Oraya "Dinçer'in toplama kampı" deniliyor


Milli Eğitim Teşkilat Kanunu’nu değiştirdi, Atatürkçü eğitime vurgu yapan cümleler yasadan çıkarıldı. Büyük önder Atatürk’ün “Millet Mektepleri Başöğretmenliği”ni kabul ettiği 24 Kasım “öğretmenler günü” olarak kutlanıyor. Bakanlık binası önünde bulunan “Başöğretmen Anıtı” önünde o gün saygı duruşunda bulunulur, öğretmenler günü kutlanırdı. Bakan Ömer Dinçer, “Buna ne gerek var” dedi ve yerleşmiş uygulamaya son verdi.

Sıra ulusal bayramlara geldi. “Gençler üşüyor” bahanesiyle, illerde statlarda yapılan kutlamalara son verdi. Her ne kadar yetkililer, “İsteyen statlarda yapar” deseler de, bu gösterileri statlara taşıyacak Milli Eğitim Müdürleri, soruşturma açılacağını, görevden alınacağını bildikleri için bakanlığın genelgesini harfiyen uygulamak zorunda olacaklar.

Böyle kıyım görülmedi
AKP’li Milli Eğitim Bakanları Hüseyin Çelik ve Nimet Çubukçu döneminde üst görevlere getirilen kim varsa, Ömer Dinçer hemen tamamını tasfiye etti. Şimdi, eğitimle ilgisi olmayanlar üst görevlere getiriliyor. Çok yakından tanıdığım Milli Eğitim Bakanlığı bürokratları hiç bu kadar huzursuz, hiç bu kadar eğitimin ana sorunlarının askıya alındığı bir dönem yaşamamıştı. Hem de böyle bir kıyım görülmemişti.

Müsteşar yardımcısı Recep Işık da alındı, yerine bakanın okul arkadaşı Zübeyir Yılmaz getirildi. Personel Genel Müdürlüğü’ne Sağlık Bakanlığı Personel Genel Müdürü kaymakam kökenli Hikmet Çolak atandı. Şimdi, kadrolaşma tam gaz devam edecek. Geçen hafta tam 59 il’in Milli Eğitim Müdürü merkeze çekildi. Ne yapmış bu müdürler? Üstelik yerlerine atanlar onlardan daha üstün niteliklere mi sahip? Hayır. Bir gün bile yöneticilik görevleri olmayanlar, Eğitim Birsen Sendikasının üyeleri olduğu için müdürlüklere atanıyorlar. Kıdem, liyakat, başarı sadece sözde kalıyor.

Milli Eğitim Bakanı, yakın bir gelecekte Türkiye genelinde ortaöğretim müdürlerinin tamamını değiştirmeyi düşünüyor. 2 bin 50 öğrenciyle birlikte 24 Ocak’ta umreye gidecek olan öğretmenlerin bir bölümü, dönüşlerinde müdürlük müjdelerini de alırsa şaşırmamak gerekir.

Haftada bir genel müdür değişir mi?
Bu işler çocuk oyuncağı mı? Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’ne, yasa değişikliğinden önce de bu görevi yürüten Ruhi Kılıç görevlendirildi. Aradan bir hafta geçti, bu kez Ruhi Kılıç görevden alındı yerine yardımcısı Yurdagül Aydoğan görevlendirildi. Yeni görevinden dolayı kendisine çiçekler geldi, tebrik edildi. Ancak bu da uzun sürmedi. Bu kez Konya’dan Hakan Sarı bu göreve getirildi.
Öğretmen kökenli Müsteşar rahmetli Bener Cordan döneminde, her hafta bakanlıkta geniş kapsamlı toplantılar düzenlenir, eğitim güncel sorunları, çözüm önerileri, bu konuda yapılan ve yapılmakta olan çalışmalar değerlendirilir, hemen herkes görüşlerini çekinmeden ortaya koyardı.
Bugün öyle bir durum söz konusu değil. Bir toplantı yapıldığı zaman, bakanın hoşuna gitmeyen görüş ifade edildiğinde, vay o bürokratın haline. Toplantı ortamında ağır eleştirilere uğruyor, zaten makamlarına pamuk ipliğiyle bağlı oldukları için kısa süre sonra “toplama kampı”na gönderiliyor. O da ne demek? Anlatayım.

“Toplama kampı”nda 620 kişi
Onlar, kısa süre öncesine kadar Milli Eğitim müsteşar yardımcısı, genel müdür, yardımcısı, daire başkanı, şube müdürü, il milli eğitim müdürüydü. Yeni yapılanmada kendilerine bir görev verilmedi ve “şahsa bağlı kadro” yani önemli hak kayıpları olmadan, ama hiçbir iş yapmadan emekli oluncaya kadar bakanlık mensubu olarak kalabilecekler.

Bakanlığın Beşevler semtinde bulunan dispanserinin bazı katları “toplama kampı” olarak belirlendi. Erken gelen bir koltuk bulursa oturuyor. Ancak, oraya gelme zorunluluğu da yok.

Yılların bürokratı içinde bulundukları durumu anlatırken içi burkuluyor ve şöyle devam ediyor:
“İnanın kendi halimize içimiz parçalanıyor. Bu kadar büyük haksızlık, hukuksuzluk olmaz. Genel müdürlük yapmadan örneğin 10-15 yıl genel müdür maaşı alınacak. 59 il müdürü merkeze çekildi. Onlar da artık fiilen müdürlük görevinde bulunmamalarına rağmen müdür maaşı almaya devam edecekler. Şu anda, sayımız 620’ye yaklaştı. Belki daha da artacak. Buraya ‘Ömer Dinçer’in toplama kampı’ adı verildi. Ama unutulmasın ki zulüm payidar olmaz.”
Onlara göre şu anda büyük bir zulüm, haksızlık, hukuksuzlar var..


Saygı Öztürk
Sözcü

Yorum Gönder

0Yorumlar
Yorum Gönder (0)