yazarı Mustafa Mutlu ilgili mahkemenin başkanı Hâkim Mehmet Ekinci’yi arayıp Ilıcak’ın iddialarının doğruluk payını sormuş. Hâkim Ekinci davaya yeni atandığını söyledikten sonra, “Ben bile dosyayı doğru dürüst incelememişken bu hanımefendi davanın içeriğini ve çıkacak tarihi nereden biliyor?” cevabını vermiş. Yani Mahkeme Başkanı, “Ben bilmiyorum, Ilıcak nereden biliyor?” diyor. Ve Ilıcak’ın mahkeme adına böyle konuşması hakkında basın savcılarına, “Gereğini yapmanız lâzım” çağrısında bulunuyor..
Evet, Ilıcak ne yapmak istiyor?
Belli ki Ilıcak bu gazetecilerin tutukluluklarının devamını istiyor. En azından bir müddet daha içerde kalmalarını arzu etmekte. Öyle ya, mahkeme 23 Ocak’taki duruşmada Şık, Nedim ve Müyesser Yıldız’ı serbest bıraksa herkes, “Ilıcak’ın dediği oldu” diyecek ve mahkemeyi ilzam etmeyi sürdürecek. En iyisi diyecek mahkeme, Ilıcak’a göre, duruşmayı tutukluluk hallerinin devamı ile birlikte ileriki bir tarihe ertelemek… İçinizde “insafsız bir değerlendirme” diyenleriniz olabilir. Ama bizim “yandaş” dediğimiz kalemleri dikkatle okuyun, bu üç gazetecinin tutuklu kalmalarına sevinenlerin, bunun “hukuki bir durum” olduğunu izah edebilmek için kıvrım kıvrım kıvrananların o kadar çok olduğunu görecek, şaşıracaksınız.

Türkiye bu hale geldi maalesef…
Önce Banu Avar ve Müyesser Yıldız gibi devşirilmesi mümkün olmayan gazetecileri kalemlerinden, ekranlarından, mikrofonlarından ettiler. Söyleyin Allah aşkına Banu Avar gibi dünyada kaç gazeteci var. O ekrana çıktığında ülke ve dünya meseleleriyle teğet de olsa ilgisi bulunanlar ellerine kalem kâğıt alıp not tutmaya başlamıyorlar mıydı? Türkiye ve özellikle dünya gerçekleri hakkında bu milletin Avar’dan öğrendikleri az şey midir? Bundan niye rahatsız olundu? Müyesser Yıldız’ın yazdıklarının ekseriyeti tarihe tanıklık eden “arşivlik bilgiler” değil miydi?
Avar’ı ekransız, Yıldız’ı işsiz bırakan zihniyet ekranları ve gazete köşelerini tuhaf tuhaf kalemlerle doldurdu. Onlara programlar yaptırdı, yaptırıyor. Bu tuhaf kalem ve yüzlerden bu millet ne öğreniyor? Allah şahittir ki, pek çoğunun programı kavga-gürültü, cızırtı-zırıltı cinsinden. En kötü magazin programı seviyesinde şeyler çıkıyor ortaya. İşleri güçleri CHP ile uğraşmak. Daha kaliteli (!) olanları entelektüel havalarında “tarihle yüzleşmek” falan diyerek, milletin geçmişine asit dökmekle meşguller. En başarılı oldukları saha milleti kendinden utandırmak, eşkıyayı ve bu milleti bu coğrafyadan silmek isteyenleri göklere çıkarmak. Onları dinledikçe kamuoyu, “Yahu bu Türk milleti ne kötü bir milletmiş. Yahu bu Haçlılar, bu Amerikalılar, bu Ermeniler ne kaliteli milletmiş, PKK ne kadar iyi imiş, Asker ne kadar kötü imiş” demeye başladı. Öcalan övülüyor, Atatürk yeriliyor. Utanmasalar, “TSK tasfiye edilsin, TC’nin iç ve dış güvenliği PKK’ya devredilsin” diyecekler. Aslında satır aralarında bunu söylüyorlar, zihinlerde böyle bir algı oluşmasını başarıyorlar… Hem de fevkalâde…

Rauf Denktaş da rahmetli oldu
Bu bahiste şu günlerde arkasından timsah gözyaşı dökenler için söylenecek çok şey var amma gün bugün değil…
Ömrünün 60 yılını Kıbrıs’taki Türk varlığının jenosit görmemesi için adamış, 1963 yılında başlattığı silahlı mücadele ile Rum-Yunan-İngiliz ve bütün Batı dünyasına karşı Mücahit Denktaş olarak bunu başarmış, başarmakla kalmamış, Kıbrıs Türk’üne bir de devlet kurmuş tarihî bir şahsiyetti O…
Böyle bir hayat kaç kişiye nasip olur?
Nur içinde yatsın. Rabbim merhameti ile muamele etsin.
Kabri cennet, akıbeti Cemalullah olsun..

Hasan Demir
Yeniçağ

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)