Ölen köylülerin ardındaki gerçek!


Haber, “bir bu eksikti” diyerek geldi. Barzan’i, bombalama sırasında kaçakçılık yaptıkları sırada ölen Uludere köylülerinin ailelerine dağıtmak üzere “40 bin Amerikan Doları” gönderdi.
Dolarlar çantaya doldurulmuş.
Gülyazı Köyü’ne getirildi.
Taziye Çadırı’ında teslim edildi.
40 bin dolar dolu çantayı getiren Barzani’nin temsilcisi Lezgin Sindori adlı heyet başkanı, çadırda kendini karşılayanlara; “Vicdanı olan herkes bu olaya katliam diyecek. Bizim burada olmamızın sebebi sizin acınıza ortak olmaktır” dedi.
İyi mi!

Barzani’de katliam diyor.
Barzani “Dolar ile” geliyor.
Ölüm acısını hafifletecek.
Devlet de “TL ile” koşuyor.
Mevcut yasa işleyecek. Devlet de, ”terörle mücadele sırasında maddi zarara uğrayanların yakınlarına kişi başına 22 bin 500 TL” verecek. Ana muhalefet partisi CHP ise kişi başına verilecek miktarın 65 bin 500 TL’ye çıkartılması için “kanunda Uludere rötüşü” yapılmasını teklif etti.
Ölüm acısı amigoluğu başladı.
AKP-CHP-Barzani yarışa girdi.
Kim daha çok para verecek?

Xxx

Tarım gelişmemiş.
Hayvancılık tükenmiş.
İşçilik hiç olmamış.
Memurluk zaten yok.
Bu bölgenin diğer köylüleri gibi Barzani’nin “ölüm acısı parası” gönderdiği köylüler de geçinebilmek için sadece “kaçağa gitmek” adı verilen mesleği yapıyorlardı.
Devlet biliyormuş.
Ordu da biliyormuş.
Vali de biliyormuş.
Milletvekilleri de biliyormuş.
Parti başkanları da biliyormuş.
Yani herkes biliyormuş.
Bu insanların dedeleri de “kaçağa” gidermiş, oğulları da ve şimdi torunları da işte bu kaçağa gittikleri sırada terörist zannıyla bombayla öldürülenler olmuşlar.
Herkes biliyorsa katil belli!
Katil bilenlerdir.
Barzani’nin “ölüm acısını soğutma parası” gönderdiği insanları “kaçağa gitmekten başka” bir geçim kaynağı bulma yolu, yordamı, yöntemi ortaya koyamayanlardır.
10 yıllık iktidar.
Türkiye’yi uçurdu(!)
Büyüme hızında Çin’i geçti.
Uludere köylülerine “kaçağa gitme” ve ölüm acısını Barzani’nin dolarlarıyla soğutmaya muhtaç kalmayacak bir iş, meslek, geçim, üretim modeli kuramadı!

Xxx

Kaçakçı zengin olur.
Para içinde yüzer.
Bu insanlar neden yoksullar?
Dededen kaçakçı, oğuldan ve torundan kaçakçı oldukları halde niçin günde 50-60 lira karşılığı “kaçağa gitmek zorunda kalacak” kadar fakir kaldılar, kalıyorlar?
Bunlar kaçağa gidiyor.
Başkaları mı zengin oluyor?
Irak, Suriye sınırında (mayın döşeli 910 kilometre mayınlı topraklar da dahil) büyük kaçakçı patronların yönettiği örgütlenmeler malları getirip bu insanlara sınırı geçirmek üzere taşıttırıyor. Kaçakçılıktan doğan asıl büyük karı bu kaçakçı patronlar alıyor.


KUTU
(uyan borusu)

Önce küfelik!
Sonra IMF’lik!
Ve Yeni Derviş!

Türkiye bu “teğet bile geçmez” adlı filmleri çok gördü. Önce döviz açığı büyür, yüksek büyüme yaşanır. Arkasından durumun asılında “çok parlak” değil “küfelik” olduğu ortaya çıkar. Döviz kaçmaya ve yükselmeye başlar. Yenisi gelmez. Merkez bankası hazır rezervlerini hızla eritir. Vadesi gelen dış borçların miktarı korkutucu boyuta çıktığı için ülke “IMF’lik hale” geliverir. Sonra da Yeni bir Kemal Derviş gönderilir. Biz bu filmi daha önce de gördük.

Necati Doğru
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)